ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
SUÇ DUYURUSUNDA | ||
BULUNAN | : | |
ADRES | : | |
ŞÜPHELİLER | : |
|
SUÇLAR | : |
|
SUÇ TARİHLERİ | : | 01.8.2025; 08.8.2025, 15.8.2025 |
AÇIKLAMALAR
1. 3 Mart 1924 tarihinde çıkartılan üç devrim yasası olarak bilinen yasalardan 429 sayılı yasa ile Şeriye Vekaleti kaldırılmış ve Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
2. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Diyanet İşleri Başkanı tarafından da uygun görülmesi üzerine, 01.8.2025 tarihindeki cuma hutbesinde kadınların kıyafetleri, 08.8.2025 tarihli Cuma hutbesinde de tatil konusu ele alınmış, 15.8.2025 tarihli hutbe de “kul hakkı ateşten gömlektir” başlığı altında açıklamalar yapılmıştır. (EK.01,02,03)
3. Başvuruya konu cuma hutbelerinde, kişisel ve sosyal yaşamın, hatta bütün hak ve özgürlüklerin, islam dini kurallarına göre yorumlanması ve kullanılması, laik hukuk düzenine aykırı hareket edilmesi anlayışıyla yaklaşılmakta, bu yapılırken uzmanların da belirtiği üzere, dini kurallar da gerçeğe uygun yorumlanmamaktadır. (EK.03)
4. 8.2025 tarihli metnin bir bölümünde,
“…kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun, Allah’ın örtünme emrini ihlaldir ve haramdır. Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler, Allah Resulü (s.a.s.) ifadesiyle “giyinik çıplaklardır…”
“… tıbbi zorunluluk olmadıkça, sadece beğenilmek ve özenti uğruna vücut organlarının yapısını değiştirmek, fıtratı bozmak, Allah’ın yarattığını beğenmemek, şeytanın oyununa gelmektir ve günahtır…”
“…hangi amaçla olursa olsun dövme yaptırmak haramdır…”
“…bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir. Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur…”
şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
- 2025 tarihli Cuma hutbesinde tatil konusu ele alınmıştır. Bu metinde;
“…ne yazık ki günümüzde bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan, helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzu ve isteklerin sınır tanımadığı bir hâl almıştır. Böyle bir tatil anlayışının dinimizde asla yeri yoktur.
“…tatiller, çocuklarımızın dini, sosyal ve kültürel gelişimlerine; sıla-i rahim bağlarının güçlenmesine imkan tanıyan zaman dilimleridir…”
“…tatillerde anne babamızı ve akrabalarımızı da ziyaret edelim. Dini, ahlaki ve sosyal sorumluluklarımızı göz ardı etmeyelim. Tatillerimizi, kulluğumuzu unuttuğumuz, günahlara kapı araladığımız zamanlara dönüştürmeyelim…”
şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
- 8.2025 tarihli Cuma hutbesinde “Kul hakkı ateşten gömlektir” başlığı altında yapılan açıklamalarda;
“… karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır…”
ifadesine yer verilmiştir.
5. Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasa’nın 136 ncı maddesi uyarınca, laiklik ilkesi doğrultusunda, milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel yasası olan 633 sayılı Yasa’da belirtilen görevi yerine getirmektedir
6. Diyanet İşleri Başkanlığı ve görevlileri, 633 sayılı Yasa’daki görevleri yerine getirirken, özellikle Anayasa’nın 2 nci maddesindeki laiklik ilkesine, inanç ve ibadet özgürlüğüne ilişkin 24 ncü maddesine ve bu kurumun anayasal dayanağı olan 136 ncı maddesine uygun hareket etmek durumundadır.
7. Bir kısmı yukarıda gösterilen 01.8.2025, 08.8.2025 ve 15.8.2025 tarihli cuma hutbeleri, inanç ve ibadet özgürlüğü kuralları dışında kalmakta, laiklik ilkesiyle açıkça çatışmaktadır. Milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi bozan içerik taşımaktadır.
8. Diyanet İşleri Başkanlığı, bir devrim kurumu olarak, laiklik ilkesi doğrultusunda görevlerini yerine getirmesi gerekirken, bu ilkeye en çok aykırı davranışlar sergileyen, devlet organlarından biri haline gelmiştir.
9. Diyanet İşleri Başkanlığı aykırılığı o düzeye taşımıştır ki, 15.8.2025 tarihli hutbede, eşitlik ilkesi ve Türk Medeni Yasası’na aykırı biçimde, kız çocuklarının (feraiz hükümlerinde olduğu gibi) mirastan yarım pay almaları gerektiğini bile ifade edilebilmiştir.
10. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uygun bulunarak, 01.8.2025, 08.8.2025 ve 15.8.2025 tarihlerindeki cuma hutbelerinde okunan metinler nedeniyle ortaya çıkan suçlardan, Din Hizmetleri Genel Müdürü Şaban Kondi ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş doğrudan sorumludur. Ayrıca içeriği suç oluşturan bu metinlere bağlı kalarak cuma hutbesini okuyan imamların da her durumda aynı şekilde cezai sorumlulukları bulunmaktadır. Kaldı ki, 5237 sayılı Yasa’nın 24/3 üncü maddesi uyarınca, konusu ve içeriği suç oluşturan bu metinleri hutbe adı altında okuyan kişiler, konusu suç oluşturan metni okumamaları gerekirken okudukları için, ceza hukuku yönünden sorumlulukları tartışmasızdır.
11. Cuma hutbesi, Türk Ceza Yasası’ndaki; suç işlemeye tahrik (5237 SY md 214), suçu ve suçluyu övme (5237 SY md 215), halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (5237 SY md 216), kanunlara uymamaya tahrik (5237 SY md 217), halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ( 5237 SY md 217/A), görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma (5237 SY md 219) suçlarını oluşturmaktadır.
12. Suç duyurusuna muhatap kişiler, suç çokluğu ilkesi gereği bu suçlardan ve soruşturma sırasında ortaya çıkacak suçlardan sorumludur.
13. Başvuruya konu eylemlerin aynı kasıt altında tekrarlanması nedeniyle, 5237 sayılı Yasa’nın 43 üncü maddesinin de gözetilmesi gerekmektedir.
14. Soruşturma sırasında sorumluluğu saptanacak kişiler hakkında da aynı şekilde soruşturma yapılması gerekmektedir.
15. Adı geçenler hakkında somut olarak ortaya konulan suçlama nedeniyle, hazırlık soruşturması yapılarak iddianame düzenlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEK
Yukarıda belirtilen nedenlerle, hazırlık soruşturması yapılarak, ilgililer hakkında iddianame düzenlenmesini ister ve dilerim.
Saygılarımla.