İlk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapan Papa XIV. Leo’nun bir devlet başkanı olmanın yanı sıra dini lider sıfatıyla İznik Konsili’nin yıldönümü gerekçesiyle düzenlenecek törenlere katılması sadece diplomatik bir ziyaret değildir. Emperyalizmin tarih boyunca Vatikan üzerinden uluslararası düzeyde yürüttüğü hamleler ile ekümenik tartışması birlikte düşünüldüğünde endişe vericidir. Bu girişim, laiklik ilkesinin ve ülkemizin Lozan’la tescillenmiş egemenlik haklarının ihlali anlamına gelmektedir.

Vatikan’ın tarihsel olarak, birçok ülkede etki alanı oluşturarak emperyalizmin stratejileri doğrultusunda yürüttüğü faaliyetler göz önünde bulundurulduğunda, İznik’te düzenlenecek törenin dini bir “yıldönümü kutlamasından” ibaret olmayacağı da açıktır.

Bölgemizdeki son gelişmeler, emperyalizmin Büyük (Genişletilmiş) Orta Doğu Projesi kapsamında yürütülen ulus devletlerin tasfiye süreci; din ve mezhep ayrımları üzerinden garnizon devletlerle ikame edilmeleri, İznik’te düzenlenecek tören ve ekümenik iddiaları ile birlikte düşünüldüğünde tehlikeye işaret etmektedir. Bu durum, laik Cumhuriyet’e ve ülkemizin egemenliğine yönelik Cumhuriyet’in ilk yıllarında da söz konusu olan endişelerin bugün geçerliliğini sürdürdüğünü ortaya koymaktadır.

Lozan Antlaşması’na göre, Patrikhane’nin statüsü sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla sınırlıdır. Herhangi bir siyasi yetkisi, uluslararası temsiliyeti ve ekümenik sıfatı yoktur. Ekümenik iddiası Lozan Antlaşması’nın açıkça ihlalidir, yok sayılmasıdır.

Ülkemizin egemenliği ile ilgili kapsamın yanı sıra, Patrikhane, hukuki olarak laiklik ilkesine tabidir. Buna göre, Türkiye’de hiçbir dini kurum, idari, siyasi, toplumsal ve uluslararası yetkilere ve egemenliğe sahip olamaz.

Papa’nın, ziyareti sırasında, gündeminde olduğu belirtilen ve laik Cumhuriyet’in yasalarına aykırı olduğu için kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu konusunun ise gayrımüslim yurttaşların haklarıyla ilgili olduğu iddiası başka bir yanıltıcı bilgidir. ABD Başkanı Trump’tan Ruhban Okulu’nun açılması için Türkiye’ye baskı yapmasını talep edecek kadar gözünü karartmış olan Fener Rum Patriği’nin bu talebi de düşünüldüğünde, İznik’te düzenlenecek tören ile Papa’nın ziyaretini, turizm ve tanıtım olarak pazarlamaya çalışmak en hafif deyimle hedef şaşırtmaktır. Bu iddia, laikliğin ortadan kaldırıldığı ve ülkemizi emperyalist planlar doğrultusunda bir felakete sürükleyecek adımların üzerini örtme çabasından başka bir şey değildir.

Bu felaketin faturasını ödeyecek olan ise, laikliğin tasfiyesiyle beraber hakları gasp edilerek tebaa haline getirilmiş, birbirine yabancılaşmış ve emperyalizmin kanlı pazarlıklarında egemenliği elinden alınacak olan yurttaşlardır.

Laiklik Meclisi, kamu görevlilerini bu girişimlere karşı Lozan Antlaşması’nın gereklerini yerine getirerek Anayasal ve yasal çerçevede laiklik ilkesinin gerektirdiği önlemleri almaları konusunda uyarmayı görev bilir.

Laiklik Meclisi, siyasi ve toplumsal muhalefeti, Ruhban Okulunun açılma girişimi ile İznik’teki ekümenik dayatmalara karşı ülkemizin egemenliği ve Laik Cumhuriyet için mücadeleye davet eder.