Aralık ayındaki laiklik ihlalleri, özellikle devlet kademelerinden başlayarak, yargı, eğitim ve toplumsal yaşamda karşı devrim sürecinin bir bütün olarak hangi aşamaya geldiğini gözler önüne sermektedir.
Başta AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu ve gerici faaliyetleriyle bilinen yapılar olmak üzere, tarikat cemaat uzantısı vakıf ve derneklerle resmi işbirlikleri gözle görülür biçimde güçlenmektedir.
Mülki idare amirlikleri ile bakanlıkların ve belediyelerin, tarikat cemaat uzantısı yapılarla yürüttükleri resmi faaliyetlerin yanı sıra bu yapılara tahsis edilen kamu kaynakları ile ortak yolsuzlukları bu ay da raporumuzda yer almaktadır. Aralık ayı verileri, siyaset ve devlet kademeleri ile bürokrasinin, Anayasa’nın laiklik ilkesini hiçe sayan, tamamen dini içerikteki programlarını sürdürdüklerini, Anayasa’yı, yasaları ve laik hukuku hiçe sayan faaliyet ve düzenlemelerin arttığını ortaya koymaktadır.
Aralık ayında Türkiye de dahil olmak üzere, birçok ülkenin “terör örgütü” listesinde bulunan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı terör örgütlerinin Türkiye'nin desteklediği, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yeni adıyla Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) ve emperyalizmin desteğiyle Suriye’yi ele geçirmiştir. Bu süreçle birlikte siyasi iktidarın en yetkili ağızlarından başlayarak, gerici çevrelerin “fetih” söylemleriyle kutlamalar yapması, devletin en üst kademelerinin Şam’a yaptıkları kutlama ziyaretleri, cihatçı çetelerin Suriye’deki “geçici yönetimi” üyelerinin nitelikleri ve Türkiye ile bağlantıları, Suriye’de Aleviler başta olmak üzere azınlık topluluklarına dönük tehdit ve katliam haberleriyle birlikte ülkemizde de özellikle Alevi yurttaşlara dönük provokatif ve tehditkar söylem ve sosyal medya paylaşımları Aralık ayı raporumuzda yer almaktadır. Siyasi muhalefetin birçok kesiminin de bu süreci “fırsat” olarak değerlendiren destekleyici girişimleri düşünüldüğünde, ülkemizin ve coğrafyamızın nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu görülmektedir.
TSK’daki tarikat bağlantıları ile birlikte Cumhuriyet değerlerinin, bu değerlere sahip çıkan görevlilerin tasfiyesine dönük adımların sıklaştığını ortaya koyan veriler Aralık ayı raporumuzda yer almaktadır. Türkiye’nin ve coğrafyamızın içerisinde bulunduğu durum, siyasi iktidar ve muhalefetin söylem ve girişimleri ile birlikte ele alındığında bu hamleler, karşı devrim sürecinin geldiği tehlikeli aşamanın boyutları olarak değerlendirilmelidir.
Aralık ayı verileri, siyasi iktidarın ve devletin her kademesinde Cumhuriyet ve laiklik karşıtı uygulama ve söylemlerin arttığını, Diyanet İşleri Başkanlığı ile tarikat ve cemaatlerin söylem ve faaliyetlerinin Anayasa ve yasalara aykırı olarak endişe verici bir biçimde toplumu giderek daha fazla kuşattığını göstermektedir.
Milli Eğitim Bakanlığının “Yeni Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve ÇEDES projesi adı altında süren laiklik karşıtı gerici uygulamaları Aralık ayı raporumuzda yer almaktadır. Bakan Tekin’in ve bakanlık görevlilerinin laiklik karşıtı söylem ve uygulamaları ile birlikte tarikat cemaat uzantılı gerici örgütlenmelerle imzalanan protokoller Aralık ayında devam etmiştir. Eğitim kurumları ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı kurumların Diyanet İşleri Başkanlığı ile gerici örgütlenmelere tahsis edildiği verilerle ortaya çıkmaktadır. Eğitim alanındaki laiklik ve bilim dışı piyasacı kuşatma gelecek kuşakların nasıl büyük bir tehlike altında olduğunu tekrar ortaya koymaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile tarikat ve cemaat yapılanmalarının artan siyasi ve ekonomik gücünü, toplumsal alandaki serbestliğini ortaya koyan faaliyetler Aralık ayı boyunca sürmüştür.
Üniversitelerdeki Anayasa’ya, yasalara aykırı, lakiklik karşıtı ve bilim dışı faaliyetler Aralık ayı boyunca artarak devam etmiştir. Bilimsel düşünceyi tasfiye edecek şekilde yürütülen girişimlerle birlikte halihazırda desteklenen medrese sisteminin meşrulaştırılması için atılan adımlar da dikkate alındığında, ülkemizin bilimsel düşünceden ve laiklikten hızla koparıldığı ortaya çıkmaktadır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadınları aile içerisinde, piyasa ve gericilik kıskacına alacak şekilde hedef aldığı laiklik karşıtı düzenlemeler Aralık ayı raporumuzda yer almaktadır. Bu düzenlemelerin kadınlar üzerinden emeğin daha da değersizleştirilmesiyle, piyasalaşma için kadınların emek ve toplumsal süreçlerden yurttaş olarak koparılacağı topyekun bir gerici dönüşüm hedefini ortaya koymaktadır.
Aralık ayı raporumuzda yer alan veriler, karşı devrim hamlesinin, emperyalizm ve onunla birebir bağlantılı laiklik karşıtı gerici işleyişinin, giderek daha bütünlüklü ve tehlikeli bir biçimde hızlanarak sürdürüldüğünü ortaya koymaktadır. Cumhuriyet’in ve laikliğin tasfiyesinde kaydedilen bu aşamada, laikliğe ve bağımsızlığa sahip çıkan geniş toplum kesimlerinin ayağa kalkarak mücadele etmesi yaşamsal bir zorunluluktur.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi olarak yukarıda bahsedilen gündemlerden ulaşabildiklerimizin ayrıntılı dökümlerini 170 kapsamlı başlıkta aşağıdaki Aralık 2024 Laiklik İhlalleri Raporu’nda yer verdik.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi
"LAİKLİK İHLALLERİ RAPORU, Aralık 2024" nu indirmek için tıklayın.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ, MAHKEME KARARLARI VE YARGI
1. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen Şanlıurfa Akçakale Müftüsü Halil Bilik’in, Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nda 12 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunması nedeniyle yargılandığı dava Şanlıurfa 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bilik’in tutuksuz yargılandığı davanın dördüncü duruşmada mütalasını açıklayan savcı "delil yetersizliğini" gerekçe göstererek sanığın beraatını talep etti. Duruşma günü Akçakale’deki imamlar, müftüye destek olmak için Şanlıurfa Adliyesi önüne gelmiş, mahkeme heyeti, Halil Bilik’in tahliyesine karar vermişti. Sanık müftü Bilik, 5 ay tutukluluktan sonra cezaevinden çıkmıştı. Halil Bilik’in davası sürerken görev yeri değiştirilerek önce Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı oldu sonra Adana’ya vaiz olarak atandı. Atamaya yönelik tepkilerin ardından Bilik, Adana’da vaiz olarak görevlendirildi. (9 Aralık)
2. İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, 28 Haziran 2016'da 45 kişinin yaşamını yitirdiği, 163 kişinin yaralandığı cihatçı terör örgütü IŞİD’in saldırısıyla ilgili 46 sanığın yargılandığı davada, 6 sanık tahliye edildi. Gazeteci Alican Uludağ'ın haberine göre Yargıtay 3. ceza dairesi, 'fazla ceza verildi' diyerek 7 tutuklu sanıktan 6'sını tahliye etti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimani’yi “anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimani’yi 45 kişiyi “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 46 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, bu sanıkların 142 kişiyi “tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan toplam iki bin iki yüz ikişer yıl hapis cezasına mahkum etmişti. Ayrıca bu 6 sanık, 46 kez “mala zarar verme” suçundan 402 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimani, 46’şar kez ağırlaştırılmış müebbet ve toplam 2 bin 604 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. Yargıtay 3. ceza dairesi 12 Aralık'ta yerel mahkemenin kararını 'hakkaniyete uygun değil' diyerek bozdu. Yargıtay'ın bu kararıyla birlikte Cezayirli sanık dışında 6 tutuklu serbest bırakıldı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise habere ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, “haberin çarpıtmalara sebebiyet verdiğini” iddia etti. Gazeteci Alican Uludağ da “Haberim sonuna kadar doğru. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi maalesef halkı yanıltıyor” açıklamasında bulunarak Anadolu Ajansı’nın haberine atıf yaptı. (18 Aralık)
3. Cihatçı terör örgütü IŞİD bağlantılı AHİDDER ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, örgütün cihatçı terör örgütü IŞİD’le bağlantıları yer aldı. İstanbul Ümraniye İstiklal Mahallesi'nde ders/sohbet adı altında cihatçı terör örgütü IŞİD yanlısı illegal mescit faaliyeti yürütüldüğü, şüpheli Mustafa Kahveci'nin mescidi kamufle etmek ve kendilerine legal bir görünüm vermek için 2016'da 'Ahid' adlı dergiyi kurarak, faaliyetlerini yürüttükleri mescide de 'AHİDDER' adını verdiği kaydedildi. Suriye'deki çatışma bölgelerine gidip geldiği öne sürülen Kahveci'nin, mescit genelinde düzenlediği organizasyonlarda IŞİD propagandası yaptığı ve taban kazanma amacıyla cihat içerikli tebliğ çalışmaları yaptığı iddianamede anlatıldı. Fitre, zekat ve infak adı altında toplanan paraların, IŞİD üyesi şahısların ihtiyaç sahibi ailelerine ve Suriye'de PKK/YPG kontrolündeki esir kamplarında IŞİD'li kadın ve çocuklara yönelik eğitim ve medrese açmak amacıyla kullandıkları iddianamede değerlendirildi. AHİDDER'in İstanbul'da bir kreş açtığı ve bu kreşin adresinin; çocukların ailelerinden bile gizlendiği belirtildi. İddianamede grup üyelerinin Türkiye'yi “Tağut” olarak gördükleri, sohbetlerinde oy kullanmanın şirk olduğunu ve çocukların devlet okullarına gönderilmemesini anlattıkları, çocuklara eğitim veren alternatif okul açma girişimlerinde bulundukları ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak “Tegem” adlı okul kurdukları kaydedildi. (19 Aralık)
4. Laiklik Meclisi’nin (LM) “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin iptali istemiyle açtığı davada Danıştay, şeffaf olmaması nedeniyle tepki çeken Milli Eğitim Bakanlığı’ndan hazırlık sürecinde bilimsel değerlendirme raporları, uzman görüşleri, çalıştay raporları, ihtiyaç analizi gibi bilgi ve belgeleri talep etti. LM’nin 26 Haziran’da açtığı davada Danıştay 8. Dairesi, davaya “İdari Yargılama Usulü Yasası” kapsamında ret kararı vererek LM’den hangi ifadelerin laikliğe aykırı olduğunu belirtmesini istemiş, LM de öğretim izlencesi ortak metninin laikliğe tümden aykırı olduğunu belirtmişti. Danıştay 8. Dairesi, 26 Kasım’da başvurunun söz konusu yasaya uygun olduğunu kabul etmiş, böylece LM’nin davası usule takılmayı geçerek davanın esastan görüşülmesine geçilmişti. Danıştay 8. Dairesi, ara kararında, MEB’den “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programları Ortak Metni”yle ilgili eğitim programlarının hazırlık sürecinde çalışma grubu veya bilim komisyonu oluşturulup oluşturulmadığının bilgisini, komisyon bulunuyorsa bilimsel değerlendirme raporları, uzman görüşleri, çalıştay raporları, ihtiyaç analizi gibi belgeleri istedi. (20 Aralık)
SİYASAL İKTİDAR
Cumhurbaşkanlığı ve AKP Hükümeti
1. ABD, Kanada, İngiltere ve Türkiye’nin “terör örgütü” listesinde bulunan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı terör örgütleri, Türkiye'nin desteklediği, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yeni adıyla Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) ve emperyalizmin desteğiyle Halep’ten sonra Hama, Humus ve Şam'ı ele geçirdi. (8 Aralık)
2. Cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin hemen ardından Şam'a giderek HTŞ lideri Muhammed El Golani (Ahmed Hüseyin El Şara) ve atanan başbakan Muhammed Beşir ile buluşan Türkiye ve Katar'dan diplomatik temsilcileri arasında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı. Beraberindeki heyetle başkent Şam'a giden Kalın, Emevi Camisinde namaz kıldı. Buluşmaya ilişkin “Suriye Enformasyon Bakanlığı” adıyla X hesabı üzerinden yayınlanan paylaşımda “Aralarında Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Katar Devlet Güvenlik Teşkilatı Başkanı Khalfan Al-Kaabi'nin de bulunduğu bir Türk-Katar heyeti, genişletilmiş bir danışma ekibiyle birlikte Şam'a vardı. Askeri Koordinasyon Odası Başkomutanı Ahmed El Şara ve Suriye Başbakanı Muhammed El Beşir ile bir araya geldi.” ifadeleri yer aldı. Türkiye Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) örgütünü 31 Ağustos 2018 sayılı Resmi Gazete'de AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın kararıyla terör listesine almıştı. Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Cumhurbaşkanlığı kararı’ ile terör örgütleri listesinde El Nusra’nın 'güncellenmiş' adı olarak Heyet Tahrir El Şam da eklenmişti. (12 Aralık)
3. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 2024 Türkiye-Macaristan Karşılıklı Kültür Yılı Kapanış Töreninde konser veren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) sanatçılarının yıllardır kullandığı konser kıyafetleri, yetkililer tarafından “açık” bulunarak değiştirilmek zorunda bırakıldı. Özellikle kadın sanatçıların kıyafetlerinde yer alan yırtmaçlar dikildi, bazı bölgelere siyah tül eklemeleri yapıldı. (12 Aralık)
4. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) artık ‘fiilen terörist olmadığını’ söyledi. Çelik, Habertürk’te katıldığı programda HTŞ ve lideri Golani hakkında “HTŞ lideri Colani ile irtibat kurmak isteyen ülkeler var. Avrupa Birliği kurdu, İngiltere kurmak istiyor, Fransa, Çin, ABD değil mi? Böyle bir tablo var.” dedi. HTŞ’nin terörist olarak nitelendirilmesine dair soruya MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Golani ile görüşmesini hatırlatan Çelik “Fiilen bir şey kalmamıştır. Liste değişecektir. Yani fiilen resmi yetkiliniz görüştükten sonra bu fiilen ortadan kalkmıştır.” sözleriyle yanıt verdi. Türkiye Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) örgütünü 31 Ağustos 2018 sayılı Resmi Gazete'de AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın kararıyla terör listesine almıştı. Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Cumhurbaşkanlığı kararı’ ile terör örgütleri listesinde El Nusra’nın 'güncellenmiş' adı olarak Heyet Tahrir El Şam da eklenmişti. (17 Aralık)
5. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan D-8 Zirvesi'ne katılmak için gittiği Kahire'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesi sonrasındaki durumla ilgili başta Golani olmak üzere “yeni Suriye yönetiminde” yer alan isimlerle iletişimi başlatıklarını dile getiren Erdoğan, AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'nın Suriye'ye gideceğini söyleyerek “Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar.” dedi. “Bundan sonraki süreçte Suriye’deki kardeşlerimiz, gelecekleri ile ilgili kararları kendileri verecek. Bizler de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği hususunda yardımcı olmaya çalışacağız. Bizim tecrübelerimiz oraya nasıl aktarılabilir, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde bir devlet nasıl ayağa kaldırılabilir, bu konularda Suriye yönetimine yardım edeceğiz. Bir devleti ayağa kaldırırken en önemli adımlardan bir tanesi anayasanın inşasıdır. Bu konuda biz, başta Sayın Golani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız. Bildiğiniz gibi Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımızı gönderdik. Dışişleri Bakanımız konunun bütün muhataplarıyla başından itibaren zaten diyalog halinde.” diyen Erdoğan “Suriye, bu yeni oluşumla hakikaten istikrarlı bir yapı kurduğu takdirde, İslam dünyasında bana göre çok güçlü bir yer alacaktır. Bugün 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip bir Suriye, göz ardı edilemez. Amerika Birleşik Devletleri ile Sayın Donald Trump’ın görevi devralmasıyla birlikte yapacağımız görüşmeler çok önemli. Beni en çok sevindiren şeylerden bir tanesi de gerek İslam Dünyası gerekse Batıdan birçok ülkenin artık Sayın Colani ile irtibatlarını geliştiriyor olmasıdır. Bunlar da bir yerde yeni yönetime güvenin işaretidir. Yeni dönemde Suriye, inşallah çok daha farklı bir şekilde ayağa kalkacaktır.” ifadelerini kullandı. Donald Trump’ın ‘Suriye'de olacakların anahtarı Türkiye'dir. Suriye'de ilerleyen güçlerin arkasında Türkiye var ve ben bundan rahatsız değilim' sözleriyle ilgili değererlendirmesine ilişkin “Sayın Trump’ın sözleri kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetiminin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin bizdeki muhalefet dışında herkes farkında.” diyen Erdoğan, yine “Geçenlerde de söylediğim gibi Türkiye, Türkiye’den büyüktür.” ifadesini kullandı. (20 Aralık)
6. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Suriyelilere mektup yazdı. Mektupta “Aziz Kardeşlerim, Türkiye ve Türk Milleti, dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz, tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz ve tırnağınızla mücadele ederek büyük bir destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. Yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep 'Allah büyüktür' dediniz, 'O Rahman ve Rahim olandır' dediniz, 'O âlemlerin Rabbi'dir' dediniz; yalnız O'na güvendiniz, yalnız O'ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden daha güçlü tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla anlatılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız. Unutmayınız, 'Men sabera, zafera.' Sabreden mutlaka zafere ulaşır. 'Yenilgi yenilgi büyüyen' bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri, ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı, mübarek olsun diyorum. Komşunuz ve kardeşiniz olarak hürriyet ve adalet mücadelenizde nasıl sizi yalnız bırakmadıysak, inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların, engellerin üstesinden Allah’ın yardımıyla birlikte geleceğiz. Geleceğin mutlu, müreffeh ve barış dolu Suriye’sini yine birlikte inşa edeceğiz. Bugün dünden daha güzeldir; inşallah yarınlarınız çok daha güzel olacaktır. Ecdadımızın emanetine sahip çıkan Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün bu ikramını kabul etmeniz dileğiyle sizleri Allah’a emanet ediyorum.” ifadeleri yer aldı. Erdoğan'ın mektubu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Suriyeliler için hazırlanan 75 bin gıda kolisiyle birlikte tırlarla Ankara'dan yola çıktı. (20 Aralık)
7. Partisinin Mardin İl kongrsinde konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan “Mardin, Türkiye'nin nüvesidir, özüdür, özetidir. Mardin'in bir mahallesi Bursa'ysa bir mahallesi Adana'dır. Bir mahallesi Saraybosna'ysa diğeri Halep'tir, Hama'dır, Humus'tur. Bir nakşı Abbasi ise diğer nakşı Selçuklu'dur. Bir nakşı Artuklu ise diğer nakşı Osmanlı'dır. Mardin bu toprakların kültürüdür, ihtişamıdır. Her köşesi tarihten, asırlık bir hatırayı taşıyan medeniyetler beşiğidir. Kimse boşuna heves etmesin, Mardin'le aramızın bozulmasına izin vermeyiz. Mardin'e namahrem ellerin uzanmasına göz yummayız” dedi. “Tek parti faşizminin mirasçısı olan CHP’nin Sokak olaylarından, mahkeme kapılarını aşındırmaya kadar neler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan “61 yıllık karanlığın ardından Allah'ın izniyle Suriye'de özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır.” dedi. (20 Aralık)
8. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Muğla’da “STK Temsilcileri, Kanaat Önderleri ve Muhtarlar Buluşması” programında yaptığı konuşmada “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak adım Türkiye Yüzyılı hedefine daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın da yeni anayasa iradesi zaten güçlüdür, diridir, dinamiktir. Son yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28'inci Dönem'de Meclis'in kendisinden bekleneni özellikle yerine getirmesini ümitle arzu ediyoruz.” dedi. (21 Aralık)
9. Cumhur ittifakı ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin “Siyaset ve Liderlik Okulu” sertifika töreninde Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı terör örgütlerinin Türkiye'nin desteklediği, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yeni adıyla Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) yardımıyla Suriye’yi işgal etmesine ilişkin konuştu. “Şam'a gözünü diken Tel Aviv, Kudüs'te Osmanlı şamarını yer” diyen Bahçeli “Tarih bize diyor ki Kudüs'ün ilk durağı Şam'dır. Şam güvendeyse Kudüs de güvende olacaktır. Şam fethedilmişse Kudüs'ün fethi de yakındır.” ifadelerini kullandı. (22 Aralık)
10. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Suriye'ye ilişkin “Suriye'deki yeni süreci en iyi okuyan ülke konumundayız. Doğru duvar yıkılmaz inancıyla Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık” ifadelerini kullandı. “Suriye halkının zaferine giden yolun taşlarını döşedik” diyen Erdoğan, “Suriye devrim lideri Sayın Ahmet eş-Şara ile yakın diyalog” halinde olduklarını da söyledi. Suriye'yi MİT Başkanı İbrahim Kalın ile ardından AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ziyaret ettiğini söyleyen Erdoğan “Ziyaretlerimiz bundan sonra da artarak devam edecek” dedi. “Zalim rejime karşı savaşı kazanan Suriye halkının zaferi de kazanması ve başarılarını kalıcı hale getirmesi için gereken her türlü desteği vereceğiz ifadelerini kullanan Erdoğan, “61 yıllık Baas rejimine son veren Suriyeli kardeşlerimizin el birliği ve gönül birliği için ülkelerini yeniden ayağa kaldıracaklarına eminim” dedi. (23 Aralık)
11. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesini kutladı. “Buradan, milletin kürsüsünden, 13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum. Bilad üş-Şam’ın kahraman, yiğit evlatlarını, zulme ve zalime boyun eğmeyen vakur evlatlarını, saygıyla selamlıyor, zaferleri hayırlı, mübarek olsun diyorum.” diyen Erdoğan “Suriyeli mazlumlarla birlikte milletimizi de bu şanlı zaferin sevincine ortak eden Rabbimize hamdüsenalar ediyorum. Bizleri bugünlere eriştiren, Suriye'nin özgürlüğe kavuştuğunu bizlere dünya gözüyle gösteren Rabb'imize şükürler olsun. Cenabıallah'tan, grup toplantımızın, ülkemiz, milletimiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.” ifadelerini kullandığı konuşmasında Fetih Suresi'nin ilk ayetlerini ve meallerini de okudu. Biladü'ş-Şam Sünni İslam’da dört halife, Emevîler ve Abbasiler dönemlerinde Suriye bölgesini vilayet olarak tanımlayan ve bugün birçok cihatçı terör örgütünce isim olarak kullanılan ve Şam’ın toprakları Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin/İsrail olarak tanımlanmaktadır. ( 25 Aralık)
12. Siyasi iktidarın emekçiler için açlık ve yoksulluk anlamına gelen asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak açıklamasının ardından TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan “Memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin ve öksüzün hakkını size konserlerde şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz.” dedi. (25 Aralık)
13. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı terör örgütlerinin, Türkiye'nin desteklediği, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yeni adıyla Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) desteğiyle Suriye’yi ele geçirmesinin ardından, HTŞ yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “terörist” ilan edilen ve kara listeye alınan eski El-Kaide komutanı ve cihatçı terör örgütü Nusra Cephesi’nin kurucularından Enes Hasan Hattab’ı Suriye Arap Cumhuriyeti Genel İstihbarat Dairesi Başkanı olarak atadığını duyurdu. Önceki adı Ebu Ahmed Hudud olan Hattab, Eylül 2014’te BM Güvenlik Konseyi tarafından El-Kaide ile olan bağlantıları nedeniyle terörist ilan edilerek kara listeye alınmıştı. BM listesine göre Hattab, Nusra Cephesi adına veya bu grup ile bağlantılı olarak “finansman, planlama, kolaylaştırma, hazırlık ya da eylemler gerçekleştirme” gibi faaliyetlerde bulunmuş ve bu tür faaliyetlere destek sağlamıştı. Daha sonra El-Kaide’nin bu kolu, 2017 yılında HTŞ adını aldı. ABD Hazine Bakanlığı da Hattab’ı el-Kaide ile bağlantıları nedeniyle 2012 yılında yaptırım listesine almıştı. Hattab, 2014 başlarında Nusra Cephesi’nin idari emiri olarak görev yapmış ve daha sonra HTŞ lideri ve Suriye’nin fiili yöneticisi Ahmet el Şara’nın (Ebu Muhammed el-Golani) kişisel korumalarını seçmekle de görevlendirilmişti. Son yıllarda İdlib’deki genel operasyonları yönettiği belirtilen Hattab’ın, Fethi Şahin ve Sefter Taş isimli Türk askerlerinin 22 Aralık 2016 tarihinde IŞİD tarafından yakılarak öldürmesi için emir verenlerden biri olduğu söyleniyor. (27 Aralık)
14. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, partisinin İl Kongresi için gittiği Balıkesir'de merkez ilçe Karesi'deki mühimmat fabrikasında meydana gelen patlama ve çökme nedeniyle hayatını kaybedenlerin ailelerini ziyaret ederek Kuran okudu. (27 Aralık)
Mülki İdareciler ve Dış Temsilcilikler
1. Malatya Valisi Seddar Yavuz Yeşilyurt İlçe Müftülüğü tarafından Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Din Görevlileri İstişare Toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. Kuran tilavetiyle başlayan programda yaptığı konuşmada “Din görevlilerimiz, milletimizin maneviyatına rehberlik eden, birlik ve beraberlik duygularını pekiştiren müstesna bir görev icra etmektedir. Çocuklarımızın yetiştirilmesi konusunda gösterdiğiniz özveri gerçekten fevkalade önemlidir.” diyen Vali Yavuz “Bizim medeniyetimiz, köklü bir geçmişe dayanan İslam medeniyetidir. Bu gerçeği çocuklarımıza ve gençlerimize anlatmamız gerekiyor. Eğitim politikalarımızı bu doğrultuda yeniden şekillendiriyoruz. Kur'an kursları, 4-6 yaş eğitim programları ve diğer çalışmalarla, çocuklarımızı değerlerimize bağlı bireyler olarak yetiştirme hedefindeyiz.” ifadelerini kullandı. (10 Aralık)
2. İstanbul Valisi Davut Gül AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA heyetini kabul etti. Vakfın İstanbul temsilcisi Beytullah Çiçen ziyareti sosyal medya hesabından “Genel Başkanımız @ibrahim_besinci ile birlikte İstanbul Valimiz @gul_davut’ü ziyaret ettik. Samimi misafirperverliği ve gençliğe yönelik verdiği değerli destek için kıymetli valimize yürekten teşekkür ederim.” Sözleri ve fotoğrafla paylaştı. (17 Aralık)
,
3. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak Mevlana'nın 751. ölüm yıldönümü gerekçesiyle Şanlıurfa Mevlana Külliyesinde düzenlenen, “Şeb-i Arus” etkinliğine katıldı. 30 Kasım 1925'te yürürlüğe giren Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanununa rağmen düzenlenen etkinlikte konuşan Şanlıurfa Mevlana Külliyesi Vakfı Başkanı Habib Arslan “Mevlevihaneler, geçmişten günümüze öğretilerin koruyucusu ve taşıyıcısı olmuştur. Bu öğretilerle, manevi yolculuğumuzu bir adım ileriye taşıyoruz. Hazreti Mevlâna'nın felsefesinin ve mirasımızın yeniden hayat bulması, geçmişe olan saygımızı ve geleceğe olan sorumluluğumuzu ifade ediyor.” dedi. (19 Aralık)
4. Cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) yardımıyla Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olan Burhan Köroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın Suriye’nin başkenti Şam’ı ziyaret etmeyi planladığını duyurdu. Köroğlu, “Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'dan sonra Cumhurbaşkanımız Erdoğan da Şam'a gelmeyi düşünüyorlar” dedi. Olası ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan ve bu ziyaretin Suriye ile ilişkilerde önemli bir aşama olacağını söyleyen Köroğlu, “Suriye ile Osmanlı dönemindekine benzer bir ilişkiye sahip olacağımızı da takdir ediyorum” ifadelerini kullandı. (22 Aralık)
5. İstanbul Zeytinburnu Kaymakamı Adem Uslu Hayrat Vakfı, İHH, Cihannüma Derneği tarikat cemaat uzantısı yapıların yer aldığı “Zeytinburnu Kardeşlik Platformu” tarafından “Gazze’yi unutma” adıyla düzenlenen programa katıldı. Programda konuşan Abdullah Yıldız, "Selahaddin-i Eyyubi, Kur'an, namaz ve Kudüs aşığıydı. Bu üç aşkı gençlerimize aşılamadan ve bunu ümmet bilinciyle pekiştirmeden Kudüs'ü kurtarmak mümkün olmaz." dedi. Yıldız’ın “Halep cihadın başkentidir. Ne zaman Halep ayağa kalkarsa Suriye, Şam, ümmet ayağa kalkar.” ifadelerini kullandığı ve Kuran tilavetiyle başlayan programa Kaymakam Uslu’nun yanı sıra AKP’li belediye başkanı Ömer Arısoy da katıldı. (22 Aralık)
6. Rize Valiliği’nin “Filizlenen Çaylar Yuva Olsun” adıyla yürüttüğü proje kapsamında toplanan yardımlarla Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde 4-6 yaş Kuran kursu yapılıyor. Nurdağı Başpınar Mahallesi TOKİ Konutları içerisinde temeli atılan 4-6 yaş Kuran kursu inşaatında incelemelerde bulunan Gaziantep Valisi Kemal Çeber, “Çay Sokağı Projesi kapsamında yapılan yardımlarla yapılacak olan binaların Gaziantep'e atandığımızda Nurdağı ilçemizde yürütücülüğünü üstlenmemiz belki de çok az valiye nasip olan bir tevafuktur. Bu anlamda tüm Rizelileri, Gaziantep Valisi olarak kardeşlik hukukuna yakışan davranışlarından dolayı gönülden kutluyorum. Proje kapsamında toplanan bu yardımlar Nurdağı ilçemizde bir okul ve bir 4-6 yaş Kur'an kursu yapmamıza vesile oldu. Rize Valimiz İhsan Selim Baydaş başta olmak üzere tüm kurumlara bu proje kapsamında yaptıkları desteklerden dolayı şehrim ve Nurdağı ilçemiz adına teşekkür ediyorum.” dedi. (23 Aralık)
7. Türkiye'nin terör listesinde olan cihatçı örgüt Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) yönetimi ele geçirdiği Suriye’de, Şam’daki Süleymaniye Külliyesi’nde bulunan Osmanlı Padişahı Vahdettin’in kabri Türkiye tarafından yenilenecek. Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu, "Ekiplerimizin ilk işi Sultan Vahdettin’in mezarının bulunduğu külliyeyi restore etmek" dedi. Siyasi iktidara yakın Türkiye Gazetesi'ne konuşan Köroğlu “Öncelikle biz yeni dönemde ilk büyükelçiliği açarak bayrağı ilk yükselten ülkeyiz. 13 yıl süren savaş boyunca kapılarımızı Suriyeli kardeşlerimize her zaman açtık. Bundan dolayı iki ülkenin ilişkileri üst düzeyde olacak. Türkiye, Şam’da eski rejimin düşmesinin ardından bütün kurumlarıyla bölgeye geldi. Ekiplerimizin ilk işi Sultan Vahdettin’in mezarının bulunduğu külliyeyi restore etmek. Burada Türkiye’nin desteğini çok net bir şekilde göreceğiz” dedi. Kurtuluş Savaşı’na karşı olan, Mustafa Kemal’in rütbelerini alan, Kurtuluş Savaşı’na katılanların “katli vaciptir” fetvasına onay veren, Sevr Antlaşması’nı imzalayan son Osmanlı padişahı Vahdettin saltanatın kaldırılması sonrası 17 Kasım sabahı oğlu Mehmet Ertuğrul ve harem mensuplarıyla beraber Dolmabahçe Sarayı'ndan İngiliz zırhlısına binerek Malta'ya gitmişti. (24 Aralık)
8. Çorum Osmancık Kaymakamı Faruk Duman ilçe müftülüğü Diyanet gençlik koordinatörlüğünün düzenlediği “Gençlerle baş başa” programına katıldı. Yeşilçatma Camisi altında yapılan programa, kaymakam Duman’ın yanı sıra MHP’li Osmancık Belediye Başkanı Ahmet Gelgör de katıldı. (24 Aralık)
9. Malatya Valisi Seddar Yavuz Yeşilyurt ilçesinde bulunan Samanköy 4-6 yaş Kuran kursunu ziyaret ederek “Çocuklarımızın manevi değerlerle donatılarak yetişmesi hem bireysel hem toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu tür eğitim yuvalarına verilen destek, geleceğimizin teminatıdır” dedi. Ziyarette Yeşilyurt Kaymakamı Kutsal Baytak, Kaymakam Adayı Fatma Bayalan da yer aldı. (24 Aralık)
Milli Eğitim Bakanlığı
1. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, HÜDA PAR’lıların yönettiği ve Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı olduğu bilinene Peygamber Sevdalıları Vakfı ile eğitimde işbirliği protokolü imzaladığı ortaya çıktı. Protokole göre vakıf, “Okullarda peygamberin ve sahabelerin hayatını anlatıp” yarışmalar düzenleyecek. Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre Protokolün “MEB’e bağlı resmi temel eğitim ve ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere yönelik, gönüllülük esasına göre yürütülecek İslam Peygamberinin, sahabelerin örnek hayatlarını öğretmek” amacıyla imzalandığı belirtildi. Protokolde, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde madde ve mana, dünya ve ahiret dengesini gözeten; ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan ve geliştiren; içinde yaşadığı topluma ve insanlığa karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden erdemli ve ahlaklı bireyler yetiştirmek amacıyla yarışmalar düzenleneceği de” ifade edildi. Protokol kapsamında, vakıf tarafından hazırlanan duyuru ve afişlerin MEB’e bağlı okulların panolarına asılacağı, vakfın okul binalarında yarışma düzenlemesine izin verileceği belirtildi. Okul müdürlüklerinin yarışmalar için konferans salonlarını ve derslikleri hazır bulunduracağı da vurgulanırken vakfın, belirlediği “öğretim üyesi, araştırmacı, panelist, uzmanları” okullara sokmasına da onay verildi. MEB Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu ile Peygamber Sevdalıları Vakfı Başkanı Mehmet Beşir Şimşek’in imzalarının yer aldığı protokolün geçerlilik süresinin ise bir yıl olduğu belirtildi. Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın Genel Başkanı Mehmet Beşir Şimşek, eski bir HÜDA-PAR yöneticisi. Aynı zamanda gerici faaliyetleriyle dikkat çeken Alimler ve Medreseler Birliği’nin (İttihadul Ulema) Genel Başkan Yardımcısı olarak da görev yapıyor. Alimler ve Medreseler Birliği’nin Genel Başkanlığını ise Hizbullah’ın eski İran sorumlusu olduğu belirtilen Enver Kılıçarslan yapıyor. (1 Aralık)
2. Siyasi iktidarın belediyelere ait kreşlerin kapatılmasına yönelik talimatı sonrasında Birgün’den İsmail Arı sosyal medya hesabında Karabük’ten bir velinin notunu paylaştı. Veli notunda Arapça eğitim vermeyen kreş bulamadığını, Arapça eğitim için dilekçe vermemesi nedeniyle çocuğunun ayrımcılığa uğradığını belirtti. (1 Aralık)
3. İstanbul Başakşehir Şehit Hâkî Aras Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Dış İlişkiler Komisyonu ve Başkakşehir İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHADER) ile birlikte “Alem-i İslam Çalıştayı” düzenlendi. Türkiye genelinde 23 liseden öğrencilerin katıldığı program Doğu Türkistan, Filistin, Suriye, Asya, Afrika, Balkanlar ve Azınlık Müslümanlar başlıklarıyla düzenlendi. Kuran tilavetiyle başlayan programda konuşan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Enes Abdurrahman Hibe, “Allah'u Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılmayın' buyruğunu aktardığını ifade eden Hibe, "Bizim hedefimiz ümmet birlikteliğinin sağlanmasıdır. Bu amaçla tüm İslam coğrafyasını mercek altına aldığımız bu çalışmayı yapıyoruz.” dedi. Programa davet edildiği için büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Milli Eğitim Bakan Danışmanı Erol Erdoğan, “Henüz lise çağındaki, herhangi bir sorumluluk üstlenmeyen gençler, toplanmışlar İslam aleminin sorunlarını konuşuyorlar. Bundan daha güzel ne olabilir?” ifadelerini kullandı. (1 Aralık)
4. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın Denizli Pamukkale Bağbaşı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlediği etkinlikte Zeybek Camii İmamı “Sahabenin sünnet anlayışı” başlığıyla konferans verdi. (1 Aralık)
5. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA Manisa Ali Rıza Çevik Oraokulu’nda “icathane ekibi”yle tanıtım yaptı. (1 Aralık)
6. Samsun’un İlkadım ilçesinde Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi sosyal medya hesabından “Okulumuz konferans salonunda TÜGVA koordinesinde, ÇEDES Projesi ve Değerler Kulübü etkinlikleri kapsamında Radyo Televizyon ve Gazetecilik alanı öğrencilerine "Kısa Film Tahlili" konusunda eğitim verilmiştir” paylaşımı yapıldı. (1 Aralık)
7. Ağrı Patnos Selahaddin Eyyübi Fen Lisesi Müdürü Mehmet Akif Dadaş’ın hamile bir öğretmene ‘Nasıl hamile kalırsın, sen fen lisesinde çalışıyorsun’ dediği, yere düşen kız öğrenciyi ‘dokunursam abdestim bozulur’ diyerek kaldırmadığı, erkek ve kız öğrencilerin birlikte voleybol oynaması üzerine velileri arayarak ‘çocuğunuz okul bahçesinde karşı cinsle voleybol oynuyor. Bu bir iffetsizliktir. Biz buna izin veremeyiz’, okul pansiyonundaki yemeklere itiraz eden öğrencilere ‘evinizde kuru lavaş yiyorsunuz. Buradaki yemeklere nankörlük etmeyin.’ dediği ve sendikalı öğretmenleri okuldan kovduğu, tarikatlarla bağlantılı olduğu ve hakkında çok sayıda şikayet dosyası olduğu ortaya çıktı. (3 Aralık)
8. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA, İstanbul Zeytinburnu Özel Eğitim Uygulama Okulu’nu ziyaret ederek öğrencilerle görüştü. Vakfın başkanı İbrahim Beşinci sosyal medya hesabında “Bu özel günde bizlere eşlik eden İl Milli Eğitim Müdür Yardımcımız Gülşen Özer ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz İsmail Çetinkaya'ya teşekkür ediyorum.” sözleriyle birlikte öğrencilerin fotoğraflarını paylaştı. (3 Aralık)
9. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü sosyal medya hesabından “Esma-i Hüsna Ansiklopedisi” video serisinde “Samed” ismiyle sizlerleyiz. Bir sincabın gözünden “Samed” olan Allah’ımızı biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?” sözleriyle çocuklara yönelik bir video yayınladı. Videoda “Bütün ihtiyaçlarımızı samed olan yaratıcımız karşılıyor. Her şey ona muhtaçtır. Ama o hiçbir şeye muhtaç değildir. Çünkü her şeyin asıl sahibi odur. Samed her şeyin kendisine muhtaç olup onun hiçbir şeye muhtaç olmaması demektir. Samed olan Allahımıza karşıladığı ihtiyaçlarımızca sonsuz teşekkürlerimizle.” ifadeleri yer alıyor. (4 Aralık)
10. Aydın Nazilli’de Şehit Celal Güngör İlkokulu müdürü Özkan Yıldırımkaraman, sosyal medya hesabında Suriye’nin HTŞ liderliğinde cihatçı çetelerce işgal edilmesini kutlarken Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef aldı. Yıldırımkaraman paylaşımında “Milli Görüş dünya derin devletinin üstün siyasi ve askeri kurmay aklının yönettiği Suriye'deki gelişmelerin neticesi ülkemizde, bölgede ve dünyada öyle bir domino etkisi yapacak ki 2 asırlık küresel Deccal Siyonist Haçlı Batı zulüm ve vahşet düzeni ile varyantı resmi ideoloji Kemalizm'in sonu olacak ve Türkiye liderliğinde kurulacak İslam Birliği temelinde Adil Düzene dayalı Yeni bir Dünya Düzeni kurulacak inşallah. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.” ifadelerini kullandı. Yıldırımkaraman ayrıca yıkılmış bir heykel görseli ile “Kimler geldi, kimler gitti, kimler gidecek” sözleriyle de paylaşım yaptı. (6 Aralık)
11. Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Beylerbeyi Konferans Salonunda Diyanet Akademisi Kütahya Dini İhtisas Merkezi 2. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Töreni yapıldı. Kuran tilavetiyle başlayan programa Diyanet görevlilerinin yanı sıra Kütahya Valisi Musa Işın, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Süleyman Kızıltoprak, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Vedat Kültür, İl Emniyet Müdürü Osman Elbir, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mücahit Eracar, Gençlik ve Spor İl Müdürü Bülent Küçük, İl Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Ünal, İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Abdullah Dönmez gibi isimler katıldı. (6 Aralık)
12. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve İmam Hatip Araştırmaları Merkezi (İHAMER) desteğiyle İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde “Din Eğitiminde Kur’an-ı Kerim Öğretimi Çalıştayı” düzenledi. Öğretmenler, okul yöneticileri, Diyanet, STK temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla düzenlendiği belirtilen programda “Türkiye’de her kademedeki okullarda okutulan Kuran-ı Kerim dersinin daha etkili ve verimli hale gelmesini amaçlandığı” ifade edildi. Kuran tilavetiyle başlayan programda konuşan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Abdullah Ceylan, “Türkiye’de 28 milyon gencimiz var. Ne kadarına Allah’ın kelamını ulaştırabiliyoruz, ulaştıramadıklarımızla ne kadar dertlenebiliyoruz? Türkiye’nin yeni yüzyılında çift kanatlı gençler yetiştirebilmek için çalışacağız. İmam hatip okullarımızdaki 1,5 milyon gencimizi yeniden Kur’an’la buluşturmak, o ruhu kimliklerine işlemek üzere bir mücadelemiz var. Rabbim inşallah bizleri gönüllere ilahi kelamı nakşetmeye vesile kılsın.” dedi. yapılan saha araştırmalarına göre gerek imam hatip okulları gerek seçmeli din derslerinde Kuran öğretimi alanında yeni çalışmalara, güncel yöntem ve tekniklere ihtiyaç duyulduğunu iddia eden İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Yapıcı da “Bu yüzden Kur’an öğretimi konusunu öğretmenler, Diyanet mensupları, ilahiyat fakültesi hocaları ve STK’ların gönüllüleriyle bu meseleyi ele almak istediklerini söyleyerek “Geçen yıl İstanbul’daki öğretmenlere yaptıkları ankette eğitimde teknolojiyi kullanma, Kur’an-ı Kerim öğretimi, Arapça öğretimi konusunda destek talebi ortaya çıkmıştı. Biz bu çalıştayla önümüze bir yol haritası çıkarmak istiyoruz. Çünkü Kur’an öğretimi konusunda doğru bir yaklaşım sergileyemezsek, doğru ve pedagojik yöntemi belirleyemezsek din öğretiminde ilk düğmeyi doğru iliklememiş oluruz” diye konuştu. Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdür İsmail Çetinkaya da “Kur’an ve sünnet çizgisinde yaşayan insanların ve ülkemizdeki bu hareketin ne zorluklar yaşadığını hep birlikte tecrübe ettik. Ne mutlu ki şimdi öğrencilerimize bu eğitimi nasıl daha iyi vereceğimizin yollarını arıyoruz. İnşallah en güzel metotlar ve yöntemlerin belirlendiği bir çalışma olur” ifadelerini kullanırken İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür de “Din öğretiminde Kur’an-ı Kerim öğretimi çok önemli bir başlık. Bu başlıkta yapılması gereken çok işimiz var. En doğru, en güzel ve en faydalı yöntemi bulmak için farklı görüş ve önerilere her zaman açığız. Biz bu önerileri değerlendirerek çalışmalarımıza yön vereceğiz” dedi. (7 Aralık)
13. Tokat Niksar Halk Eğitim Merkezi Müdürü Şakir Bolat sosyal medya hesabından, “Halep'ten gelenler geri dönüyor. Artık Selanik'ten gelenler de geri dönsün” ifadelerini paylaştı. Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, “Bolat’ın paylaşımından sonra gerekli idari soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın selameti için Niksar Halk Eğitim Merkezi Müdürü Şakir Bolat görevden uzaklaştırıldı. Başlatılan soruşturma devam ediyor” dedi. (9 Aralık)
14. Tokat Niksar’dan sonra Konya’da Atatürk Ortaokulu Müdürü Mehmet Binbir, sosyal medya hesabından “Halep’ten gelenler geri dönüyor. Artık Selanik’ten gelenler de geri dönsün” ifadeleriyle paylaşımda bulundu. Binbir’in paylaşımının ardından hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenildi. (10 Aralık)
15. Milli Eğitim Bakanlığı’nın protokol imzaladığı AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA 5, 6, 7 ve 8. Sınıf öğrencilerine dönük olarak düzenlediği “Kitap Kurdu” yarışması için Aralık ayı boyunca da tanıtım amacıyla okullara ve derslere girerken, üniversite yurtlarında çeşitli etkinlikler düzenledi. 5 ve 6’ncı sınıflar için belirlenen üç kitaptan “Sudaki Umut Benoy” ve “Gizemli Misafir”in Diyanet Yayınları’na ait, “Dedem Kodlamayı Öğreniyor” isimli kitabın ise Erdem Yayınları’ndan. 7 ve 8’inci sınıf öğrencileri yine Diyanet Yayınları’ndan “Peygamberler Bize Ne Söyler” kitabı seçilirken diğer iki kitap ise yine Erdem Yayınları’ndan “Filistin Hikâyeleri” ve Cezve Yayınları’ndan “Kendi Şiirini Yaşayanlar” kitabından sorumlu tutuldu. Birgün Gazetesinden Deniz Güngör’ün haberinde “Filistin Hikâyeleri” adlı kitabın içeriğine ter verildi. İçerikte İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında öldürülen çocuk “hikâyeleri” bulunuyor. Kitapta ölüm, şehitlik, patlama, kefen gibi kavramlar yer aldı. (12 Aralık)
16. Konya’da bir imam hatip ortaokulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni yaşları 13 olan iki öğrencisine cinsel istismarda bulundu. Evli ve 2 çocuk annesi olan öğretmen hakkında savcılık 106 yıla kadar hapis cezası isterken tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Öte yandan okulun müdürü hakkında da, delil karartma ve öğretmenlere baskı uyguladığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. (13 Aralık)
17. Milli Eğitim Bakanlığı devlet okullarında “kültürel değerlere aykırı” olduğu gerekçesiyle yılbaşı ve Noel adı altında düzenlenen kutlama ve bunlara yönelik her türlü faaliyeti yasakladı. Bakanlığın, konuya ilişkin tüm il ve ilçe eğitim müdürlüklerine yazı göndermesinin ardından müdürlüklerden devlet okullarına iletilen yazıda, kutlamaların Türkiye’nin “örf, adet ve geleneklerine uygun, milli değerlerle uyumlu” yapılması gerektiği belirtildi. Bakanlığın talimatı üzerine Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Yıldırım imzasıyla ilçedeki okullara gönderilen yazıda, “Belirli gün ve haftalarda yer almayan, milli ve kültürel değerlere aykırı yılbaşı, Noel, cadılar bayramı vb. adı altında düzenlenen her türlü çekiliş, kutlama ve bunlara yönelik her türlü dijital, yazılı, görsel içerik paylaşımlar gibi faaliyetlerin Müdürlüğümüze bağlı okullarımızda ve kurumlarımızda yapılmaması hususunda; Gereğini rica ederim” ifadelerine yer verildi. (16 Aralık)
18. Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilçedeki tüm okullara resmi yazıda taşımalı eğitim kapsamında servis kullanan kız öğrencilerin ön koltuklara oturmaması talimatı verildi. İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Öztürk imzalı yazıda, “Öğrenci servislerinde ön koltuklarda kız öğrencilerin oturmaması için okulunuzdaki öğrencilerin bilgilendirilmesi ve ön koltukta oturan kız öğrencinin oturduğunun tespiti halinde şoförlerin, öğrencilerin derhal uyarılması gerekmektedir. Konu hakkında gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim.” ifadeleri yer aldı. (16 Aralık)
19. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü sosyal medya hesabından “Bi' Şey Sorabilir miyim? Allah'ın Varlığının Delilleri” başlıklı bir video paylaştı. Videonun tanıtımında “Bi' Şey Sorabilir Miyim?" serimizin bu bölümünde “Allah'ın Varlığının Delilleri" konusunu ele alıyoruz. İnanç, sadece bir kabulle sınırlı değildir; neye ve neden inandığımızı bilmek, sarsılmaz bir iman için gereklidir. İnançlı bir hayat yaşamak, Rabbimizi tanımak ve anlatmakla güzelleşir. Peki, O'nu ne kadar tanıyoruz? Şüpheleri olanlarla konuşurken ya da imanımızı güçlendirmek için zihni ve ilmi okumalara ne kadar önem veriyoruz? Bu sorulara birlikte cevap arıyoruz.” ifadeleri yer alıyor. (17 Aralık)
20. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü sosyal medya hesabından “Çocuklar İçin Esma-i Hüsna Ansiklopedisi video serisinde “Bâri” ismiyle sizlerleyiz.” sözleriyle paylaştığı çocuklara yönelik videoda kuşlarla ilgili olarak “tüylerimiz arasındaki bu ahengi yaratan Allah bâridir. Onun yarattığı her şey en güzel ve en düzgündür. O bütün varlıkları modelsiz ve benzersiz yaratmıştır. Bütün varlıklar kendilerine özgü şekil ve renkleriyle Allah bâridir der. Bâri yarattıklarını türlü türlü çeşit çeşit yaratan demektir.” ifadeleri yer alıyor. (18 Aralık)
21. Eskişehir Mahmut Sami Ramazanoğlu Camiinde imam olan ve Atatürk Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde 9'uncu sınıfların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giren Eşref Yıldırım, sosyal medya hesabında masasına koyduğu silah, teşbih ve takkeyle çektirdiği fotoğrafı paylaştı. Fotoğrafta 2. Abdülhamid ve AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın da fotoğraflarının yer aldığı görüldü. Yıldırım’ın görev yaptığı Mahmut Sami Ramazanoğlu Camii Külliyesi’nin Erenköy cemaatine ait olan Erkam Vakfı tarafından yaptırıldığı, Mahmut Sami Ramazanoğlu’nun ise Erenköy cemaatinin liderlerinden olduğu biliniyor. (18 Aralık)
22. İstanbul Bağcılar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçedeki okullara yazı göndererek yılbaşı etkinlikleriye ilgili yasaklama talimatı iletti. Söz konusu yazıda sınıflarda süsleme yapılmaması uyarısında bulunulurken "yılbaşı etkinlikleri adı altında kültürümüze, geleneklerimize ve inancımıza uymayan etkinlikler"in yapılmaması talimatı verildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Altay imzasıyla gönderilen yazıda “Okullarımızda yılbaşı etkinlikleri adı altında kültürümüze, geleneklerimize ve inancımıza uymayan etkinliklerin ve okul - sınıf süslemelerinin yapılmaması hususunda gereken hassasiyetin gösterilmesini, Aynca, eğitim-öğretim sürecinde öğrencilerimizin milli manevi kültür değerlerine uygun etkinliklerin tercih edilmesi önem arz etmekte olup, bu konudaki anlayış ve işbirliği içinde çalışılması hususunda; Gereğini rica ederim.” ifadeleri yer aldı. (18 Aralık)
23. Milli Eğitim Bakanlığı, HÜDA PAR’lı isimlerin yönettiği ve Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten İslamcı terör örgütüyle bağlantılı Peygamber Sevdalıları Vakfı ile eğitimde işbirliği protokolü imzaladı. İmzalanan protokol vakfın, “Okullarda dini anlatıp” yarışmalar düzenlemesinin de önünü açacak. Protokolün amacı, MEB’e bağlı okullarda öğrencilere İslam Peygamberi ve sahabelerin hayatlarını öğretmek. Ayrıca, imzalanan protokolle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde, ahlaki ve manevi değerleri benimseyen bireyler yetiştirmek için yarışmalar düzenlenecek. Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu ve Peygamber Sevdalıları Vakfı Başkanı Mehmet Beşir Şimşek’in imzaladığı protokol, bir yıl süresince geçerli olacak. Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Mehmet Beşir Şimşek, aynı zamanda HÜDA PAR’ın eski yöneticisi ve Âlimler ve Medreseler Birliği’nin (İttihadul Ulema) Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Âlimler ve Medreseler Birliği’nin Genel Başkanlığını Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten İslamcı terör örgütünün eski İran sorumlusu olarak bilinen Enver Kılıçarslan yapıyor. (24 Aralık)
24. Konya Tahir Büyükkörükcü Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde 18 Aralık “Dünya Arapça Günü” adı altında öğrencilere cihatçı militan kıyafetleri giydirilerek oyuncak silah kullandırıldı. (24 Aralık)
25. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı birçok okulda yöneticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin uzun bir süredir okul binaları ve bahçelerinden yayınladığı “hayırlı cumalar” videoları dikkat çekti. (27 Aralık)
26. İlim Yayma Vakfı, Hayrat Vakfı, Okçular Vakfı, Özgür-Der, İHH, TÜRGEV, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, ENSAR, Cihannüma Derneği, Beşir Derneği, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, Safa Vakfı, Siyer Vakfı gibi tarikat cemaat bağlantılı gerici örgütlenmelerin yer aldığı Türkiye Gençlik STK’ları Platformu (TGSP), İstanbul Erkek Lisesi’nde Genç Türkiye Forumu “Gençlerin Eğitim Politikaları Algısı” adıyla etkinlik düzenledi. Etkinliğe konuşmacı olarak AKP’li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan katıldı. (28 Aralık)
27. Ensar Vakfı’nda 2016 yılında çocukları istismara maruz bırakan öğretmenle fotoğraflar çektiren ve soruşturmada adı geçen dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü olarak asaleten atandı. Vekâleten Müdür olarak görev yapan Sultanoğlu, Resmi Gazete’de yayımlanan kararla AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın imzasıyla göreve asaleten atandı. Karaman'da 2016 yılında, Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) ile bağlantılı olduğu söylenen yurtlarda kalan 45 çocuk Muharrem B. tarafından istismara maruz bırakılmıştı. Dönemin Karaman Milli Eğitim Müdürü Sultanoğlu’nun, Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “Ensar ve KAİMDER'e ait yurtlara dair” müzekkere cevabında, “İlimizde KAİMDER ya da Ensar Vakfı'na bağlı ev ya da yurt bulunmamaktadır” diyerek savcılığa yalan beyanda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Sonrasında Kahramanmaraş Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirilen Sultanoğlu’nun atama kararı yurttaşların tepkisinin ardından geri çekilmişti. Sultanoğlu, bu olayın ardından önce Bursa İl Milli Eğitim Müdürü olarak atandı sonra da Milli Eğitim Bakanlığında müşavirliğine terfi ettirilmişti. Şanlıurfa’da yaşayan psikoterapist Emine Gizem Çetiner Sultanoğlu’nun 5 Ağustos 2023’te Şanlıurfa’ya İl Milli Eğitim Müdürü olarak vekâleten atanmasına karşı Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto eylemini sürdürüyor. (28 Aralık)
28. ÇEDES projesi kapsamında Manisa’nın Kula ilçesinde bulunan Jeopark Ortaokulu’nda düzenlenen gösteride sahnede kanlı kefen sergilendi. Kanlı kesik kol ve bacak maketlerinin de kullanıldığı gösteride çocukların ellerine oyuncak silahlar da verildi. Programa, Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, Kula Belediye Başkan Vekili Mahmut Çalık, İlçe Milli Eğitim Müdürü Zakir Okulmuş, Kula Müftü Vekili Murat Alak ve Vergi Dairesi Müdürü Mehmet Demirci de katıldı. (29 Aralık)
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
1. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Nüfus Politikaları Kurulu kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayınlandı. Görevleri arasında “doğurganlık hızının nüfusun yenilenme seviyesinin üzerinde tutulması ve aile kurumunun güçlendirilmesi suretiyle sağlıklı ve dinamik nüfus yapısının korunması için kısa, orta ve uzun vadeli politikaların oluşturulmasını sağlamak” olan kurulda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Adalet Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ile İletişim Başkanı’nın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı yer alıyor. (25 Aralık)
2. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Aile Enstitüsü kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayınlandı. Genel Müdürlük, Yönetim kurulu ve danışma kurulundan oluşacak olan Aile Enstitüsü’nde Danışma Kurulu, aile ve sosyal hizmetler bakanı tarafından görevlendirilecek bakan yardımcısının başkanlığında, bakanlıktan iki üye ve Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’nın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan birer üye ile toplamda 15 kişiden oluşacak. “Aile Odaklı Sosyal Politika ve Hizmetlerin Etkinliğinin Artırılması” hedefiyle kurulan Enstitünün görevi, aile yapısının ve değerlerinin korunması, güçlendirilmesi, ailenin sosyal refahının artırılması, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını, gazi ve gazi yakını ile ilgili politikalara veri oluşturmaya yönelik tüm bakanlık faaliyetlerini kapsayan araştırmaları yürütmek olarak belirtildi. (25 Aralık)
Gençlik ve Spor Bakanlığı
1. Gençlik ve Spor Bakanlığı Beş Ocak Kız Öğrenci Yurdunda Adana İl Müftülüğü tarafından “Hz. Mevlânâ'yı Anma” adıyla program düzenlendi. Programa Gençlik ve Spor Bakanlığı İl Müdürü Muzaffer Çintimar, İl Müftü Yardımcısı Veysel Büyük, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Şube Müdürü Ekrem Ulu, Beş Ocak Yurt Müdürü Makbule Ölmez, Gençlik ve Spor Bakanlığı yurt müdürleri ve müdür yardımcıları katılırken küçük çocuklara semazen kıyafetleri giydirildiği görüldü. (16 Aralık)
Kültür ve Turizm Bakanlığı
1. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Nâzım Hikmet'in ‘Kuvayi Milliye Destanı’ adlı şiirini çizgi roman formatında anlatan Nuri Kurtcebe'nin kitabını halk kütüphanelerinde yasaklandı. Bakanlık, kitapta “cinsel içerikli tasvirler” bulunduğu gerekçesiyle bu kararı aldığını açıklarken eserin her yaştan vatandaşın erişebileceği kütüphanelerde bulunmasının uygun olmadığına karar verdi. (2 Aralık)
2. AKP’li Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Genel Kurulu'nda, "Kuruluşunun 30. yılında RTÜK, milli ve manevi değerlerimizi koruma adına faaliyetlerini kararlılıkla yürütmektedir. Yayınlarda terör içeriklerine ve terör propagandasına geçit vermeyen Üst Kurulumuz inanç, toplumsal ve kültürel değerlerimize sahip çıkmak noktasında da asla ödün vermemektedir. Bütün bunların yanında yayınlardaki İslamofobik içeriklere de müsaade etmeyen RTÜK, toplumsal bir sorun haline dönüşen yasa dışı bahis sitelerinin reklamlarına da geçit vermemektedir" dedi. (14 Aralık)
Dışişleri Bakanlığı
1. AKP’li Dışişleri Bakanı Fidan, France 24 kanalına yaptığı değerlendirmelerde Şam'daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi planladığını belirterek MİT Başkanı olduğu döneme atıfla “HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu” dedi. Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Türkiye'nin terör listesinden neden çıkarılmadığına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, “Bizim onları listeye almamız, BM listesiyle alakalı bir konu. BM Güvenlik Konseyi kararlarına tabii ki uyuyoruz ama şimdi hukuki boyut ile fiili boyutun birbiriyle çeliştiği farklı bir durum var” dedi. Fidan, HTŞ'nin son 10 yılda fiiliyatta herhangi bir terör faaliyeti içinde olduğunu görmediklerini belirterek, “Bu, sadece bizim değil Batılı istihbarat örgütlerinin de tespit ettiği bir husus” ifadesini kullandı. “Dışişleri Bakanı olmadan önce istihbarat şefiydiniz. Ahmed eş Şara olarak bilinen HTŞ lideriyle temasınız olduğunu varsayıyorum. DEAŞ ya da El Kaide gibi terörist gruplarla mücadelede faydalı oldular mı? Artık terörist olmadıklarını ve terörist gruplara karşı işbirliği yaptıklarını göstermek için mi sizinle ve Batılı yetkililerle işbirliği yaptılar?” sorusuna Fidan, HTŞ'nin özellikle IŞİD ile mücadelede istihbarat paylaşımı konusunda iyi işbirliklerinin olduğunu ve kendilerine çok yardımcı oldukları yanıtını verdi. Meselenin hassasiyeti nedeniyle o dönemde bunu kamuoyuna açıklamadıklarını anlatan Fidan, “DEAŞ ve El-Kaide ile bağlantılı örgütler hakkında istihbarat toplama konusunda HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu” dedi. Fidan, öte yandan HTŞ'nin IŞİD'in eski elebaşı Ebubekir el-Bağdadi gibi hedefler konusunda da işbirliği yapıp yapmadığı sorusuna bu tür hedefler konusunda da HTŞ'nin Türkiye ile işbirliği içinde olduğu yanıtını verdi. 2014 yılında ortam dinlemesi olduğu anlaşılan bir kayıtta, dönemin AKP’li Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında bir savaş toplantısı sırasındaki konuşmalarda Suriye'ye savaş açabilmek için nasıl gerekçeler bulunabileceğini tartışan isimlerin, bunun için Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan müdahaleyi kullanmak istedikleri iddia edilmiş, ses kaydında Hakan Fidan'a ait olduğu öne sürülen sesin ise “Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine'de saldırtırız” dediği belirtilmişti. Ses kayıtlarında Davutoğlu’nun “2012'de yapmalıydık, cesur kararlar almalıydık” diyerek daha önce Suriye'ye girilmediği için pişmanlığını belirttiği, Hakan Fidan “2 bine yakın TIR malzeme gönderdik” deyince Yaşar Güler’in orada silaha değil mühimmata ihtiyaç olduğunu söylediği ortaya çıkmıştı. (21 Aralık)
2. AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Şam'a giderek cihatçı terör örgütü HTŞ lideri Muhammed El Golani (Ahmed Hüseyin El Şara) ile görüştü. Türk bayrağının standart ölçülerde olmadığı görüşmede Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu’nun yanı sıra HTŞ tarafından “Dışişleri Bakanı” olarak atanan Esaad Hasan Şeybani de yer aldı. 2017 yılından bu yana HTŞ içerisinde “uluslararası ilişkiler” ve “siyasi işlerden sorumlu kişi” olduğu söylenen Şeybani’nin Türkiye'deki İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptığı ve halihazırda devam eden bir doktora programının öğrencisi olduğu öğrenildi. Laiklik Meclisi üyesi gazeteci Hasan Sivri, Şeybani’nin 2012’de Nusra’nın “Ebu Ayşe” kod adlı yetkilisi, Husam Şafi ismiyle Golani’nin temsilcisi olarak Doha’da tepki çeken imzalar atan kişi, HTŞ’nin Zeyd Attar ismindeki siyasi sorumlusu ve bir süre ismi bilinmeyen “gizemli cihatçı yetkili” olduğunu açıkladı. Fidan ve Golani daha sonra Kasyun Dağı’nda Şam’ı izleyip, çay içerken poz verdi. (22 Aralık)
İçişleri Bakanlığı
1. İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev verilen Selami Yıldız, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA heyetini kabul etti. Vakfın İstanbul temsilcisi Beytullah Çiçen ziyareti sosyal medya hesabından “Genel Başkanımız @ibrahim_besinci ile birlikte İstanbul Emniyet Müdürü olarak göreve başlayan @selamiyldz3310’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Samimi misafirperverliği ve gençliğe yönelik verdiği değerli destek için kıymetli müdürümüze yürekten teşekkür ederim.” sözleri ve fotoğrafla paylaştı. (18 Aralık)
2. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Afganistan’daki Taliban rejimine insani yardım malzemelerini taşıyan 21'inci “İyilik Treni” gönderdi. Trenin Ankara Garından hareketinden önce konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, gönül coğrafyalarının çok önemli bir parçasını oluşturan Afganistan'a ve Afgan halkına yardım ve desteklerinin devam edeceğini söyledi. Karaloğlu, “Bu iyilik treninin oluşmasında katkısı olan, başta bu kampanyayı, bu destek faaliyetini emirleriyle başlatan, himaye eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, kampanyanın bayraktarlığını yapan İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya'ya, yardımları Afganistan'a ulaştıran Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na, Devlet Demir Yolları'na, Afganistan'daki kardeşlerimizin derdini dert edinen bağışçılara çok teşekkür ediyorum.” dedi. AFAD Başkanı Vali Okay Memiş de konuşmasında, trende AFAD tarafından karşılanan 4 bin çadır, yardımseverler tarafından karşılanan 43 bin adet battaniye, 5 bin adet aile ve mutfak seti, 10 bin adet gıda kolisinin yanı sıra toplamda 730 tonluk bir insani yardım malzemesinin bulunduğunu söyledi. Konuşmaların ardından tren, dualarla yola çıktı. (21 Aralık)
Milli Savunma Bakanlığı
1. Hulusi Akar döneminde Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanlığı’nda (EDOK) görev yapan bir Tuğgeneral’in Erzincan Tugay Komutanlığı’nda mensubu olduğu Menzil Tarikatı’nın üyelerini ağırladığı, ziyaret sırasında bu şahıslarla komutanlık önünde hatıra fotoğrafı çektirdiği ortaya çıktı. Gazeteci Fatih Ergin Sözcü TV’de katıldığı programda 2016’da rütbesi yükseltilen ve görevi 7 yıl boyunca uzatılan söz konusu Tuğgeneral’in mesaisini EDOK içerisindeki camiden yürüttüğünü, emrindeki subaylara imzalayacağı evrakları makamına değil, camiye getirmesini söylediğini, itiraz eden subaylara bozuk sicil verdiğini, 2023’te emekli edilmesine rağmen halen TSK’daki Menzilci subaylarla iletişiminin sürdüğünü açıkladı. Ergin, “bu kişinin Menzil tarikatının üyesi olduğu, TSK’da tarikat faaliyetleri yürttüğü, Atatürk düşmanı olduğu bilinmesine rağmen kim ses çıkarılmamasını istedi, kim göz yumulmasını istedi, bunlar bilinmesine rağmen nasıl tuğgeneralliğe getirildi?” dedi. Fatih Ergin “Tuğgeneral A.K., Erzincan Tugay Komutanlığı’nda mensubu olduğu Menzil Tarikatı’nın üyelerini ağırlıyor. Tugay içinde orta büyüklükte mescit var ancak ona rağmen cami yaptırıyor. Bu camiye Ramazan aylarında AVM’ye girer gibi sarıklı cübbeli kişiler yanında çarşaflı kadınlarla giriyor. Bir gün kışlada görevli bir albay camiye geliyor, imama “Atatürk’e de dua et” diyor. Takkeli general bunu duyuyor ve Atatürk’e dua edilmesini engelliyor. Teğmenlerimiz disiplinsiz de bu general mi disiplinli? TSK’da ‘Sarıklılar Cuntası’ var. Bu da örneği!” ifadelerini kullandı. (5 Aralık)
2. AKP’li Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kara Harp Okulu mezuniyetinde ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ diyen ve ihracı istenen teğmenlerle ilgili “Konu, kaldırılan andı okumak veya 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır” dedi. Suriye’nin cihatçı terör örgütü HTŞ liderliğindeki çetelerce ele geçirilmesine ilişkin “Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum; muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır" ifadelerini kullanan Güler Suriye Milli Ordusu’nun “Suriyeli muhalifler”den meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümeti’nin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığı’nın emri altında çalıştığını kaydederek, “Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz.” dedi. Güler, ‘Yeni yönetimle askeri iş birliği olur mu?’ sorusuna da “Halihazırda birçok ülke ile askeri eğitim ve iş birliği anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız” diye yanıt verdi. (15 Aralık)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
1. Emekçiler için açlık ve yoksulluk anlamına gelen asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak açıklayan AKP’li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan açıklamasında “Peygamber Efendimizin ‘işçinin alın teri kurumadan hakkını verin’ öğüdü, medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem ve adalet çağrısıdır.” dedi. (24 Aralık)
Adalet Bakanlığı
1. AKP’li Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yayınladığı yeni yıl mesajında “Ülkemizi toplumsal uzlaşmayı esas alan, demokratik, kuşatıcı, sivil bir Anayasa'ya kavuşturmanın gayreti içinde olacağız” dedi. (31 Aralık)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (DİB) – TÜRKİYE DİYANET VAKFI (TDV)
1. Dev bütçesi ve lüks harcamalarıyla da gündemde olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ankara’daki yerleşkesinde yapılan 7’nci Din Şûrası için 2 milyon TL harcandığı ortaya çıktı. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ile birlikte BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun da katıldığı şûrada, “Bu kapsamda dini, ahlaki, kültürel değerlerimize, fıtrata ve geleceğimize yönelik ciddi tehdit oluşturan cinsiyetsizleştirme gibi sapkın ideolojilere karşı toplumun bilinçlendirilmesi, fıtrat temelli aile yapısının korunması ve güçlendirilmesi amacıyla gerekli tüm tedbirler alınmalı ve buna yönelik etkin çalışmalar yürütülmelidir” denmişti. “Din Şûrası Organizasyonu Hizmet Alımı” başlığıyla pazarlık usulüyle düzenlenen ihale, 2 milyon TL teklif veren Skyview Havacılık Medya Reklam Bilişim Prodüksiyon Ticaret Limited Şirketi’ne verildi. Diyanet ile şirket arasında etkinlikten bir gün önce sözleşme imzalandığı da açıklandı. (1 Aralık)
2. Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumlarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantısı’nda görüşülen 2025 yılı bütçesi ile Diyanet’e 130,1 milyar TL, Saray’a 16,9 milyar TL ödenek verildi. (1 Aralık)
3. Şanlıurfa Viranşehir İlçe Müftülüğüne bağlı Mahmut-Zehra Zencirli 4-6 Yaş Grubu Kuran kursunda çocuklara “Kur'an-ı Kerim'i Okumaya Geçiş Programı” düzenlendi. Çocuklara hadis ve dualar okutulan programda kız çocuklarının başlarının örtüldüğü görüldü. (3 Aralık)
4. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, cami cemaatini AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın mitingine götürmeyen 31 yaşındaki imam Yusuf Kılıç’a bir ceza daha verdiği ortaya çıktı. Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre Kılıç, İzmir Buca’da görev yaparken AKP İlçe Başkanlığı yöneticileri tarafından arandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan 2023’teki İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapacağı mitinge cemaatini getirmesi istendi. Ancak Kılıç bu talebi kabul etmedi. Skandalın duyulmasının ardından Diyanet İşleri Bakanlığı, Kılıç hakkında hem soruşturma başlattı hem de 29 Mayıs 2023’te Buca’daki başka bir camiye sürdü. İmam odasında yatan ve cami tuvaletinde banyo yapmak zorunda kalan Kılıç’a bir süre sonra bir telefon daha geldi. Arayan Diyanet yetkilisi “video çekmesini, AKP yöneticileri tarafından aranmadığını söylemesini ve özür dilemesini” istedi, ihraç etmekle tehdit etti. Kılıç bunu kabul etmedi. Diyanet İşleri Bakanlığı, Kılıç’ın “Toplumun din görevlilerine karşı duyduğu güven ve saygınlık zedelenmesine neden olduğunu, tavrının iyi niyetli olmadığını” öne sürdü. Hem “kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası verdi hem de İzmir dışına sürdü. Kılıç’ın yaşadıklarını anlattığı bir videonun sosyal medyadan yayılmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı bir soruşturma daha açtı. Bu soruşturma kapsamında da 28 Ekim 2024’te Kılıç’a, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın imzasını taşıyan bir yazıyla kınama ile cezalandırıldığı iletildi. (5 Aralık)
5. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 2025 için öngörülen 130 milyar liralık Diyanet bütçesinin 125 milyar lirasının personel gideri olduğunu söyledi, Audi eleştirilerine de yanıt veren Erbaş, "Ben rektörken 8 sene önce aynı Audi’yi kullanıyordum ama Diyanet İşleri Başkanı'na çok gördüler" dedi. (9 Aralık)
6. Diyanet İşleri Başkanlığı “Her zorluktan sonra kolaylık vardır” başlıklı cuma hutbesinde “Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi Vesselem) ve güzide ashabının Mekke’nin fethi için hazırlıklara başladığı günlerdeyiz. Geliniz bu haftaki Cuma hutbemizde içinde nice ibretler ve hikmetler barındıran Mekke’nin fethini yeniden hatırlayalım. O gün yaşananları bir kez daha tefekkür edelim. Hayatımıza olumlu katkılar sunacak gerekli dersleri çıkaralım.” dendi. “Mekke’nin fethi; her zorluktan sonra bir kolaylığın, her sıkıntının ardından bir ferahlığın, her hüznün peşinden bir sevincin olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz İnşirâh sûresinde, 'Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.' buyurmaktadır. Mekke’nin fethi; hakkın batıla, adaletin zulme, iyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğini haber vermektedir. Toprakları fethetmeden önce gönülleri fethetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere anlatmaktadır.” ifadelerinin yer aldığı hutbe Nasr sûresinin Türkçe meali olan “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde; insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamdederek O’nu tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.” Sözleriyle bitirildi. (13 Aralık)
7. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın şirket kurup milyonlar harcayarak, ABD’de yüzme havuzu, hamam, restoran, villa yaptırdığı ortaya çıktı. ABD'de 100 milyon Dolarlık bir harcamayla yaptırılan lüks külliye AKP’li Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Türk ve Müslüman toplumun, dini, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak için yapıldı” sözleriyle de doğrulandı. Yılmaz, binaların mülkiyetinin Türkiye Diyanet Vakfı’na ait olduğunu söyleyerek “ABD'deki bu merkez, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olup vergiden muaftır. Diyanet’in itibarını korumak, takdir etmemiz lazım.” dedi. (17 Aralık)
8. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın haber sitesi Diyanethaber Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından “Esed ailesi iktidarının devrilmesinin ardından başkent Şam’daki tarihi Emevi Camii’nde ikinci kez cuma namazı kılındı.” başlığıyla bir haber yayınladı. (20 Aralık)
9. Diyanet İşleri Başkanlığı “Milli ve Manevi Değerlerimizi Muhafaza Edelim” başlıklı cuma hutbesinde yılbaşı kutlamalarını hedef alarak helal olmadığı söyledi. “Kendi değerlerinin yerine başkalarının değerlerini, kendi sembollerinin yerine başkalarının sembollerini benimseyen milletler ayakta duramazlar. Kendi medeniyetini unutup yabancı kültürlerin etkisi altına giren toplumlar; tarihlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini kaybederler. Nitekim Peygamber Efendimiz (sas)’in, 'Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.' uyarısı hepimiz için önem arz etmektedir. Bu sebepledir ki, dinimiz ve geleneğimizle hiçbir bağı olmayan, İslam dışı geleneklerden kalan figürlere özenmek, onlar gibi giyinmek, onlar gibi hediyeler dağıtmak, inancımıza aykırıdır, yanlıştır.” ifadelerinin yer aldığı hutbede müslümanların, değerleri ve inançlarıyla uyuşmayan söz konusu yanlışlara düşmelerinin sebebinin dünyevileşme olduğu söylenirken “Helal haram ölçülerine riayet edilmeyen ve mahremiyet sınırlarını aşan her türlü eğlence ve davranış, inancımıza aykırıdır, günahtır. Ayrıca hangi sebeple olursa olsun, masumları katledenlere destek verenlerin sattıkları ürünlerle hediyeleşmek, başta Gazze şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak kadar ağır bir vebaldir. Şu hususu da asla unutmayalım ki, kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren kumarı, aile ve toplumu temelinden sarsan zinayı, aklı ve iradeyi devre dışı bırakan uyuşturucu maddeleri, mutsuzluktan başka getirisi olmayan piyango ve diğer şans oyunları gibi haramları, yılbaşı kutlamaları dâhil hiçbir eğlence ve kutlama helal ve meşru hale getiremez.” ifadelerine yer verildi. (20 Aralık)
10. 2025 bütçesi 130 milyar 119 milyon TL olan ve 2024'te personel sayısı 145 bin 113’e ulaşan Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet Akademisi'nde yetiştirilmek üzere 4 bin aday din görevlisi (İmam Hatip) alacağını ilan etti. (20 Aralık)
11. İstanbul Ayasofya Camiinde yine elinde kılıçla hutbe okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, yılbaşı kutlamalarını hedef aldı. “Asırlarca din-i Mübin-i İslam’a hizmet eden kahraman ecdadımız, hüküm sürdüğü her dönemde, elini uzattığı her yerde, adaletin, merhametin, hukukun ve iyiliğin sancaktarı olmuştur. Her daim hakkın, hakikatin ve mazlumun yanında, zalimin karşısında durmuştur. Ancak, Devlet-i Aliyye tarih sahnesinden çekildiğinden beri dünya, güçlü olanın zayıfı ezdiği bir yer haline gelmiştir.” diyen Erbaş, “Milletleri güçlü kılan, onları emin adımlarla geleceğe taşıyan temel unsur; milli ve manevi değerlerine bağlı kalmalarıdır. Kendi değerlerinin yerine başkalarının değerlerini, kendi sembollerinin yerine başkalarının sembollerini benimseyen milletler ayakta duramazlar. Kendi medeniyetini unutup yabancı kültürlerin etkisi altına giren toplumlar; tarihlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini kaybederler.” ifadelerini kullanarak yılbaşı kutlamaları da dâhil hiçbir eğlence ve kutlamanın helal ve meşru olmadığını söyledi. (20 Aralık)
12. Müslümanın yılbaşı kutlamasının İslamda yeri olmadığını iddia eden Gaziantep Şehitkamil İlçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu “Küfrün gelenekleri ne olursa olsun hiçbir surette bizim adetlerimiz olamaz.” dedi. 31 Aralık 1 Ocak gecesinde, o gece yaygın bir şekilde Hristiyanlara benzeyen işler yapıldığından dolayı Müslümanların o gecede herhangi bir tören, herhangi bir kutlama yapmamaları gerekir. Tam tersine mümkün mertebe tevbe istiğfarla, af ve mağfiretle geçirmeleri lazım. Çünkü o gece maalesef ülkemizde de bütün dünya üzerinde de Allah'ın yasak etmiş olduğu, haram kılmış olduğu pek çok günah işlenmektedir." şeklinde konuşan müftü Bekiroğlu, “Onlar gibi olmadığımızı, onlardan olmadığımızı, onların davranışlarını onaylamadığımızı da bir anlamda Müslümanlar olarak deklare etmemiz lazım. Küfrün gelenekleri ne olursa olsun hiçbir surette bizim geleneğimiz olamaz, onlardan beri olduğumuzu ifade etmemiz lazım. İslam dininde elvera velbera ifadesi vardır. Ne demek? Yani dostu dost bilme, düşmanı düşman bilme. Düşmandan uzak olduğunu ifade etme akidesi vardır. Yani kafirlere biz dost değiliz, inanç anlamında, din anlamında. Müslümanlarla dostuz, yani Müslümanların yaptıklarını yaparız. Müslüman olmayanların yaptıklarından da uzak dururuz, kaçınırız. Bu bizim inancımızın, akidemizin bir gereği. Ona elvera velbera diyoruz. Bu nedenle Müslüman bir anlamda kimin yanında ve kimin karşısında olduğunu da beyan etmek durumundadır. Çünkü Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bizim dostlarımızdan da bahsediyor, düşmanlarımızdan da bahsediyor. Bunların en başında da biliyorsunuz şeytan geliyor. Şeytan bir takım davranışları bize süslü gösterebilir. Bunların yapılmasını bize cazip gösterebilir. Ama esas olan Rabbimizin bize emirleri ve yasak ettiği hususlar, bizler dostumuzu, düşmanımızı ayırt etmemiz lazım.” ifadelerini kullandı. (23 Aralık)
13. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü “3. Aile ile İlgili Güncel Meseleler Çalıştayı” düzenledi. Programda konuşan Ali Erbaş, çalıştayda Türkiye’deki demografik değişim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının nüfusun güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalar, toplumsal değişimlerin evlilik yaşına ve nüfus artış hızına etkileri, aileyi güçlendirmek, dinamik nüfus yapısını koruma, nüfus planlaması konusunda yapılan başvurular, evliliği ve çocuk sahibi olmayı kolaylaştıran, teşvik eden hukuki düzenlemeler, cinsiyetsizleştirme propagandalarının nüfus artış hızına etkisi, evliliğin teşvik edilmesine ve nüfus artış hızını yükseltmeye yönelik farklı ülkelerden uygulama örnekleri gibi başlıkların konuşulacağını söyleyerek “Aile sağlam olursa toplum sağlam olur” dedi. (23 Aralık)
14. Diyanet İşleri Başkanlığı, “gençlerin milli ve manevi değerlerle yetişmeleri” için düzenlediği etkinlikler kapsamında yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık gecesi ülke genelinde gençlerle "Tefekkür" etkinlikleri düzenledi. (23 Aralık)
15. Kamuoyunda “Diyanet’in kara kutusu” olarak nitelendirilen Türkiye Diyanet Vakfı’na ait öğrenci yurtlarından 2024 yılında elde edilen kâr belli oldu. Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre Diyanet Vakfı, Türkiye'deki 52 yükseköğrenim yurdundan toplam 31,3 milyon TL kâr elde etti. Devasa geliri ve yüksek harcamalarına karşın Sayıştay’ın denetim kapsamı dışında olan Türkiye Diyanet Vakfı'na (TDV) bağlı şirketlerden Yurtlar Ve Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi’nin 2024 yılı kârı açığa çıkarken şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) bildirdiği 2024 yılı kârı, TDV’nin yükseköğrenim öğrenci yurtlarından elde ettiği fahiş geliri de gözler önüne serdi. TDV, Türkiye genelindeki yükseköğrenim öğrenci yurdu sayısını 2024 itibarıyla 52’ye çıkardı. Toplam 52 TDV Yurdu’nun 16’sının erkekler, 36’sının ise kadınlar için olduğu, Türkiye’nin 29 ilinde bulunan 52 TDV Yurdu’nda 10 bin 622 öğrencinin kaldığı bildirildi. Vakfın, “Ev bulmak, kiralamak, temizlemek, eşya satın almak gibi zorluklar nedeniyle size, güvenli bir ortamda ekonomik, rahat, sorunsuz yaşanan yurtlarımızı öneriyoruz” ifadesiyle reklamını yaptığı yükseköğrenim yurtlarından sağlanan kâr hesaplandı. Vakfın öğrenci yurtlarını işleten Türkiye Diyanet Vakfı Yurtlar Ve Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi, Gelir İdaresi Başkanlığı’na 2024 yılı için beyan ettiği toplam 31 milyon 335 bin 593 TL’lik miktarın yasal kesintiler ve giderler çıkarıldıktan sonra ortaya çıkan tutar olduğu kaydedildi. TDV’nin yükseköğrenim öğrenci yurtlarını işletmek amacıyla kurulan ve yalnızca 2024 yılında 31,3 milyon TL’lik kâr elde eden şirketin ödediği verginin tutarının ise 7,8 milyon TL olduğu belirtildi. (24 Aralık)
16. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda devam eden 2025 yılı promosyon anlaşma sürecinde İdari Kurul’un kararına rağmen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Ziraat Katılım ile anlaşılması konusunda ısrarcı olduğu iddia edildi. Birgün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre Ali Erbaş’ın promosyon konusunda Nisan 2023’te verilen taahhütleri yerine getirmemekte ısrarcı olduğunu öne süren Diyanet kaynakları, promosyon ihalesinin oldubittiye getirilerek Ziraat Katılım’a verilmek istendiğini savundu. Promosyon ihalesinin henüz gerçekleştirilmemiş olmasına karşın il müftüleri toplantısında müftülere, “Gerçekleşmeyen ihalenin bilgisinin” verildiği belirtildi. (29 Aralık)
BELEDİYELER
1. AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Halep’in HTŞ ve diğer cihatçı çeteler tarafından işgalini imar tanıtım toplantısında kutladı. Şahin “Halep bizim sancağımızdı. Bu hale getirenlere hesap sormamız lazım. Başkomutanın mutlu olması lazım. Başkomutanın Şaihnbey’in gençlerini, Şehit Kamil’in gençlerini çok huzurlu görmesi lazım” dedi. (2 Aralık)
2. Gaziantep'te toplu konut anahtar teslimi töreninde AKP'li büyükşehir belediye başkanı Fatma Şahin, toplanan kalabalığa defalarca ''Bizim babamız kim?'' diye sordu. Şahin “Yaparsa Erdoğan yapar. Erdoğan Erdoğan. Allah’ın izniyle okulumuzu yaptık mı? Sayın bakanım Allah senden razı olsun.” dedi. (8 Aralık)
3. AKP'li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Şam'daki Emevi Camisinin halılarını değiştirmeye hazır olduklarını açıkladı. Sosyal medyada bir kullanıcının, Şam'daki Emevi Camisinin halılarının değiştirilmesi için yaptığı çağrıya yanıt veren Şahin, “Halının dünyadaki başkenti olan Gaziantep” diyerek, bundan şeref duyacaklarını belirtti. (24 Aralık)
4. AKP’li İstanbul Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, AKP’li isimlerin yönetiminde olduğu gerici İlim Yayma Cemiyeti ile protokol imzalamak için Belediye Meclisi’nden yetki aldı. İmzalanan protokol kapsamında, “Gençlerin sosyal, kültürel ve manevi gelişimlerini desteklemek amacıyla çeşitli seminerler, programlar, eğitimler ve sportif faaliyetler düzenleneceği ve ortak hizmet projeleri gerçekleştirileceği” ifade edildi. (26 Aralık)
5. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, TBB toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada “TBB olarak Suriye’nin yeniden ayağa kalkma sürecinde hem ülkemiz hem de komşumuz Suriye için elimizden gelen desteği yapmaya ve yerel yönetimler olarak vazifemizi yerine getirmeye hazırız” dedi. Suriye’de kurulacak hükümetin yapacağı yeni anayasanın Suriye’nin yeniden inşasından toplumun huzuruna kadar her adımda kapsayıcı, demokrat ve eşitlikçi olmayı başarmasını umut ettiğini söyledi. “Suriye’de 13 yıldır süren iç savaş 8 Aralık günü Esad’ın ülkesinden kaçmasıyla ve muhaliflerin Şam’da hakimiyeti sağlamasıyla sona ermiş oldu. Suriye’de şehirlerin acil ihtiyaçlarının karşılanması, ekonomik ve sosyal altyapının yeniden inşası ve yerel yönetimlerin kapasite geliştirme süreçlerinin desteklenmesi öncelikli konulardan birisidir. Ülkemizdeki tüm belediyelerin doğal üyesi olduğu TBB’nin görevleri arasında yurt içi ve yurt dışında belediyeleri temsil etmek, belediyeciliğin ve yerel hizmetlerin gelişmesine yardımcı olmak için kardeş şehir ilişkilerinin gelişmesine destek olmak yer almaktadır. Kardeş şehir ilişkisinin en önemli amacı malumunuz olduğu üzere dayanışmadır.” ifadelerini kullanan İmamoğlu, “Türkiye-Suriye belediyeleri arasındaki iç savaş nedeni ile kesintiye uğrayan kardeş şehir ilişkilerinin yeniden tesisi ve sürdürülebilir bir zeminde yürütülmesinin koşullarını Suriyeli yetkililerle çalışmak istiyoruz. Bu çerçevede, TBB olarak, başta Şam olmak üzere Suriye’deki şehirlerin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek, iki ülke belediyeleri arasındaki iş birliğini yeniden tesis etmek ve sürdürülebilir bir zemine oturtmak, Birliğimiz üyesi belediyelerin desteğini koordine etmek amacıyla TBB'den bir heyetin en kısa zamanda Suriye’yi ziyaret etmesini kararlaştırdık.” dedi. (27 Aralık)
ÜNİVERSİTELER
1. Harran Üniversitesi’nde Yunan ve Roma Arkeolojisi çalışılan Klasik Arkeoloji Bölümü için, “İslam seramik sanatı alanında çalışmaları bulunmak” şartı arandı. BirGün’den İlayda Sorku’nun haberine göre, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Danıştay’ın kararlarına rağmen akademik kadro için kişiye özel ilanlar verilmeye devam ediyor. Üniversitenin Resmi Gazete’de yayımlanan doktor öğretim üyesi kadrosu ilanı için belirlenen şartlar dikkat çekti. Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji anabilim dalı için açılan kadroda, “Doktorasını Sanat Tarihi alanında yapmış olmak ve İslam seramik sanatı alanında çalışmaları bulunmak” şartı arandı. Aynı üniversitede çalışan araştırma görevlisi Sevcan Ölçer'in, “Harran Kazıları İslami Dönem Seramikleri" ve ‘‘Harran Kazılarında Ortaya Çıkarılan (2014-2017) İslami Dönem Seramiklerinin Ön Değerlendirmesi” başlıklı çalışmaları bulunuyor. Klasik Arkeoloji, daha ziyade Yunan ve Roma Arkeolojisi olarak tanımlanıyor. Klasik Arkeoloji, Antik Yunan ve Roma uygarlıkları ile bu uygarlıkların bıraktığı kültürel mirasla ilgilenirken, İslam seramik sanatı farklı bir alan olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla Klasik Arkeoloji ile İslam seramik sanatı arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor. Ayrıca Coğrafi, dönemsel ve kültürel olarak birbirinden tamamen farklı bu iki alanın uzmanlık gerektirdiği konular da farklı. (1 Aralık)
2. Mardin Artuklu Üniversitesi Konferans Salonunda Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından “Kasım Ayı Sahabe Ayı” final etkinliği düzenlendi. Program Kuran tilavetiyle başlayıp dualarla sona erdi. (1 Aralık)
3. Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü psikiyatr Nevzat Tarhan “Hazreti Peygamber'in bir hadisinde, ‘Buluğ çağı, deliliğin bir şubesidir’ deniyor. Bu, modern literatürdeki ‘normal şizofrenik dönem’ tanımıyla tamamen örtüşüyor. Yani 1400 yıl önce peygamberin bu sözü, gençlerden 40 yaşındaki bir insanın olgunluğunu beklememek gerektiğini vurguluyor.” dedi. Tarhan, gençler üzerinde yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de özellikle gençlerin yüzde 69'unun en çok aileye güvendiğini iddia ederek, “Toplumumuzda hala aile önemli bir yere sahip. Ancak, aynı istatistiklerde toplumun yüzde 25'inin aile kurumuna gerek olmadığını düşündüğü ortaya çıkmış. Bu oldukça yüksek bir oran. Gençler açısından baktığımızda ise en çok güvendikleri yerin aile olduğu görülüyor. Bu, aile kurumunun hala gençler için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı. (2 Aralık)
4. Mardin Artuklu Üniversitesi, Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV), Diyarbakır İl Müftülüğü, Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi ve Kadim Akademi ile birlikte Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Selahaddin Eyyubi Camisinde “Uluslararası II. Akademi-Medrese Buluşmaları: Medresenin Geleceği Çalıştayı” düzenledi. “Bilim kurulu”nda Türkiye, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Malezya'dan birçok ismin yer aldığı çalıştayın açış konuşmasını yapan, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü İbrahim Özcoşar çağdaş bilimin bir sömürü aracı olduğunu iddia ederek medreseyi sadece bir eğitim kurumu değil, İslam medeniyetinin ruhunu taşıyan bir yapı olarak gördüklerini belirten Özcoşar, “Akıl, bütün kifayetsizliğine karşın kendi sınırlarını bilmeye yetecek bir kapasiteye sahiptir. Kısaca sadece akıl kullanılarak, aklın kendisinin tanrı olmadığını anlamaya yetecek bir donanıma sahiptir insanoğlu. Dolayısıyla akademinin, bilimin geldiği noktada tanrıcılık oyunu bir akıl meselesi değil bir nefis meselesidir. Nefis, sadece akılla terbiye edilemez. Nefsi alt etmeye yönelik kendi geleneğimize döndüğümüzde karşımıza çıkan kavram “Ahlak”tır. Biz ahlaktan yoksun bir modern bilim anlayışının karşısına medreseden ilham alarak bilginin; ilim, irfan, hikmet denkleminde yeniden üretildiği ahlak merkezli bir anlayışı yerleştirmek istedik” ifadelerini kullandı. “Modern bilime karşı antiemperyal bir tavır geliştirirken medrese geleneği baştan beri mücadeleci bir tavır geliştirmiştir. Medrese mücadeleci tutumunu cumhuriyet kurulduktan sonra da bırakmadı. Cumhuriyet döneminde medreselerin kendilerini var olma mücadelesi içinde bulmaları sonrasında yaşanan travma, bir medrese tutumu ortaya çıkardı. Bu tutumu en genel haliyle direniş olarak tanımlamak mümkündür. Genellikle illegal bir yer altı kurumu gibi çalışmak zorunda bırakıldı” diyen Özcoşar, medreselerin yeniden etkin bir eğitim kurumu haline gelebilmesi için Medreselerin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki kurulları aracılığıyla koordine edilmesi, vakıflar aracılığıyla eğitim faaliyetlerini sürdürmesi, verilen eğitimin standartlaştırılarak akredite edilmesi ve resmi olarak tanınmasının sağlanması, üniversiteler, özellikle İlahiyat Fakülteleri ile işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. (7 Aralık)
5. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın “İhtisas Akademi” tanıtım toplantısı Uşak Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlendi. Toplantıya AKP’li Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Uşak Valisi Naci Aktaş ve Uşak Üniversitesi Rektörü Ekrem Savaş katıldı. (9 Aralık)
6. İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) yılbaşı ağacı süslemek için toplanan öğrencilerin önü gerici bir grup tarafından tekbirle kesilirken öğrenciler yönetimin de dahil olduğu engelleme çabalarına rağmen ağacı süsledi. Geçen senelerde öğrencilerin yılbaşı ağacı süsleri üniversite yönetimi ve “Kampüsümüzde gâvur özentiliğine yer yok” diyen gerici gruplar tarafından Davutpaşa Kampüsü’nde toplatılmıştı. (11 Aralık)
7. Mardin Artuklu Üniversitesi’nin, Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV), Diyarbakır İl Müftülüğü, Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi ve Kadim Akademi ile birlikte Diyarbakır’da düzenlediği “Uluslararası II. Akademi-Medrese Buluşmaları: Medresenin Geleceği Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi yayınlandı. Raporda, “Medreseler ve ilahiyatlar birbirlerinin karşıtı ve alternatifi değil, birbirini desteklemesi ve tamamlaması gereken kurumlar olarak değerlendirilmelidir.”
“Farklı medrese modellerini geliştirmek ve oluşturmak gereklilik arz ettiğinden; ortaokul, lise ve üniversite aşamasındaki öğrencilere seviyeleri ve koşullarına uygun medrese eğitiminin verilmesi akademik gelişimlerine özgün ve derinlikli katkı sağlayacaktır.”
“Online medreseler oluşturulmak suretiyle medrese müfredatında yer alan derslerin herkesin erişimine açık olması medrese eğitiminden yaralanmak isteyenler için önemli bir imkân sağlayacaktır.”
“Mevcut medreseler ağırlıklı olarak erkek öğrencilere yöneliktir. Kız öğrencilere yönelik açılacak medreseler, medrese eğitiminin toplumsal satıhta yaygınlaşmasına ivme katacaktır.”
“Medreselerin; dernek, vakıf vb. sivil toplum örgütleriyle ilişkili olarak hizmet vermesi kurumsallaşma açısından oldukça önemlidir. Bununla birlikte bu kurumların bir federasyon ya da kurum altında toplanması medreselerin; yapı, eğitim ve standardizasyon bakımından gelişmesini sağlayacaktır.”
“Kariyer planlaması konusunda yardımcı olmak gayesiyle YKS, KPDS, YDS, DHBT ve benzeri sınavlarda medreselerdeki öğrencilere kurslar açılması ve onlara yardımcı olunması önem taşımaktadır.”
“Eğitim-öğretim kurumlarının uluslararasılaşması, niteliğin artmasında belirleyici bir faktördür. Bu açıdan müderris ve talebelerin belli sürelerle yurtdışındaki medreselere ve kurslara gitmelerinin sağlanması önemlidir.”
“Ülkemizde yaygın olarak başta Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakülteleri olmak üzere birçok kurumdaki önemli sayıda personelin yetişmesinde medreselerin katkısı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, medreselerin formal ya da informal eğitim olarak yasal tanınırlığa sahip olmaları kamu yararı açısından gereklilik arz etmektedir.”
“Medreselerin özgünlüklerini koruyacak şekilde Milli Eğitim Bakanlığında kurulacak bir kurulla ilişkilendirilmesi medreselerde verilen eğitim ve öğrenim emeğinin karşılık bulmasını sağlayacaktır. Dahası, bu kurul marifetiyle yapılacak çalışmalar, medreselerin belli bir standardizasyona erişmelerini, akredite olmalarını ve kamuya daha fazla eğitsel katkı sunma imkânını vereceği gibi yapılan eğitimin şeffaf olması ve devlet tarafından gözlemlenebilir olmasına da olanak sağlayacaktır.”
“Üniversiteler farklılıklarıyla ön plâna çıkarlar. Bu bağlamda medreselerin bağlı oldukları vakıflar, vakıf üniversiteleri açmak gibi bir gayeye sahip olmaya teşvik edilmeli ve bu yönde çalışmalar yapılmalıdır. Bunun başarılması durumunda İslam Bilim Paradigmasıyla modern bilimin işleyişi sentezlenmiş ve özgün bilimsel metodolojiler ve ürünler husule getirilmiş olacaktır. Bu, çağdaş dünyaya yeni bir bilim perspektifinin sunulması anlamına gelecektir.”
“Medreselerle akademik kurumlar arasında iş birlikleri yapılabilir. Bu bağlamda akademideki öğretim elemanlarıyla medrese müderrislerinin birlikte tercüme yapmaları, telif eser yazmaları, eser tahkiki yapmaları ve proje yapmaları teşvik edilmelidir.” gibi ifadeler yer aldı. (12 Aralık)
8. Kayyum atanan İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nin Yayınevi “modern düşüncenin çoğunun insanlığı aşağıladığı” görüşüne sahip olan kürtaj karşıtı ABD’li Richard Weikart’ın akademik çevreler tarafından yaygın bir şekilde eleştirilirken yaratılışçılar tarafından desteklenen “Darwin’den Hitler’e Evrimsel Ahlak, Irk Arıtımı ve Almanya’da Irkçılık” kitabının Türkçe çevirisini yayınladı. Kitabın tanıtımında “Darwin, “en sağlıklı ve uyumlu”ların doğal seçilim baskısını aşarak hayatta kaldığı bir süreç ile tüm canlıların ortak bir atadan türediğini öne sürmüştür. Fakat Darwin’in bu determinist biyolojik devrimi, evrimsel ahlakı yaygınlaştırarak tüm dünyada yıkıcı sonuçlara yol açmıştır. Doğuştan gelen haklar olan “tüm insanların eşitliği” yerini “biyolojik eşitsizliğe”; “insanların kardeşliği” yerini “toplumsal rekabete”; “insan hayatının kutsiyeti” yerini “faydalı ölümlere” bırakmıştır. Hitler de en yüksek ahlaki ölçütlerin Darwinci bir uyumluluk ve sağlık olduğu bu evrimsel ahlakı benimsemiştir. Ünlü tarihçi Richard Weikart bu önemli eserinde, Hitler’in dünya görüşünün ve soykırım zihniyetinin kökenine inmektedir. Hitler’e ve taraftarlarına meşru bilimsel zemin sağlayan Darwinci evrimsel ahlak, günümüzde yeni Hitlerleri ortaya çıkarma tehdidini sürdürmeye devam etmektedir. Bu eser, yakın geçmişi şekillendiren bu fikir ve eylem bağlantısını açığa çıkarmakta ve böylece daha iyi bir gelecek inşa etmemizin önünü açmaktadır.” ifadeleri yer aldı. (15 Aralık)
9. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki yılbaşı ağacı süsleyen öğrencilere yapılan saldırıların ardından bu kez de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde (AYBÜ) öğrencileri kampüslerindeki bir ağacı yılbaşı ağacı gibi süslemeye başlayınca etrafları özel güvenlikler tarafından sarıldı. Öğrenciler yaklaşan yılbaşı için süsleme yaptıklarını ifade edince güvenlikler de bunun için dilekçe vermeleri ve izin almaları gerektiğini iddia edilerek “hakkınızda soruşturma açılır” şeklinde tehdit edildi. Öğrencilerin kendilerine müdahale edilmesine karşı çıkarak etkinliklerine devam etmeleri üzerine
yaşanan gerilimin ardından üniversite yönetimi öğrencilerle görüşme talebinde bulundu. Yönetim, etkinliğin anayasal bir hak olduğunu kabul etmekle birlikte, izinsiz faaliyetlere izin verilmeyeceğini belirtirken öğrenciler, bir yılbaşı ağacı süslemenin dahi engellenmeye çalışılmasını, üniversitelerdeki baskıcı ve gerici zihniyetin bir göstergesi olarak nitelendirdi. (16 Aralık)
10. Milli Görüşçü ve Saadet Partisi bağlantılı Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka kampüsünde sabah namazı çağrısı içeren afiş astı. (17 Aralık)
11. İstanbul Küçükçekmece Belediyesi'nin Sabahattin Zaim Üniversitesi bahçesine koyduğu yılbaşı ağacına akşam saatlerinde yüzlerini maskeyle gizleyen 4 şahıs baltayla saldırdı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde ışıklarla süslenen ağaca kimliği belirsiz bir grup tarafından saldırı gerçekleştirildiği görüldü. Saldırganlar, ağaca tırmandı. Ardından ağacı baltayla keserek parçaladı. Ağacı yere düşüren saldırganlar daha sonra olay yerinden kaçarak uzaklaştı. (23 Aralık)
12. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA Uşak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde “kantin buluşması” adı altında düzenlediği etkinliğin konusu MİT Müsteşarı İbrahim Kalın oldu. Vakfın Uşak Üniversite hesabından yapılan paylaşımda “Bu hafta final sınavlarından önceki son kantin buluşmamızda MİT Müsteşarımız İbrahim Kalın'ı konu edindik. Gelecek dönem başka bir kantinde görüşmek üzere” ifadeleri yer aldı. Kalın Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olduğu dönemde “Tügva'dan rahatsız olanlar gitsinler kendi meseleleri ile uğraşsınlar” diyerek vakfa sahip çıkmıştı. 2021 yılında ise TÜGVA’nın Gençlik ve Spor Bakanlığı desteğiyle düzenlediği “dijital kitap tahlili” programında Kalın’ın kitapları yer almıştı. (24 Aralık)
13. Malatya İnönü Üniversitesi’nde islamcı “Düşünce Akademisi Topluluğu” tarafından “Sınırların ötesinde insanlık” adıyla etkinlik düzenlendi. Kuran tilavetiyle başlayan etkinliğe İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Gökhan Tuncel, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Hüseyin Polat ile Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Zafer Güney Çağış konuşmacı olarak katıldı. Başkanı Abdullah Dinçadam açılış konuşmasında “Bugün burada ırkçılık, mülteci hakları ve mültecilerin psikolojik durumlarını ele almak, bu konularla nasıl mücadele edileceğine dair bir farkındalık oluşturmak için toplandık. Rabbim bu niyetimizi samimi ve hayırlı eylesin” dedi. (26 Aralık)
TBMM, SİYASET VE TOPLUM
1. Siyasi iktidara yakın Yeni Şafak’ta yazan Aydın Ünal, cihatçı terör örgütlerinin Halep’in cihatçı terör örgütleri tarafından işgal etmesiyle ilgili “Halep’in yeniden fethini biraz temkinle ama ondan daha fazla coşkuyla karşıladık. Halep’in özgürleşmesi Türkiye içinde adeta turnusol oldu. İşte üzülenlerin tam listesi” diyerek “CHP, DEM, Saadet Partisi, Doğu Perinçek ve ulusalcılar, Türkiye Nusayrileri, bir kısım Aleviler, Seküler-Kemalistler, Türkçü ırkçılar ve diğerleri.” ifadeleriyle liste yayınlayarak hedef gösterdi. Ünal “Halep’in fethine üzülenler tam liste” başlıklı yazısında “Sorsanız, hepsi de “biz Erdoğan’ın Suriye politikasına karşıyız” diyecekler; öyle değil, tamamen duygusal, ideolojik ya da mezhebi saiklerle saf belirliyorlar. Türkiye’yle sevinmeyi, Türkiye’yle hüzünlenmeyi beceremiyorlar. Neyse ki toplam nüfus ve seçmen içinde bir yekûn tutmuyorlar.” dedi. (2 Aralık)
2. Gazeteci Fatih Altaylı, kendisine gelen bir mektubu paylaştı. İsmi açıklanmayan kişi mektubunda çocukken ailesi tarafından verildiği cemaat yurdunda başından geçen skandal olayları anlatarak “Falakaya yatırıldım, eşcinsellik yaygındı, ilişkiye girdiğim isimler şimdi Diyanet’in resmi kadrosunda!” dedi. “Bu kursta okurken sayısız kez kontörlü telefonlardan 15’ i arayarak kaçak kuran kursu olduğunu ve sürekli olarak dayak yediğimizi ihbar ettim ama 1 sefer bile polis gelmedi bunun sebebini bu günlerde çok daha iyi anlıyorum.” Denirken, “Bizzat kendim kuran kursundayken cinsel ilişkiye girdiğim kişilerin bazıları şu anda aktif olarak diyanetin resmî kadrosunda imamlık yaparak millete din anlatıyor bazıları ise farklı şekilde görev yapıyor ve bazıları ise şu an benimde zamanında sözde din eğitimi almam için gönderildiğim İ.A. cemaatine bağlı kurslarda hocalık yapıyorlar. Şerefim üzerine yemin ederim ki söylediklerim zerresi zerresine doğrudur bu kişilerin açık kimlik bilgilerini paylaşmam suç teşkil edeceği için paylaşmıyorum sadece isimleri yeterli şimdilik, Türkiye’deki en muhafazakar cemaat olan cemaatin içerisinde bulunan ve bizzat bunları yaşayan birisi olarak söylüyorum en muhafazakar cemaat kuran kurslarında belki 20 den fazla kişiyle eşcinsel ilişkim oldu. En muhafazakar olanı bu durumdaysa gerisini siz düşünün artık.” ifadeleri yer aldı. (2 Aralık)
3. HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, “Aile Hakemliği”yle ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Yılmaz’a “Aile bütünlüğünü esas alan bir çözüm modeli geliştirilmesi hususunda Diyanet İşleri Başkanlığı, nasıl bir ‘Aile Hakemliği’ müessesesi önermektedir?” diye soran Demir “Aile uyuşmazlıklarında özellikle polis ve mahkeme süreçlerinin başlamasıyla birlikte, ailelerin mahremiyeti ciddi şekilde zedelemekte ve tarafların tüm özel yaşamının aleniyet kazanmasına yol açmaktadır. Bu durum, tarafların tekrar bir araya gelme ve uzlaşma ihtimallerini büyük ölçüde azaltmaktadır. Yaşanan sorunların çözümü ve aile kurumunu ayakta tutmak için kadim kültürümüzden kaynaklı, aile sorunlarının hakemlik yoluyla çözümüne imkân sağlayan bir müessese oluşturulabilir. İslam Aile Hukuku'nda uygulanan hakemlik modeli, tarih boyunca hem toplumumuzda hem de farklı ülkelerde başarıyla uygulanmış bir çözüm yolu olarak öne çıkmaktadır. Nisa Suresi'nin 35. Ayetinde açıkça ifade edilen bu uygulama, aile içi mahremiyeti koruyarak sorunların çözümüne katkı sağlamakta ve tarafların uzlaşma ihtimalini artırmaktadır. Bu müessesenin günümüzde nasıl ve ne şekilde hayata geçirilebileceği konusunda kapsamlı bir çalışma yapılması elzemdir. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşleri ve önerileri, konunun etkin şekilde ele alınması açısından kritik önem taşımaktadır.” ifadelerini kullandı. (5 Aralık)
4. Mersin'de Şam’ın HTŞ liderliğindeki cihatçı terör örgütleri tarafından ele geçirilmesini kutlayan kitlenin eylemi sırasında kimliği öğrenilemeyen iki şahıs Atatürk büstüne saldırarak büstü devirdi. (8 Aralık)
5. Gelecek Partisi başkanı Ahmet Davutoğlu Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesine ilişkin “Bir başarı varsa başta Sayın Erdoğan olmak üzere hepimize ait” dedi. Davutoğlu, AKP’nin dışişleri bakanlığını yaptığı dönemde, bir canlı yayında “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu” ifadelerini kullanmıştı. (8 Aralık)
6. Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesinin ardından açıklama yayınlayan HÜDA PAR “61 yıllık Baas rejiminin çöküşü, Suriye halkının haklı mücadelesinde tarihi bir dönüm noktasıdır. Suriye’nin yeni düzeninin israile karşı Filistin mücadelesini daha da güçlendirerek Kudüs’ün özgürlüğüne giden yolu açmasını diliyoruz.” dedi. Açıklamada “geçiş hükümeti”nden beklentilerini sıralayan HÜDA PAR “Suriye toplumunun çoğunluğunun İslam inancına mensup olduğu gerçeğinden hareketle İslam hukuku ile İslam medeniyetine uygun bir anayasa oluşturulması öncelenmelidir.” ifadeleri yer aldı. (8 Aralık)
7. Şanlıurfa Barosu, Kayseri’de, Cumhuriyet düşmanı Şeyh Said’in dar ağacında asılışını sembolize eden araç kokusu tasarlanmasına karşı suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Açıklamada “Kayseri'de bir şahıs, Kürt toplumunda ve Müslüman kesimde önemli karşılığı bulunan ve İstiklal Mahkemesi'nin sözde yargılamasıyla idam edilen Şeyh Said'in, kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olan, dar ağacında asılışını sembolize eden araç kokusu ürün tasarlayarak, seri üretime koyarak, Türkiye genelinde satışa sunmuştur. Yapılan bu provokatif eylem Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik veya Aşağılama suçunu oluşturmakta ve toplumda ciddi bir infial yarattığı da şüphesizdir. Geri dönülmesi güç sonuçların ortaya çıkmaması adına Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak yapılan bu çirkin eylemi kınıyoruz. İlgili kamu görevlilerini ivedilikle işlem başlatmak üzere göreve davet ediyoruz. Ayrıca suç duyurusunda bulunacağımızı ve sürecin takipçisi olacağımızı belirtiyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” ifadelerine yer verildi. (9 Aralık)
8. Siyasi iktidara yakın Akit TV gazeteci Abdi İpekçi'nin katili Papa 2. Jean Paul'e yönelik suikastın faili ülkücü tetikçi Mehmet Ali Ağca’yı programa konuk olarak aldı. Programda Ağca, Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganıyla kılıçlı yemin ettikleri için haklarında soruşturma açılan teğmenleri tehdit etti. Program sunucusunun “O teğmenleri ne yapılmalı?” sorusu üzerine Ağca, “Atacaksın bunları. Sen o teğmenlerin WhatsApp yazışmalarını gördün mü? Yunan ordusu yapmaz bunları. Eğer Tayyip Erdoğan satanist, siyaoist çeteleri yok edemezse yazıklar olsun. Yok edeceksin bu tehlikeyi. Öyle 100-500 tane teğmen atmakla olmaz. Atacaksın kayyımı. Bana görev verilirse asarım. Asarım derken ben demokratik hukuk devletini savunuyorum.” ifadelerini kullandı. (11 Aralık)
9. HTŞ liderliğindeki cihatçı çetelerin 7 Aralık gecesi Suriye’ye ele geçirmesinin ardından sosyal medyada Alevilere dönük tehdit ve nefret söylemli 500 binin üzerinde paylaşım yapıldığı ortaya çıktı. (11 Aralık)
10. HÜDA PAR, 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un kaldırılması için TBMM’ye teklif verdi. Partinin Genel Başkan vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir yaptığı basın toplantısında, verdikleri teklifin gerekçelerini sayarken “Hâlihazırda TCK’nın 130’uncu maddesinde düzenlenmiş olan ve ölmüş bir kimsenin hatırasına hakaret edilmesine hapis ve adlî para cezası öngören kanun bulunmaktadır. Bu kanun olduğu sürece başka bir kanuni düzenlemeye, hele hele kişiye özel olarak düzenlenmiş bir kanuna ihtiyaç bulunmadığını düşünüyoruz.” ifadelerine yer verdi. (11 Aralık)
11. HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, TBMM’de yaptığı basın açıklamasında emniyet ve yargı sistemini hedef alarak ailenin korunmasında yetersiz kaldıklarını savunarak, çözüm olarak Kuran’ın Nisa suresi 35’inci ayetinin uygulanması gerektiğini söyledi. Dinç, “Günümüzde aile uyuşmazlıklarında özellikle polis ve mahkeme süreçlerinin başlamasıyla birlikte, ailelerin mahremiyeti ciddi şekilde zedelenmekte ve tarafların tüm özel hayatlarının aleniyet kazanmasına yol açmaktadır. HÜDA PAR olarak, aile uyuşmazlıklarının çözümünde İslam aile hukukunda yer alan aile hakemliği sistemini öneriyoruz. Nisa suresinin 35’inci ayetinde emredilen bu yöntem, Osmanlı döneminde etkili bir şekilde uygulanmış, aile mahremiyetini gözeterek eşlerin sorunlarını çözmeye katkı sunmuştur” dedi. (11 Aralık)
12. TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmeleri oturumunda konuşan HÜDA PAR sözcüsü ve Batman milletvekili Serkan Ramanlı, yeni anayasa vurgusu yaparak “Türkiye'nin ikinci yüzyılının şafağındayız. Askerî darbeler ve travmalarla geçen yüzyıl maalesef kayıp bir yüzyıl olmuştur. Önümüzdeki yüzyıl da kayıp bir yüzyıl olsun istemiyoruz. Bunun için hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Geleceğimiz olan gençlerimizi hem maddi hem de manevi yönden güçlendirmeliyiz. Bunun yolunun da sistemi medeniyet değerlerimize uygun şekilde yeniden yapılandırmaktan, kronikleşmiş sorunlarımızı hak ve adalet temelinde çözmekten geçtiğini bilmeliyiz. Bu da hiç şüphesiz ideoloji dayatmayan, her türlü vesayetten arındırılmış, temel hak ve özgürlükleri amasız, fakatsız teminat altına alan adil, yerli ve sivil bir Anayasa yapmakla mümkündür. Bu Meclis çatısı altında yeni bir Anayasa yapmaya gücümüz de, yetkimiz de irademiz de ziyadesiyle mevcuttur.” dedi. (13 Aralık)
13. Mardin Kızıltepe’de iki aile arasında 10 yıldır süren kan davası barış yemeği programıyla sona erdi. Kuran tilavetiyle başlayan ve dualarla biten programa “İl Müftülüğü barış heyeti”ndeki İl Müftüsü Enver Türkmen, AKP İl Başkanı Mehmet Uncu, HÜDA PAR İl Başkanı İsmail Çevik, İlçe Müftüsü Abdullah Erdoğan, Arı ve Özkul aileleri ile “kanaat önderleri” olduğu söylenen kişilerle birlikte bin kişi katıldı. (13 Aralık)
14. Cihannüma Derneği’nin düzenlediği İstanbul Forum’da açılış konuşması yapan TBMM Başkanı AKP’li Numan Kurtulmuş “2022'de Afganistan ile başlayan süreç ve Suriye'de yaşanan son gelişmeler ile artık dünyada çift kutuplu, tek yönlü bir düzenin değil çok merkezli yeni bir sistemin kurulacağını” söyledi. “Bu süreç içerisinde, bu çok kutupluluk, şok merkezlilik dünyada bazı ülkelerin fevkalade önemli hale geldiğini de göreceğiz. Bu ülkelerden birisi. Başlıcalardan birisi de hiç abartısız söylüyorum ki Türkiye'dir.” Diyen Kurtulmuş “İnsanları kimliklerine, etnik yapılarına, mezheplerine, dini inanışlarına, hayat tarzlarına, siyasetlerine göre ayırmadan kapsayıcı bir şekilde insanlık ortak paydasında bütünleştirebilenler ile ötekileştireler arasında mücadele olacaktır. Bugün bu alandaki en önemli sınavlarından birisi, İslam ümmeti olarak vereceğimiz yer Suriye'dir. Suriye'de 61 yıllık diktatörlükten sonra Baas Rejimi sona ermiş, halkının hemen hemen tamamını ötekileştiren, kendi hanedanı ve etrafındakiler dışında herkesi ötekileştirerek birbirine düşman hale getiren bir rejim sona ermiş oldu. Şimdi Suriye muhalifleri adım adım bütün şehirleri ele geçirerek Şam'ı aldılar ve Şam'da yeni bir düzenin başlangıcı noktasındadır.” dedi. “Cihannüma İstanbul Forum 2024” adıyla Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen açılış programında Sudan İslam Hareketi Şura Başkanı Dr. Mehdi İbrahim, Avrupa Müslümanları Meclisi Başkanı Dr. Abdullah bin Mansur da birer konuşma yaptı. (13 Aralık)
15. Şanlurfa’daki camilerde Cuma namazı sonrasında yağmur duası yapıldı. (13 Aralık)
16. Partisinin Adana İl Gençlik Kolları'nın düzenlediği “Gelin Tanış Olalım” etkinliğinde konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu “Bizim davamız, 'Muhakkak ki benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir' ayetinde ifade edildiği gibi kulluk davasıdır” dedi. Emiroğlu konuşmasında “Din ve devlet işlerini ayırmaya çalışanların gayesinin Müslümanları bir alana hapsetmek olduğunu ifade eden Emiroğlu, "İstiyorlar ki Müslümanlar bir alana hapsolsun, hiçbir şeye karışmasın. Yani memleketin nasıl yönetileceğini, hangi eğitim programının uygulanacağını, ticaretin hangi usullerle yapılacağını, öğretmenin nasıl yetiştirileceğini, öğrencinin hangi okula nasıl gideceğini inançlı insanlar karar vermesin istiyorlar. Bundan dolayı diyorlar ki 'Din ve devlet işleri yan yana durmaz.' Biz yemeyiz; işin farkındayız. Biz diyoruz ki din de devlet de, dünya da ahiret de yan yanadır. Biri olmadan diğeri olmuyor.” ifadelerini kullandı. (15 Aralık)
17. AKP'li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, siyasi iktidara yakınlığıyla bilinen 24 TV'deki bir programa katılarak Üsküdar Belediyesi'ne bir bağlı spor kompleksindeki yüzme havuzunun karma olmasını hedef aldı. Erdoğan, program sunucusunun “Bir hesaplaşmaktan, yüzleşmekten bahsediyoruz. Bir de hakkımı helal etmiyorum diyebiliyor muyuz?” sorusuna “Tabii ki helal etmiyorum. Helalleşme şöyle olur: Benim hakkımı helal etme ihtimalim olanın çıkıp 'Biz bunu yaptık ama yanlış yaptık' demesi lazım o hiç yok. Bizim hakkımızı helal etmeyeceğimiz veya başörtüsü zulmünü yaşayanların hakkını helal etmeyeceği insanlar çıkıp da bununla yüzleşmemiş bile, adam aynı kafada eline geçse yine aynısını yapacak. Üsküdar Belediyesi önceden kadınların erkeklerin ayrı saatlerde girebildiği bir havuzu 'sadece bir gün ayrı girilebilir, onun dışında karışık girilebilir' şeklinde değiştirmiş. Havuzun adı da rahmetli ilahiyat profesörü Raşit Küçük'ün ismini taşıyor. Bunu niye yapıyorsunuz? Bu kadar insan buradan istifade ediyor. Helalleşmeye ne kadar uzak olduğumuzu göstermesi bakımından iyi bir örnek.” sözleriyle cevap verdi. (16 Aralık)
18. Psikolog olduğunu iddia eden Hatice Kübra Tongar sosyal medyada yayınladığı bir videoda bu kez de yaşam tarsi üzerinden AVM’lerdeki düzenlemeyi hedef aldı. Tongar videoda “İbadethaneler AVM’lerde en alt katta. AVM’nin tam ortasında da çam ağaçları ve noel babalar var. Mescitleri en üst kata, ortaya da noel babaları değil de Nasrettin Hocaları, Hacivat Karagözleri koysak nasıl olur?” dedi. (16 Aralık)
19. “Gizli Arşiv” isimli bir sosyal medya hesabında Suriye, Hatay, Mersin ve Adana’da yaşayan Alevi yurttaşlar için “temizlenmeliler” çağrısı yapıldı. (16 Aralık)
20. Daha önce “Namaz kılmayan öldürülebilir” diyen ilahiyatçı Ebubekir Sifil, sosyal medyada kendisine sorulan “Evleneceğimiz zaman kızın annesini öpmek caiz midir?” sorusuna “Erkeğin, eşinin annesinin elini öpmesi caiz değildir. Vücudumuzda bir şey uyanırsa karımız bize haram olur” sözleriyle yanıt verdi. (18 Aralık)
21. Marmara Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan gerici Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabında Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganıyla kılıçlı yemin ettikleri için haklarında soruşturma açılan teğmenlerin fotoğrafını paylaşarak “Bunlar neden hala ihraç edilmedi merak ediyorum. Cumhurbaşkanımızın iç ve dış bağlantılı dediği, derhal ihraç edilmelerini emrettiği bu teğmenleri neden ihraç etmiyorsunuz? @tcsavunma” ifadelerini kullandı. (18 Aralık)
22. Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesinin ardından Alevi ve Hıristiyanlara yönelik tehdit ve katliam haberleri artarken siyasi iktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye Gazetesi Lazkiye'de Alevi soykırımına adeta çağrı ve katliamlara zemin niteliği taşıyan “Lazkiye'de katliam endişesi! Ajanların hedefi 'Alevistan'ı kurmak” başlıklı bir haber yayınladı. Yılmaz Bilgen imzalı haberde “Tartus-Lazkiye hattını karıştırmak isteyen yabancı ajanlar, rejim düşmeden önce silahlandırılan Nusayrileri tahrik ederek, Sünni katliamı için ortam hazırlıyor. Muhaliflerin Hama’ya ulaştığı günden itibaren Şam, Humus ve Şam öncelikli olmak üzere ülke genelinden 400 bin Nusayri Arap Lazkiye ve Tartus’a göç etti. Son 15 günlük dilimde Baas’ın birçok önemli ismi ile birlikte el-Muhaberat ana kadroları, ordu komuta kademesi ve sivil bürokrat Tartus-Lazkiye aksına yerleşti.” Ifadelerini kullandı. Albay Ebu Abdo isimli bir şahısla röportajına yer veren Bilgen Abu Abdo’nun “Yeraltında çok yoğun bir faaliyet var. Banyas, el-Basit, Ceble, Kırdeha, Lazkiye ve Tartus kalkışma alanı olarak belirlendi. Kesin bir biçimde isyana hazırlanıyorlar. Lojistik üsleri, toplanma noktaları, saldırı hedefleri belirlendi. Kendilerine vaad edilen bir Alevistan olduğunu ve devletlerini kurmadan durmayacaklarını söylüyorlar” iddialarına yer verdi. (18 Aralık)
23. Gazeteci Fehim Taştekin bir dönem IŞİD, Nusra ve Ahrar el Şam arasındaki çatışmaları bitirmek için arabuluculuk eden, Fetih Ordusu'na kadılık yapan ve “Suriye cihadının” Usame bin Ladin'i olmaya çalışan Suudi din adamı Abdullah el Muhaysini’nin, Emeviye Camiinden “Danışman Dr. Yasin Aktay ve Humus'un etkili vaizi ve hakikatin sesi Şeyh Mahmud el-Dalati başkanlığında bir grup seçkin insanla tanışma şerefine nail oldum. Bir dizi seçkin kişi bizimle bu fethin umutları ve onun ilahi etkisi hakkında konuştu.” sözleriyle paylşatığı fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaştı. 25 ve 26. dönemlerde milletvekilliği AKP’li Yasin Aktay halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyor. (18 Aralık)
24. Sirwan Rehim Rudaw’daki “Süleyman Şah ve Şeyh Said Piran: Aynı hikayenin iki yüzü” başlıklı yazısında Cumhuriyet düşmanı Şeyh Said’e sahip çıkarak “Süleyman Şah’ın mezarına ve o mezarın tarihine saygıya karşı, Süleyman Şah'ın ölümünden yüzlerce yıl sonra, bundan yüz yıl önce 1925 yılında, Türkiye'nin yeni yöneticileri Şeyh Said-i Piran'ı idam etti. Şeyh Said 29 Haziran 1925'te Diyarbakır'da idam edildi, ancak yüz yıldır hâlâ kimse Şeyh Said-i Piran'ın mezarının nerede olduğunu bilmiyor. Şeyh Said'in çocukları, torunları ve tüm Kürt halkı, Mustafa Kemal'den ve Türk yetkililerden Şeyh Said Piran'ın mezarının yerinin açıklanmasını talep etti ancak bugüne kadar bunu yapmadılar, yapmıyorlar. Süleyman Şah sizin için ne kadar önemli ve kıymetliyse, aynı şekilde Şeyh Said de Kürtler ve Kürdistan için önemlidir.” ifadelerine yer verdi. (18 Aralık)
25. Diyarbakır Devlet Tiyatrosunda sahnelenen Hırvatistanlı yazar Miro Gavran'ın kaleme aldığı ve Serkan Budak tarafından yönetilen “Karımın Kocası” oyunu HÜDA PAR tarafından hedef alındı. Partinin il başkanlığı tarafından yapılan açıklamada “İlimizde Devlet Tiyatroları tarafından sergilenmek istenen “Karımın Kocası” adlı ahlak dışı tiyatro oyunu, kasıtlı olarak toplumsal yapımızı ve değerlerimizi hedef almaktadır. Sahabe ve peygamberler şehri olan Diyarbakır’da, İslam’a ve örflerimize aykırı bu tür etkinlikleri düzenleyenler ve destekleyenler art niyet taşımaktadır. Toplumun ahlaki değerlerini hedef alan, bir kadının aynı anda birden fazla erkekle ahlaksızca yaşam sürmesini normalleştirmeye çalışan bu tür projeler, bilinçli şekilde hayata geçirilmektedir. Bu ahlaksız tiyatro gösteriminin ilimizde sergilenmek istenmesi yasal olarak da suçtur. Yetkilileri göreve davet ediyoruz. HÜDA PAR olarak, toplumsal aile yapımızı bozan ve ahlaki değerlerimizi zedeleyen bu tür etkinliklerin her zaman karşısında duracağımızı bir kez daha vurguluyoruz.” ifadeleri yer aldı. (18 Aralık)
26. Siyasi iktidara yakın TGRT’de sabah haberleri programı sunan Cem Küçük “Suriye içinde 400 bin Nusayri, Lazkiye’ye taşındı. Esad’ın giderayak silaha boğduğu rejim yanlısı teröristlerin, İsrail’in desteğiyle Sünni katliamı yapmasından korkuluyor.” ifadelerini kullandı. Programda haber kaynağının ise Türkiye Gazetesi’nden HTŞ destekçisi Yılmaz Bilgen olduğu görüldü. (18 Aralık)
27. Diyanet-Sen Batman Şube Başkanı Ahmet Cihan, 31 Aralık'ta yapılan yılbaşı kutlamalarını hedef alan yazılı açıklama yaptı. İslam dini ve ahlaki değerler ışığında yılbaşı kutlamalarının haram olduğunu ve bu tür etkinliklerin toplumda zararlı etkiler yaratabileceğine iddia eden Cihan, “Batılı yaşam tarzının İslam toplumlarına hızla yayıldığını ve bunun, özellikle aile yapısını bozduğunu söyledi. "Bugün modern Müslüman, ılımlı İslam ve çağdaşlık gibi kavramlarla karşı karşıya kalıyor. Ancak bu kavramlar, İslam’dan uzaklaşmanın, batıl değerleri kabul etmenin ve manevi yozlaşmanın birer işaretidir" dedi. Müslümanların, Batı'nın ahlaki değerlerini kabul etmek yerine, kendi inançlarına sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Cihan, "Allah'ın emirlerine aykırı her şeyden kaçınmalıyız.” ifadelerini kullandı. (18 Aralık)
28. Erdal Tursun isimli bir şahıs sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Şapka takmayanları asardı; ama diktatör değildi! Kutsal kitaplara “Gökten indiği sanılan” derdi ama; dinsiz değildi! Çok içerdi ama; sarhoş değildi! Bilin bakalım, bu kim di?” sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef aldı. (19 Aralık)
29. HÜDA PAR Kadın Kolları Başkanlığı adına partinin Genel İdare Kurulu Üyesi Zehra Çiftçi kız annelerine “evlilikleri kolaylaştırın” çağrısı yaptı. “İslam dini, hayatın her alanında itidali tavsiye eder. İsraf ise Kur'an'da açık bir şekilde yasaklanmıştır. Özellikle evlilik gibi kutsal bir müessesede yapılan israflar, gençlerin hayatlarını daha başlamadan maddi zorluklarla boğar hale getirmiştir. Geçim sıkıntısı çeken gençlere bu yük de yüklenince gençlerimiz evlilikten uzak durur hale gelmiştir. Oysa unutulmamalıdır ki, Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem), 'Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır' buyurarak müminleri evliliği kolaylaştırmaya teşvik etmiştir.” diyen Çiftçi İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği mehir ile ilgili de konuştu. “Mehir İslam'ın evlilikte emrettiği bir uygulamadır. Ancak bazı ailelerin çok yüksek miktarlarda mehir talep etmesi, evlilikleri zorlaştırmaktadır. Mehir, makul ve ulaşılabilir bir seviyede tutulmalıdır.” diyen Çiftçi “Annelerin evlatlarına bu süreçte rehber olup; evlilikte kalitenin parayla değil, değerlerle olacağına dair vurgu yapmalıdırlar. Bu minvalde 'kolaylaştırın zorlaştırmayın' hadis-i şerifini düstur edinmelidirler” ifadelerini kullandı. (20 Aralık)
30. TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde konuşan HÜDA PAR Mersin milletvekili Faruk Dinç “Gündemimizdeki asıl kriz ekonomik değil, ahlak krizidir” dedi. Genel Kurul salonunda kürsüdeki konuşmasına besmeleyle başlayan Dinç “Televizyonlarda yayınlanan aldatma temalı diziler, gündüz kuşağı programları ve sapkın içerikler toplumun ruhunu kemiren virüsler hâline gelmiştir. Bu programlar boşanmaları artırmakta, aile yapısını çökertmekte ve gençlerimizin zihin dünyasını kirletmektedir. Aileyi yıkan, toplumu çökerten bu ifsat faaliyetleri milletimizin değerlerine açıkça savaş açmaktadır. Bu nedenle, ahlaki çöküşe neden olan bu yayınlar denetlenmeli, gerekirse tamamen yasaklanmalıdır. Batı'nın barbarlığını hanelerimize sokmayalım, ailelerimizi ve neslimizi medeniyet değerlerimize göre yetiştirelim.” Ifadelerini kullandı. (20 Aralık)
31. AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı katleden Nakşibendi tarikatı şeyhi Esad Erbili’nin türbesini ziyaret ettiği fotoğrafı ortaya çıktı. Türbede dua ederken çekilen fotoğrafa “Ya Allah Bismillah” yazılması da dikkat çekti. Menemen Müftülüğü geçtiğimiz aylarda söz konusu türbeye ÇEDES kapsamında çocukları götürmüştü. (20 Aralık)
32. HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Mehmet Eşin, Çam ve Sakura Hastanesinin içine cami yapılmasını istedi. Eşin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Cuma namazının otoparkta ve herkes ne bulursa üzerinde namaz kılması şehrimize yakışmamaktadır. Hastanede cuma namazı kılınabilecek bir mekan acilen tahsis edilmeli, orta ve uzun vadede ise hastanenin ihtiyacını karşılayacak bir cami inşa edilmelidir.” dedi. (20 Aralık)
33. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı terör örgütlerinin Türkiye'nin desteklediği, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yeni adıyla Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) yardımıyla Suriye’yi ele geçirmesinin ardından HTŞ’nin Halep Valisi olarak atadığı SMO’ya bağlı Cephe Şamiye Genel komutanı Azzam Garib’in 2019 yılında Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamladığı öğrenildi. 2011'de cihatçı terör örgütlerine ilk katılan isimlerden biri olan Garib, 2016'ya kadar Cephe Şamiye'de (Şam Cephesi) üst düzey görevlerde bulunduğu, bu süreçte, sırasıyla Ebu Amro, Ebu Yasin ve Ebu Ahmed Nur gibi cihatçıların yardımcılığını üstlendiği, ardından Ebu Yasin'in ikinci döneminde de bu görevi sürdürdüğü ve 2016 sonrası Cephe Şamiye (Şam Cephesi) Genel Komutanlığı'na atandığı belirtiliyor. (21 Aralık)
34. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu cihatçı terör örgütü HTŞ’nin Halep Valisi olarak atadığı SMO’ya bağlı Cephe Şamiye Genel komutanı cihatçı Azzam Garib ile ilgili sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda “Yeni atanan Halep Valisi Bingöl Üniversitesi yüksek lisans mezunu Azzam Garip oldu. Onları üniversiteden atmak, evlerinin suyunu kesmek, otobüslerle sınır ötesine bırakmak isteyen provokatör siyasetçiler acaba bir özür dileyecekler mi? Her halükarda, Halep’i ziyaret etsinler ve güzel bir Türkçe ile kendilerini karşılayacak olan valinin ikram edeceği Türk kahvesini içsinler. Bilsinler ki o kahve kırk yıl değil, kırk asır sürecek bir hatırın ve kardeşliğin sembolü olacak.” ifadelerini kullandı. (21 Aralık)
35. Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesinin ardından Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütü avukatlarından kürt-islamcı Sıdkı Zilan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Suriye'de Tanınan ve Ağırlığı Olan İki Kişi Vardı. Biri Rojava'da SDG Komutanı Mazlum Abdî, Diğeri de HTŞ Komutanı Colanî. Bu denkleme ROJAVA adına Şeyh Mürşid Xeznevi de katılmış bulunuyor. Bu önemli bir gelişme Xeznevilerin Türkiye'de Menzil Tarikatı nezdinde saygınlığı var.” ifadelerini kullandı. (21 Aralık)
36. Asteğmen Kubilay’ın katledilmesinin faillerinden Nakşibendi şeyhi Esad Erbili’nin mezarını ziyaret eden AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın kardeşi Abdi Pehlivan’ın, 15 Temmuz Darbe Girişimi Davası’nda müebbet hapisle cezalandırıldığı ortaya çıktı. Birgün Gazetesinden Timur Soykan, yüzbaşı rütbesinde olan Abdi Pehlivan’ın, darbeye direnen subayları rehin aldığını, Hava Harp Okulu kuşatılınca darbecilerle birlikte mevzilendiğini belirtti. (21 Aralık)
37. Mil-Diyanet-Sen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer Çapan televizyon dizileri ve sinema filmleri aracılığıyla toplumda İslam’ın kabul etmediği ilişki türlerinin normalleştirilmeye çalışıldığını söyledi. “Televizyonlardaki filmler ve diziler, özellikle İslam düşmanlığı olarak nitelendirilebilecek görseller ve temalarla hem toplumun maneviyatını zedelemekte hem de aile bağlarının zedelenmesine, boşanmaların çoğalmasına, gençlerin aileden uzaklaşmalarına ve birçok kötü alışkanlığın yayılmasına sebep olmaktadır” diyen Çapan “Kurulduğumuz ilk günden itibaren bu durumu gündeme getiriyoruz ve çözüm önerisi de sunuyoruz. Çözüm önerimiz, RTÜK bünyesinde Ahlak Denetim Kurulu'nun oluşturulması ve burada Diyanet İşleri Başkanlığından bir görevli de yer alacak şekilde yönetilmesidir. Bu kurul, RTÜK gözetiminde televizyonlardaki gayri ahlaki, İslam’a ve toplumun dini değerlerine aykırı programları denetleyip, ahlaka aykırılığı tespit ederse yayınlanmasını engellemelidir.” dedi. (21 Aralık)
38. Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesinin ardından Marmara Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan ve provokatif paylaşımlarıyla bilinen gerici Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabında AKP’li Dışişleri Bakanı hakan Fidan ile cihatçı terör örgütü lideri Golani’nin fotoğrafını “Devlet-i Aliyye’nin iki büyük komutanı. Hakan Fidan ve Ahmet el-Şara.” Ifadeleriyle paylaştı. (22 Aralık)
39. Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesinin ardından HTŞ tarafından Kadın İşleri Ofisi Başkanı olarak görevlendirilen Aişe el-Dibs’in (Ayşe Seyidoğlu) Türkiye'ye sığınmacı olarak gelen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan Suriyelilerden olduğu belirtildi. Çifte vatandaşlığı olan el-Dibs, Suriyeli Dernekler Platformu'nun Başkanlığını yapıyordu. (23 Aralık)
40. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan katıldığı bir yayında “Dış görünüşüm benim kültürüm değil. Batıdan aldığımız kravat ve ceket. Şalvar giymek daha rahat ama şalvar giydiğin zaman yobazsın, gericisin. Bunu giydiğin zaman medenisin. Bu ikilemden çıkamıyoruz, 200 yıldır böyle.” dedi. (23 Aralık)
41. İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı, İHH, Hayrat Vakfı, İlim Yayma cemiyeti, TÜGVA, TÜRGEV, Okçular Vakfı, ENSAR Vakfı, Beşir Derneği, Cihannüma Derneği, Ümmet Vakfı gibi çok sayıda tarikat ve cemaat bağlantılı gerici örgütlenmenin yer aldığı Milli İrade Platformu, “Filistin'deki katliama dur demek için” 1 Ocak'ta Galata Köprüsü'nde düzenlenecek eyleme katılım çağrısı yaptı. (23 Aralık)
42. Sakarya’nın Akyazı ilçesi sinemalar sokağına “Müslüman Noel Yılbaşı Kutlamaz” pankartı asıldı. (24 Aralık)
43. 25 ve 26. dönemlerde milletvekilliği yapan ve halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan AKP’li Yasin Aktay siyasi iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak’taki cihatçı terör örgütü lideri Golani’nin (Ahmet el-Şara) sözlerine atıfla “Esed Erdoğan’ın çağrısına olumlu cevap verecek diye çok korktuk” başlıklı yazısında “Suriye’de 14 yılın büyük düğümünü 12 günde çözen büyük devrimin izlerini Suriye topraklarında, Halep, Hama, Humus ve Şam’da sürmeye devam ediyoruz.” sözleriyle “izlenimlerini” paylaştı. “İslam medeniyetinin bu en önemli merkezlerinin 61 yıldır zincirler altında olması her şeyden önce İslam dünyası açısından büyük bir talihsizlik. Bugün İslam dünyasının kendi tarihiyle, şehirleriyle, kültürüyle, yeterince konuşamıyor, kendini ifade edemiyor olmasının muhtemel sebeplerinden biridir bu. Tarihi bile tutsaktı, insanların erişimine kapalıydı. Şimdi 14 yıldır yolu bir şekilde Türkiye’den geçmiş olan 6 milyon Suriyeli dolayısıyla Osmanlı kültürünün bu topraklara kültürel dönüş süreci epeyce yol katetmiş durumda.” diyerek Suriye’nin kapkaranlık bir toplumdan alabildiğine açık bir topluma doğru yol alan ülke olduğunu iddia etti. Aktay “Ziyaretimizde Ahmet el-Şara ile görüşmemizin dışında devrim sürecinde önemli roller oynamış komutanlarla da, şu veya bu düzeyde katkıda bulunanlarla da çok verimli mülakatlar yaptık.” dediği yazısında “komutanlar” dediği cihatçı teröristlerin hepsinde çok yüksek bir entelektüel derinlik, inanılmaz bir samimiyet, nezaket ve meramını çok iyi anlatan bir hitabet kalitesine şahit olduğunu da iddia etti. Görüştüğü cihatçı teröristlerden birinin “devrimde Allah’ın müdahalesini” aktardığı yazısında Aktay, Milli Mücadele’ye karşı olan, Mustafa Kemal’in rütbelerini alan, Milli Mücadeleye katılanların “katli vaciptir” fetvasına onay veren ve Sevr Antlaşması’nı imzalayan ve 1922’de İngiliz zırhlısıyla kaçan son padişah Vahdettin’in mezarını ziyaretini de paylaştı. (24 Aralık)
44. DEM Parti milletvekili ve TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, T24’te Uğur Yücel’in 2004 yapımı Yazı Tura filmi hakkında kaleme aldığı yazıda Cumhuriyet’i hedef alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun “Allah’ın her alandan silinmesi” ve devletin kendisini Allah’ın yerine koyması”, ile gerçekleştiğini, kendisini Allah’la bir tutan devletin “had çizdiğini”, bu çizginin “İslam hukukundakinin aksine bilinebilir bir şey olmadığını” iddia etti. Önder yazısında “Benim yandığım şudur: Bu ülkenin yenisi kurulurken şöyle olmuş: Allah, her alandan haşa silinirken, devlet kendisini Allah’ın yerine koymuş ve kendisine karşı işlenen suçlar için kendisini Allah ile bir tutup had çizmiştir. İşte bu çizgi, yani devletin çizgisi, İslam hukukundakinin aksine, önceden görülebilir, bilinebilir bir şey değildir. İşte kendi haddini bilemeyen devletimizin, haddini/çizgisini aştığını fark etmenin tek yolu da haddi aşmaktır. Aşmadan önce çizilmiş somut hiçbir uyarı ya da tarif yoktur. Bir şey yapıp aşarsınız ve aştığınızı devlet size bir daha asla unutamayacağınız bir şekilde hatırlatır.” ifadelerini kullandı. (24 Aralık)
45. HÜDA PAR tarafından hedef alınan tiyatro oyununun bu kez de sahneleneceği Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi önüne çok sayıda HÜDA PAR'lı toplandı. Tekbir getirerek slogan atan gerici güruha karşı kültür merkezi önünde polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik önlemleri alındı. Gösterim öncesinde oyunun isminin “Karımın Kocası”ndan “Evlilik Komedisi” olarak değiştirilmesi de gerici güruhu ikna etmedi. Oyun, gerici grubun provokasyonu ve polis gözetimi altında sahnelendi. Oyuncular Sendikası yaptığı açıklamada “Bu akşam Diyarbakır Devlet Tiyatrolarında, "Karımın Kocası" olan orijinal ismi yerine, "Evlilik Komedisi" ismiyle oynanan oyun sırasında yaşanan olaylar nedeniyle meslektaşlarımızın güvenliğinden endişe ediyoruz. Yüzleri ve isimleri yayınlanarak hedef gösterilen meslektaşlarımızın güvenliklerinin garanti altına alındığından emin olmak istiyoruz. İlgili devlet kurumlarını göreve çağırıyor, acilen bir açıklama bekliyoruz!” dedi. (24 Aralık)
46. Yeni Şafak yazarı Ramazan Bingöl sosyal medya hesabında paylaştığı bir videoda “Evin reisi erkektir. Kim ne derse desin. Allah herkesin görevini koymuş. Evin reisi kadın falan, yok böyle bir şey. Kadın yatarken adam kahvaltı hazırlıyorsa, o evden huzur ve bereket beklemeyin. Evin reisi aç kalktığında kadın onu kapıdan uğurlayacak. Evin reisi aç gitmeyecek. Kadın ona bir ikram sunacak.” dedi. (25 Aralık)
47. Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir “okullarda yılbaşı gibi, değerlerimizle uyuşmayan etkinliklere müsaade edilmemeli” dedi. “Bu tür yaklaşım ve etkinlikler bize ait olmayıp geleneğimizde yeri olmayan uygulamalardır. Bunların kesinlikle okullarımızda öğrencilerimize yönelik bir etkinlik seçeneği şeklinde uygulanmasına müsaade etmemek lazım. Onun için Millî Eğitim Bakanlığı yerli ve milli eğitim modelinin gereklerine uygun Türkiye geneline yayacak şekilde bu tür etkinliklere bir çeki-düzen vermesi lazım. Gerekirse bunun için tüm okullara bir yazı göndererek yılbaşı etkinliklerini esas alan bir düzenleme konusuna dönüştürmeli.” diyen Tekdemir “batının tüm değer ve kültürel içeriklerine karşı hassasiyet geliştirmek, mesafeli olmak lazım. Onlar çocuklarımızı zehirleyerek, kültürel kodlarıyla oynayıp bir dönüşüm meydana getirerek kendilerine uygun bir protipte yetiştirmeyi hedefliyor. Bunun için de eğitim sistemimizi Cumhuriyetten bu yana kendi değerleriyle örmüş durumdalar. Halen bütünüyle milli ve yerli olmayan, geleneklerimizle örtüşmeyen birtakım bulgu ve içeriklerle dolu bir eğitim sistemi var. Son dönemlerde yapılan müfredat değişikliği gerçekten oradaki hataları düzeltme, yanlışları tadil etme, bize ait olmayan kısımları çıkarma gibi bir hassasiyetle dokunulmuş ve kıymetli bir kazanım elde edilmiştir." ifadelerini kullandı. (25 Aralık)
48. HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, “Aile konusunda artık sosyal dokumuza uygun milli politikalar üretilmeli, Batı tipi ‘toplumsal cinsiyet’ odaklı politikalardan vazgeçilmelidir. Evlilik ve çocuk sahibi olmak teşvik edilmeli, sarsılan ailelerin dağılmaması için ciddi tedbirler alınmalıdır.” dedi. (25 Aralık)
49. Siyasi iktidara yakın gerici Yeni Şafak, CHP’li Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı hedef aldı. Yeni Şafak, Dedetaş’ın Mimar Sinan Meydanı’ndaki yılbaşı pazarını tanıttığı videoyu paylaşarak “Üsküdar'ın ruhuna hançer soktular! CHP yönetimindeki Üsküdar Belediyesi, Mimar Sinan Meydanı'na 'noel pazarı' kurdu.” ifadelerine yer verdi. (27 Aralık)
50. Marmara Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan gerici Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabında bu kez de CHP’li Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı hedef aldı. Bölükbaşı siyasi iktidara yakın gerici Yeni Şafak’ın paylaştığı, Dedetaş’ın Mimar Sinan Meydanı’ndaki yılbaşı pazarını tanıttığı videoyu paylaşarak “Aziz Mahmud Hüdai’nin etekleri dibinde Noel Pazarı kurdular. Dostlar hiç lafı eğip bükmeyin bu Hilalle Haçın kavgasıdır. Bu alenen İslam’a hakaret etmektir.” dedi. (27 Aralık)
51. Mardin’in Artuklu ilçesinde iki aşiret arasında iki yıldır süren kan davası Kızıltepe Seyda Camisinde verilen barış yemeğiyle sona erdi. Cevzati ve Meşkinan Aşiretleri arasındaki husumet Erbani, Hursi, Temerekan ve Tat Aşiretleri temsilcilerinden oluşan heyetin görüşmeleriyle sonlandırıldı. Kuran tilavetiyle başlayan barış yemeği programında Nakşibendi tarikatı şeyhi “mele” Mehdi Hele de konuşma yaptı. (28 Aralık)
52. Eskişehir’de CHP’li Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen Yeni Yıl Pazarı, sabah saatlerinde saldırıya uğradı. “Burası Müslüman ülkesi, burası şeriat ülkesi” diye bağıran saldırgan stantlara, ışıklara, çadır ve masalara zarar vererek Atatürk ve İnönü heykelleri için de “Bunların hepsini yıkacağız bir gün” dedi. Olay yerine çağrılan polis ekiplerince gözaltına alınan şahıs gözaltı sırasında, “Benim derdim, Allah’ın dininin hakim olması” ifadelerini kullandı. (29 Aralık)
CEMAAT-TARİKAT VE BAĞLANTILI YAPILAR
1. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten cihatçı terör örgütüyle bağlantılı Özgür-Der, cihatçı terör örgütlerinin Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğünde Halep’I işgal etmesini İstanbul Sraçhane’de kutladı. “Yaşasın İslami mücadelemiz”, “Yaşasın ümmet dayanışması” gibi sloganların atıldığı eylemde Suriye’de katliamlarla bilinen ÖSO bayrakları taşındı. (1 Aralık)
2. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP) Batman İl Temsilcisi Zeynep Gülşen, kadınlar için özel ulaşım araçları istedi. Kadınlara özel ulaşım araçlarının oluşturulmasının, hem kadınlar hem de erkekler için rahatlatıcı bir çözüm olacağını iddia eden Gülşen, “Erkekler yanlış anlaşılmamak için fiziksel sınırlarını korumakta zorlanıyor. Kadınlar kendini ne şekilde muhafaza edeceğini şaşırıyor. Erkekler açısından olaya bakarsak haya, merhamet ve mahremiyet duygularını yitirmemiş olan erkek kardeşlerimiz için bazen bu durum daha fazla eziyet, ciddi bir sıkıntı oluyor. Kadınlara özel araçlar, erkekler için de rahatlatıcı bir çözüm olacaktır.” dedi. “İşin bir de mahremiyet yönü var ki en önemlisi de budur" diyen Gülşen, “Bazen sosyal hayattaki sorunluluklar Müslümanlara İslami ölçünün dışına çıkma sıkıntısı yaşattırıyor. Bu konuda Üstad Bediüzzaman'ın çok güzel bir yaklaşımı vardır ve şöyle der: 'Helal dairesi geniştir keyfe kafi gelir.' Eğer ki üzerine düşünülürse ve dert edinilirse İslami ölçülerde buna çözüm bulmak mümkündür. Ki bu konuda bir çözüm vardır ve pembe otobüslerdir. Yani kadınlara özel ulaşım araçlarıdır.” ifadelerini kullandı. (2 Aralık)
3. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütü bağlantılı Peygamber Sevdalıları Vakfı, AKP’li Kayseri Melikgazi Belediyesi Tiyatro Salonunda, “Kasım Ayı Sahabe Ayı” kapsamında, “Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar” etkinliği düzenledi. (2 Aralık)
4. Aczimendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz sosyal medyada paylaşılan bir videoda “Türkiye'de 1927’den beri Diyanet’in kıldırdığı kabul olmuyor. Hutbeye Türkçe karıştırıyorlar. Arapça dışında lisan karıştırılırsa hurbe bozulur. O yüzden 1985’ten beri cumalarımızı kendi camimizde kılıyoruz. Şeriate uygun hutbelerimiz okunur.” dedi. (3 Aralık)
5. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın İstanbul şubesi sosyal medya hesabından Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı terör örgütleri tarafından ele geçirilmesini “Tarihler seni andığında herkes sana hak verecek ey koca reis. Suriye fatihi Recep Tayyip Erdoğan.” ifadeleriyle kutladı. (8 Aralık)
6. HTŞ öncülüğündeki cihatçı terör örgütlerinin, Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Aczimendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz, “Suriye'de heykeller ve putlar yerlerde. Türkiye'ye ne zaman sıra gelecek?” sorusuna “İnşallah bir gün bize de sıra gelir. Allah'ın izniyle. Madem bir kere başladılar temizlemeye... Libya vardı, Irak vardı... Saddam vardı. Oradan oradan yaklaştı bize netice itibariyle. Bakarsın bize de sıra gelir, dua edelim.” ifadeleriyle cevap verdi. (9 Aralık)
7. Birgün Gazetesinden İsmail Arı, Menzil Cemaati lideri Muhamed Saki Elhüseyni’nin, Hindistan'daki dergahlarını teftiş ettiği görüntüleri paylaşarak “Dünyanın her yerinde örgütleniyorlar.” dedi. (9 Aralık)
8. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın İstanbul şubesi sosyal medya hesabından Suriye’nin HTŞ liderliğindeki cihatçı terör örgütleri tarafından ele geçirilmesine ilişkin yapılan bir etkinliğin videosunu “‘Fetihlerde bayram yapardık/İslam bir sevinçti, kaplardı içimizi.’ Sezai Karakoç Nice fetihlere, nice bayramlara erişmek duasıyla! Kardeşlerimizle el ele, daha güzel bir dünya için çalışmaya durmadan devam edeceğiz!” ifadeleriyle paylaştı. Videoda TÜGVA yöneticisi “Şam’ı aldık. 12 yıllık zulüm sona erdi. Allahu ekber, allahu ekber, allahu ekber. Hama’nın, Humus’un Halep’in intikamı alındı. Şanla alındı. Elhamdülillah ya. Müjdeler olsun, Suriye artık özgür. Müjdeler olsun, Hama’nın katili Esad artık yok. Müjdeler olsun, Kudüs’ün kapısı Halep, Kudüs’ün kapısı Şam açıldı. Allaha hamdolsun.” ifadeleriyle yaptığı konuşmasında sık sık tekbir çağrıları yaptığı görüldü. (11 Aralık)
9. Cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA da Şam'a giderek Emevi Camiinde namaz kıldı. Vakfın Başkanı İbrahim Beşinci sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Emevi Camii'nde kardeşlerimizle buluştuk. Fetih cumasında bir aradayız.” ifadelerini kullandı. (13 Aralık)
10. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın İstanbul Şubesi sosyal medya hesabında “Siz siz olun zaten biz olamazsınız. Hayırlı Cumalar” sözleriyle arapça ilahi çalınan ve çocuklara mescid görünümlü bir mekanda vaaz verilen bir video paylaştı. (13 Aralık)
11. Cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesinin ardından Şam’a giden AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın genel başkanı İbrahim Beşinci sosyal medya hesabından “Dün Ayasofya’nın zincirleri kırıldı. Bugün Emevi Camii özgürlüğüne kavuştu. Sırada Mescid-i Aksa var!” sözleriyle Emevi Camiinde çekilmiş olan videosunu paylaştı. Beşinci, videoda “Bizler de cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine buraya geldik. Selhaddin Eyyubi’nin kabri başında fatihalarımızı okuduk. Cumalarımızı kıldık. Kardeşlerimizle heyecanımızı coşkumuzu paylşatık. Burada 63 yıllık rejimin yıkılışına tanıklık ettik. Davasında yeise düşmeden mücadele eden kardeşlerimizin inancına tanıklık ettik.” ifadelerine yer verdi. (13 Aralık)
12. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütü bağlantılı Peygamber Sevdalıları Mardin Başkanı ve Diyanet-Sen Mardin Şube Başkan Yardımcısı Fasih Memiş de yılbaşı kutlamalarını hedef aldı. Gayrimüslimlerin cahili adetlerine özenen bir müslümanın, kendi imanını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olacağını iddia eden Memiş “Yılbaşı kutlamaları Osmanlı’nın yıkılışı ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonra toplumumuzda görülmeye başlandı.” dedi. (16 Aralık)
13. Menzil cemaatine bağlı Beşir Derneği yayınladığı duyuruda “Beşir; Suriye’de yeni dönem sonrası insani yardım çalışmalarını Suriye geneline ulaştırmak için yönetim ve lojistik merkezi olarak Halep’i seçti.” dedi. (20 Aralık)
14. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) genel başkanı Enver Kılıçarslan “Yılbaşı kutlamaları şeran meşru değildir. Peygamber Efendimiz, 'Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o onlardan olur' buyurmaktadır” diyerek, yılbaşı kutlamalarının Hristiyanlara ait bir gelenek olduğunu iddia etti. “Yılbaşı kutlaması haramdır. Yılbaşı kutlaması kafirlere benzemeye çalışmaktır” diyen Kılıçarslan “Müslümanlar yılbaşında eğlenmemelidirler, o güne özel herhangi bir güzel yemek yapmamalıdırlar. Kim kendini başkasına benzetirse o da onlardan olur, dikkatli olalım.” ifadelerini kullandı. (23 Aralık)
15. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten cihatçı terör örgütüyle bağlantılı Özgür-Der, cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı çetelerin Suriye’yi ele geçirmesi sonrasında ülkenin sürüklendiği karanlığı ortaya koyan ve tepki gösteren gazeteci ve aydınları hedef göstererek haklarında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde toplanan gerici grup adına konuşma yapan Özgür Der Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Kudbay “Baas Rejimi ve Esad diktatörlüğünün, soykırım, işkence, tehcir, tecavüz gibi her türlü insanlığa karşı suçu işleyen zalim bir rejim olduğu ve yöneticilerinin de işbu suçların failleri olduğu izahtan vareste bir gerçekliktir. Suriye'de 13 yıllık süreçte yüz binlerce insanın, insanlık dışı tekniklerle öldürülmesinden, yüz binlercesinin yaralanmasından ve milyonlarcasının tehcirinden sorumlu tutulan katil rejimin suçlarını öven, propagandasını yapan, etki ve nüfuz ajanlığına soyunan provokatörler de ülkemizde rejim adına faaliyetlerde bulunmuşlardır.” sözleriyle Deniz Büstani, İlay Aksoy, Kemal Canbolat, Fatih Koparan, Alper Rende, Mustafa Seyfullah Kılıç, Ferhat Aktaş için “provokatörler” diyerek hedef gösterdi. “Rejimin suçlarını örtbas etmek için ellerindeki sosyal medya gücünü kullandılar. Türkiye halkını yanıltıcı bilgilerle içerik üreterek Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecileri hedef göstererek halkın bir kesiminin nefretine ve düşmanlığına maruz bıraktılar. Her türlü insanlık suçunu icra etmiş, kimyasal silahlarla ve işkencelerle halkını katletmiş bir diktatör adına nüfuz ajanlığı yapmak, rejimini övmek, propagandasını yapmak açıkça suç teşkil etmektedir. Bu doğrultuda şüphelilerin TCK’nın ilgili maddelerine uyan eylemlerinin tespiti ile cezalandırılmasının temini için şikâyette bulunmak üzere savcılığa müracaatta bulunmaktayız. Eli kanlı katil rejimin suç ortaklığında bulunan şahıslarla ilgili soruşturma sürecinin sonuna kadar takipçisi olacağımızı ve cezalandırılmaları konusunda elimizden geleni her şeyi yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz." ifadelerini kullandı. (26 Aralık)
16. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP) İstanbul’da AKP’li Güngören Belediyesi Genç Osman Kültür Merkezi'nde “örtünme çağrısı” programı düzenledi. Kuran tilavetiyle başlayan programın açılışında konuşan TESSEP Başkanı Bildane Kurtaran, “yüzyıllardır İslam'a ve İslam'ın kutsallarına savaş açanların önce tesettüre, tesettür üzerinden de Müslüman kadınının kimliğine savaş açtıklarını” söyledi. Kurtaran “Kimi zaman özgürlük kavramıyla, kimi zaman kadın hakları, eşitlik maskesinde sahneye çıktılar. Tesettürün içini boşaltıp yozlaştırarak seküler kavramlarda, kültür emperyalizmi ekseninde cesede dönüştürerek ruhunu katletmek istediler. Ancak hiçbir zaman tam anlamıyla başarılı olamadılar ve olamayacaklar. Çünkü iman ile yoğrulmuş milyonlar, daima bu kutlu eylemin muhafızı olarak en izzetli şekilde tesettürün önünde set oldular.” dedi. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütünün imamı olarak bilinen Mehmed Göktaş da yaptığı konuşmada “küfrün en önemli sac ayağının örtüsüzlük ve içki olduğunu” söyledi. (29 Aralık)
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi, 20 Ocak 2025