LAİKLİK MECLİSİ, Seküler yaşamı sorun olarak gören “DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİK PLAN 2024-2028” belgesine karşı suç duyurusunda bulundu:

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA ANKARA   

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN…………………….:

ŞİKAYETÇİLER………………:

VEKİLLERİ…………………….:

ŞÜPHELİLER………………….:1)ALİ ERBAŞ -DİYANET İŞLERİ BAŞKANI

                                                   2)D.İ.B. STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANI

                                                    3)Soruşturma aşamasında tespit edilecek diğer D.İ.B. görevlileri.

SUÇ……………………………..:1)ANAYASA HÜKÜMLERİNE AYKIRI DAVRANMAK SURETİYLE 

                                                   GÖREVİ  KÖTÜYE KULLANMAK. (5237 s T.C.K.  madde 257/1)

                                                   2)DİN HİZMETLERİNİN KÖTÜYE KULLAHILMASI (5237 s.T.C.K. 219/1-2-4)

SUÇ KONUSU …………………:DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI GÖREVLİLERİ TARAFINDAN HAZIRLANAN

                                                    “DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİK PLAN -2024-2028” ADLI 

                                                    BELGEDE KULLANILAN İFADELERLE ANAYASAL LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI 

                                                    DAVRANMAK SURETİYLE LAİKLİK İLKESİNİN YOK SAYILMASI,D.İ.B.

                                                    GÖREVLİLERİ OLAN ŞÜPHELİLERİN LAİKLİĞE AYKIRI BEYANLARLA ANA-

                                                    YASAYA AYKIRI ŞEKİLDE DİN HİZMETLERİNİ KÖTÜYE KULLANMALARI.

OLAYLAR……………………….:

                    Anayasal bir kamu kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı, yasa gereği olarak kendi kurum görevlilerine hazırlattığı “DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİK PLAN 2024-2028” başlıklı belgede, Anayasa ve kendi kuruluş yasası hükümlerine aykırı olarak, Laikliğe aykırı ifadelere yer vermek suretiyle, görevini kötüye kullandığı gibi, ayrıca din hizmetlerinin kötüye kullanılması suçunu da işlemiştir. Anayasa ve kendi kuruluş yasası hükümleri itibariyle görevini yerine getirmesi ve din hizmetlerinin sağlıklı şekilde yürütülmesi ile toplumun dini yönden bilgilendirilmesi yolunda çalışmalar yapması gerekirken, söz konusu

planda kullanılan ifadelerle toplumu ayrıştırıcı,bireyleri huzursuzluğa sürükleyici bir tavrı yansıtmaktadır.Bunun Anayasal bir suç olması yanında Türk Ceza Yasası hükümleri açısından da soruşturulması gereken bir suç olduğu kuşkusuzdur.Söz konusu Plan’ın, Diyanet İşleri Başkanı sıfatı bulunan şüpheli Ali Erbaşın talimatı üzerine, Başkanlığın Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından hazırlanarak kamuya  açıklandığı bilinmektedir. Bu itibarla, toplum adına şikayette bulunulması ve ilgililer hakkında soruşturma ve dava açılması için başvuruda bulunmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

AÇIKLAMALAR ……………….:

• ŞİKAYETE KONU EYLEMLER ANTİ-DEMOKRATİK , LAİKLİĞE AÇIKÇA AYKIRI VE TOPLUMU

AYRIŞTIRICI, TOPLUMSAL HUZURSUZLUĞA NEDEN OLACAK NİTELİKTE OLUP ANAYASAL DÜZENE KARŞI BİR TAVIR  OLUŞTURMAKTA VE ŞÜPHELİLER YÖNÜNDEN GÖREVİN KÖTÜYE KULLANILMASI SONUCUNU ORTAYA ÇIKARMAKTADIR. BUNA GÖRE :

Planda kullanılan laikliğe aykırı ifadeler olarak :

“Sayfa 6’da :insanlığın sorularına doyurucu cevaplar veren, bireysel ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik  kurslarının sayısını artırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirilecektir.-

Sayfa 5’de :ülkemizde eğitim al şekilde rehberlik eden yegâne din İslâm’dır.

Yine sayfa 6’da :.4-6 yaş aralığındaki çocuklarımızın değerler eğitimiyle yetişmelerini hedefleyerek, Kur’an gören öğrenci sayısının artırılması; sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi, dini vb. alanda etkin bireylerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.

Sayfa 7’de : Zekât ve kurban ibadeti yaygın hale getirilerek, toplumun bu ibadetleri daha güçlü bir şekilde benimsemesi ve uygulaması için eğitim programları düzenlenecek.

Çağın getirdiği bireysel, toplumsal ve küresel meydan okumalar, tehditler ve sorunlar karşısında İslâm’ın temel ilkeleri çerçevesinde çözümler üretilerek herkes için daha güzel bir hayatın inşasına katkı sunulacaktır.-

Sayfa 13’de .2. Din eğitiminin nicelik ve niteliği artırılacaktır.
. Yurt dışına yönelik din hizmeti, yaygın din eğitimi ile yayın hizmetlerinin nicelik ve niteliği artırılacaktır. –s.1
. helal gıdayı teşvik etmeye,

Sayfa 18’de ; “ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı

Sayffa 31’de ;ailelerin çocuklar üzerindeki temel haklarından biri olan din eğitim ve öğretimine yönelik talepler zengin görsel içerikli eğitim araçlarıyla desteklenmiş  nitelikli din hizmetleriyle karşılanacaktır.

Sayfa 47’de :Fırsatlar - Toplumsal sorunların çözümünde din görevlilerinin daha etkin hale gelmesi.

Ayni sayfada :Cinsiyetsizleştirme ve eşcinsellik ve türevleri gibi her türlü sapkın düşünce ve anlayışların bireyi,aileyi ve toplumu tehdit etmesi.

Ayni sayfada :internet ve kitle iletişim araçlarının bilginin ve hakikatin manipülasyonu için kullanılması

Sayfa 54’de :Aileye ve toplumun kırılgan kesimlerine yönelik inanç ve değerler ekseninde çalışmaları arttırmak.

Aynı sayfada : Müslümanlara karşı dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ,eylem ile yaklaşımlara karşı etkin rol alınacaktır.

Sayfa 55’de :Din eğitiminin nicelik ve niteliği arttırılacaktır.

Sayfa 64’de :Nikah işlemleri için Müftülüğe başvuran çiftlerin eğitimlere dahil edilmesi sağlanacaktır.

Sayfa 85’de :Seküler anlayışın toplum üzerendeki etkilerinin geleneksel değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasında olumsuz yansımaları olmaktadır..

Yine aynı sayfada :Sekülerleşmenin getirdiği değişimler ve etkiler konusunda toplumsal farkındalığın artırılması ,manevi değerlerin güçlendirilmesine yönelik çalışmaların arttırılması.

Ayni sayfada :Din eğitiminin nitelik ve niceliği arttırılacaktır.” şeklinde açıklamalar bulunmaktadır.

2)SUÇUN UNSURLARI VE  AÇIKLAMASI :Öncelikle,Anayasa’nın 2.maddesine göre,Cumhuriyetin nitelikleri arasında Laiklik açık bir şekilde belirtilmiş bulunmaktadır. 4.Maddede ise,Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hükmü yer almaktadır.Yine Anayasanın 11.maddesinde,Anayasa hükümlerinin tüm idare makamlarını bağlayan temel hukuk kuralları oldukları vurgulanmıştır. 24.maddede ise,din ve vicdan özgürlüğü kavramı açıklanarak herkesin din ve vicdan özgürlüğüne sahip olduğu belirtilerek,maddenin 3.fıkrasında aynen:”kimse ibadete,dini ayin ve törenlere katılmaya,dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz,dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” denilmektedir.Yine maddenin son fıkrasında,”Kimse,devletin sosyal,ekonomik,siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa,din kurallarına dayandırma veya siyasi ve kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz”  hükmüne yer verilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili Madde 136’da ise,”Genel İdare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı,Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek,özel kanununda gösterilen  görevleri yerine getirir” hükmü bulunmaktadır.Anayasanın bir başka maddesinde de laiklik ilkesine vurgu yapılarak,147.maddede,”Türkiye Cumhuriyeti’nin Laik niteliğinin korunması” hususunda 8 adet devrim yasasına atıf yapılmaktadır.

Alıntılanan tüm bu Anayasa hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Stratejik Planı’nın, yukarıda belirtilen ifadelerinin bir bütün olarak laikliğe aykırı nitelikte olduğu,”sekülerleşmenin oluşturduğu sorunlara” vurgu yapılarak laikliğin açıkça hedef alındığı,bireylerin dinsel tercih ve seçimlerinde özgür oldukları Anayasa  ile teminat altına alınmış olmasına rağmen,din eğitimi ve öğretiminin yaygınlaştırılması ve yoğunlaştırılması yolu ile,deyim yerinde ise,”dinci” insan yetiştirme hedefine yönelindiği,laik toplum düzeninin dinsel bir niteliğe doğru dönüşmesinin amaçlandığı,bu yolla siyasi iktidarın güvence altına çalışıldığı ve siyasi bir amacın gizlenmeye çalışıldığı,toplumsal huzur yerine huzursuzluk yaratacak ilke ve yaklaşımların ön plana çıkarıldığı,insanları dini inanç ve kanaatlerine ayrıştırarak toplumda bütünleşme yerine ayrımcılık yaratacak bir anlayışın egemen kılındığı görülmektedir.Zamanında toplumu,bireyleri dinsel fanatizmden kurtarıp özgür bireyler yaratmak,din konusunda bilgilendirici,uyarıcı ve yönlendirici çalışmalar yapması için kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın getirildiği bu durum çok düşündürücüdür,kaygı vericidir.Bu stratejik plan ile,insanların farklı dinsel inanç ve kanaat sahibi olmaları engellenmekte,ayrıca Anayasal bir hak olan inançsızlık da kötülenmektedir.Tüm bu yönleri ile anti demokratik bir yapıdaki bu plan nedeniyle sorumlular yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.

Anayasa ve kendi kuruluş yasasına aykırı bu planı hazırlatan Diyanet İşleri Başkanı ve  Strateji Geliştirme Başkanı ile ilgili tüm görevliler,bu planı hazırlayarak görevlerini kötüye kullandıkları gibi,ayrıca T.C.K.’nın 219 maddesinde belirtilen “din görevlilerinin din hizmetlerini kötüye kullanma” suçunu işledikleri açıktır.Bu itibarla,sözü edilen tüm suç şüphelileri hakkında yasal soruşturma yapılmalı ve sonucunda dava açılmalıdır.

SONUÇ VE İSTEM…………Yukarıda açıklanan olaylar ve yasal gerekçelere göre :
                                              Şüpheliler hakkında yasal soruşturma yapılarak kamu davası açılması için gereği arz olunur.