Laiklik Meclisi tarafından 3 Mart 2024 yayımlanan Laiklik Bildirgesi
Laiklik Meclisi'nin 3 Mart tarihinde düzenlediği etkinlikte Laiklik Günü Bildirgesi okundu. Bildirgede şu ifadeler yer aldı:
3 Mart 1924 tarihinde, “Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmanî’nin Türkiye haricine çıkarılmasına, “Şeriye, Evkaf, Erkânı Harbiyei Umumîye Vekâletinin ilgasına ve “Tevhidi Tedrisat” (Eğitim-Öğretim Birliği) yasaları ile laikliğin temeli olan büyük adım atılmıştır.
29 Ekim 1923’ten sadece aylar sonra atılan bu büyük adım, 1925’te tekke ve zaviyelerin kapatılması yasasının, 1926’da laik hukukun temeli olan Medeni Kanun’un, 1937’de laikliğin değiştirilmez bir temel ilke olarak Anayasaya girişinin de dayanağıdır.
3 Mart, kul değil yurttaş olmanın ve toplumsal yaşamın zemini olan laikliğin temelidir.
3 Mart, gelecek kuşakların akıl ve bilimle aydınlanmasının, sorgulayan yurttaşlar olmasının güvencesidir.
Laiklik Meclisi, 3 Mart 1924’te üç büyük devrim yasasını onaylayan, Türkiye’nin laik bir ülke olmasının yolunu açan TBMM’ni saygıyla anar ve 3 Mart’ın bugünden itibaren her yıl Laiklik Günü olarak kutlanması yönündeki kararlılığını bir kez daha ifade eder.
Bugün ülkemiz, toplumsal yaşamdan, yargı ve Anayasaya, idari yapıdan, eğitim alanına kadar bütünlüklü bir karşı devrim saldırısıyla karşı karşıyadır.
1980’lerle başlayan ve 2000’lerle hızlanan bu karşı devrim süreci “Yeni Türkiye” ve “Türkiye Yüzyılı” söylemiyle son düzlüğüne girmiştir.
Bilinmelidir ki, laiklik bu topraklardan asla silinemeyecektir. Bu saldırıya karşı bir mücadeleyi büyütmek, güçlendirmek üzere kurulan Laiklik Meclisi, 3 Mart 1924’ün yüzüncü yılında;
Hem devrim yasalarının hem ardından gelen ilgili yasaların uygulanması için mücadele edeceğini;
“Yeni Anayasa” girişimlerine karşı toplumu bilgilendirme ve bu girişimlere karşı güçlü bir merkez olma sorumluluğuyla bu mücadeleyi yürüteceğini;
Başta kadınlar olmak üzere yurttaşların temel haklarını ve yaşamlarını düzenleyen Medeni Kanun’a dönük gerici saldırıların püskürtülmesi için çalışmalarına devam edeceğini;
Toplumu hedef alan şeriat ve hilafet söylemlerine, tarikat cemaat kuşatmasına karşı laiklik mücadelesini daha da büyüteceğini;
Tarikat ve cemaatlerin, halen yürürlükte olan 677 sayılı yasaya rağmen faaliyet yürütmelerine karşı,kapatılmaları için mücadele edeceğini;
Hazineden devasa bütçe, siyasi destek ve güç alarak Anayasa’yı ve hukuku hiçe sayan, şer-i hukuku tesis etmeye çalışan ve kendini Anayasa ve hukukun üstünde gören Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “ideolojik işler bakanlığı ve Şeyhülislamlık” gibi 1924 öncesi bir kurummuşçasına faaliyet yürütmesine karşı çalışmalarına devam edeceğini;
Laik ve bilimsel eğitimin ortadan kaldırılmasına yönelik ÇEDES gibi projelere, uygulamalara, tarikat ve cemaat uzantılarıyla yapılan protokollere karşı mücadeleyi kararlıkla sürdüreceğini bir kez daha ilan eder.
Laiklik Meclisi, eşit ve özgür bir geleceğin zemini olan laikliğin ne olduğunu ve yaşamsal bir norm olarak toplumsal yaşamın, onurlu yaşam hakkının güvencesi olduğunu bilerek, bütün yurttaşları laiklik için mücadeleye ve kitle örgütlerini işbirliğine çağırır.