Mizah dergisi Leman’da 26 Haziran tarihinde yayınlanan bir karikatürle ilgili “Hz. Muhammed tasviri” olduğu gerekçesiyle Büyük Doğu Akıncılar Teşkilatı isimli grubun önceki gün sosyal medyada yaptığı provokatif paylaşımın ardından dün akşam saatlerinde başlatılan soruşturmayı, siyasi iktidarın Adalet Bakanı açıkça hedef göstererek duyurmuştur. Bu paylaşımla birlikte derginin İstiklal Caddesinde bulunan bürosuna şeriatçı gruplar tarafından saldırı düzenlenmiştir.

Şeriatçı grupların sosyal medyada başlattığı linç kampanyasının ardından soruşturma başlatılması, karikatürün çizeri, sorumlu yazı işleri müdürü ve iki genel yayın yönetmeni hakkında gözaltı kararı verilmesi, Büyük Doğu Akıncılar Teşkilatı’nın çağrısıyla dergi binası önünde düzenlenen provokasyon ve linç girişiminin zamanlaması en hafif tabirle düşündürücüdür.

Söz konusu saldırı ve provokasyon, ülkemizde siyasi iktidarın “yeni hukukunun” nasıl işletildiğine dair bir başka örnektir. Öte yandan, bu saldırı ve provokasyonun 2 Temmuz’da onlarca aydın ve yurttaşımızın yobazlarca yakılarak katledilmesinin 32. yıldönümünün hemen öncesinde çok benzer bir biçimde yürütülmesi dikkat çekicidir.

Taksim İstiklal Caddesinde toplanan güruh “kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat”, “Kemalist köpekler hesap verecek!” sloganları ve kanlı intikam ve katliam çağrılarıyla linç girişimini sürdürmüş, Leman Dergisinin binasına ve çevresindeki mekânlarda oturan yurttaşlara kolluk kuvvetlerinin gözleri önünde saldırılarını sürdürmüştür.

Siyasi iktidarın İçişleri Bakanı dergi çalışanları ve yöneticilerinin işkenceyle gözaltına alındığı görüntüleri paylaşarak adeta gözdağı vermiş, siyasi iktidarın en yetkili makamının İletişim Başkanı ile Aile Sosyal Hizmetler Bakanı ve Dışişleri Bakanı ile birçok yetkilisi ise sosyal medya hesabından hedef göstermeye devam etmiştir.

Bu provokasyon, Fransa’nın başkenti Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya on yıl önce düzenlenen ve on kişinin katledildiği saldırının başka bir örneği olma tehlikesi barındırmaktadır. Nitekim çeşitli sosyal medya hesaplarından bu katliam hatırlatılarak topluma açıkça gözdağı verilebilmektedir.

Ülkemizin meydanlarında, Cumhuriyet ve laiklik düşmanı, işbirlikçi Şeyh Sait anmaları ile birlikte “iade-i itibar” çağrıları yapılırken, Ortadoğu’da emperyalizmin aparatları olan cihatçı güruhlardan farksız gruplar ülkemizin en büyük kentinin merkezinde, şeriat ve hilafet sloganları atılabilmektedir. Siyasi iktidar tarafından çanak tutulurcasına yapılan bu provokasyon ve linç girişiminin, karşı devrim güçlerinin laik Cumhuriyet’i gayri meşru ilan etme çabalarıyla ne kadar uyumlu olduğu görülmelidir.

Laiklik ve Cumhuriyete sahip çıkan yurttaşlara gözdağı vermeyi hedefleyenler bilmelidir ki, ülkemizin yüz yıldan uzun süredir var olan ilerici birikimi bu provokasyonları boşa çıkararak aydınlık bir ülke kurma iradesine sahiptir!

Bütün bu karanlık kuşatma laikliğin ne derece yaşamsal ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Laiklik Meclisi, bu iradeyle, bütün yurttaşları provokasyonlara kapılmadan laiklik ve Cumhuriyet için mücadele etmeye çağırır.