Laiklik Meclisi İzleme Merkezi olarak laiklik ihlalleri ile ilgili ulaşabildiğimiz verilerin ayrıntılı dökümlerine 145 kapsamlı başlıkta Mayıs 2025 Laiklik İhlalleri Raporu’nda yer verdik.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi
"LAİKLİK İHLALLERİ RAPORU, MAYIS 2025" raporunu indirmek için tıklayın.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ, MAHKEME KARARLARI VE YARGI
- Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan ve 2 gün tutuklu kalarak sonrasında verem hastalığı gerekçe gösterilerek tahliye edilen Erzurumlu Üçler Döner’in sahibi olan Mustafa Atmaca'nın çalışmaya devam ettiği görülürken, sosyal medyada paylaştığı videoda kendisi çalışmaya devam ederken fonda AKP'nin seçim müziği çaldığı duyuldu. Atmaca, sosyal medyadaki bir tartışma sırasında “Sen gideceksin bizim toprağımız burası. Arabistan’a da savaşmaya gideriz. Bura da Yemen de Kudüs de bizim toprağımız. Siz İsrail’e gideceksiniz. Osmanlı kaybetmedi, laik denen köpekler kaybetti o toprakları. Laikliği getiren köpekler, onlar kaybetti” ifadesini kullanmıştı. (1 Mayıs)

- İkinci Abdülhamit’in soyundan geldiklerini öne süren 71 kişinin açtığı veraset davasında İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 15 yıl süren dava sonunda 71 kişinin 2. Abdülhamit’in yasal mirasçısı olduğuna hükmetti. Mahkeme, bu kişilerin talep ettikleri gayrimenkullerin devrine kısıtlama getirdi. Mirasçı olduğunu iddia eden 4 kişinin sahte evrak düzenlediği ortaya çıktı. 1924’te çıkarılan 431 sayılı yasa uyarınca, Osmanlı hanedanına ait tapulu taşınmazların Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmesi ve TBMM’nin 1949 tarihli yorum kararının da bu durumu desteklemesine rağmen mirasçılar Galatasaray Adası, Bakırköy'de 70 dönüm arazi, Beykoz ve Kartal'da 30'ar dönümlük arazi, Kâğıthane'de 20 dönüm arazi, Veliefendi Hipodromu ve bulunduğu arazi, Dolmabahçe'de 30 dönüm bostan, Nişantaşı'nda iki konak, Şişli, Çatalca, Çekmece ve Geyve'de çok sayıda çiftlik, Galata'da değirmen arsası, Kabataş Meydanı, Horhor'da konak ve 5 dönüm arsası, Beşiktaş Serencebey'de 2 dönüm bağ, Aydın, Antakya, Kilis'te çok sayıda çiftlik ve arazisi gibi taşınmazları talep ediyor. Kararın ardından konuşan davacı avukatları Bülent Görür ve Ümit Yılmaz, “Bugün Türk hukuk tarihinde önemli bir dönüm noktasına işaret eden bir karar verilmiştir. 1924 yılında yürürlüğe giren 431 sayılı Kanun kapsamında Osmanlı Hanedanı mensuplarının mülkiyet haklarına getirilen kısıtlamaların yarattığı belirsizlikler, 101 yıl sonra yargı kararıyla aydınlatılma yoluna girmiştir. Söz konusu kararla, öncelikle hak sahiplerinin kimliklerinin tespiti sağlanmıştır. Evrensel hukukta temel ve dokunulmaz kabul edilen mülkiyet hakkının, II. Abdülhamid’in mirası bakımından da gözetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, bundan sonraki süreçte de hukuk ve hakkaniyet doğrultusunda ilerleneceğine dair Türk yargısına ve devlet yöneticilerine olan inancımız tamdır” dedi. (2 Mayıs)
- İstanbul 4. İdare Mahkemesi Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden teğmenin TSK’dan ihracını iptal etti. Müyesser Yıldız’ın 12Punto’daki köşe yazısında paylaştığı bilgiye göre, Milli Savunma Bakanlığı’nın, YDK’nın ihraç gerekçesinin aynısı olan bir savunma yollamasına karşın, Mahkeme geçtiğimiz günlerde oybirliğiyle A.A.’nin ihraç işleminin iptali yönünde karar aldı. Mahkemenin gerekçesinde, ihracın “orantılılık, ölçülülük ve tipiklik kriterlerine uygun olmadığına” dikkat çekilerek, “eyleme uygun disiplin cezası verilmesi gerekirken, en ağır yaptırımın uygulandığı” vurgulandı. 2023’teki 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde, “tarikatçı” olduğu belirtilen Teğmen A.A.’nın yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istememesi üzerine yaşanan tartışmalarda bir grup teğmen, A.A. ve onu destekleyen iki teğmene tepki göstermiş, yapılan idari soruşturma neticesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu (YDK), hem A.A. ve iki arkadaşının hem de A.A.’ya tepki gösteren 4 teğmenin TSK’dan ihracına karar verilmişti. Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden A.A.’ya tepki gösteren Ö.S.’nin açtığı davada ise İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği kararda; Ö.S.’nin “mutlak disiplin anlayışı ile askeri atmosferi ve mesleğin temel değerlerinden olan silah arkadaşlığı ve birlik ruhunu önemli ölçüde zedelediği, Devletin ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte tutum, davranış ve disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı” bildirilip “TSK’dan ihraç işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı” kaydedilmişti. (7 Mayıs)
- Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı veren hakimin, Sezgin Baran Korkmaz hakkında verilen mal varlıklarına el koyma kararını kaldırdığı, SADAT, HÜDAPAR ve Hizbullah ile ilgili haberleri de erişime engellettiği anlaşıldı. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimi’nin daha önce de HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun başvurusu üzerine HÜDAPAR ile Hizbullah arasındaki ilişkiyi anlatan toplam 47 haber ve paylaşıma erişim engeli getirilen kararda imzası bulunuyor. Kararda, ‘Söz konusu haber ve paylaşımların, başvuru sahiplerinin siyasi itibarlarını sarsıcı ve kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olduğunun görüldüğü’ ifade edilmişti. SADAT hakkındaki haberlere getirilen erişim engeli kararında da aynı hakimin imzasının yer aldığı ortaya çıktı. (8 Mayıs)
- ÇGD Ankara Şube Yöneticisi, Laiklik Meclisi Üyesi ve BirGün Gazetesi muhabiri Mustafa Mert Bildircin 2022'de imza attığı, “Karanlık Sarmalı” başlıklı haberi nedeniyle “AKP’li Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan'a hakaret” suçlamasıyla İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdi. (15 Mayıs)
- AKP Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin, Sakarya'da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak suçundan 26 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılan, kardeşi Yusuf İnci ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2022 ve 2023 yıllarında üç kez reddettiği karar düzeltme talebini 4'üncü başvuruda, mahkumiyet kararının kaldırılmasını ve kararın bozulmasını isteyerek kabul ettiği ortaya çıktı. NOW TV haber spikeri Selçuk Tepeli’nin programındaki haberde “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kararın bozulması için olağanüstü kanun yoluna başvurdu. Başsavcılık gerekçesinde, “mağdurenin rızası var' dedi.” bilgileri yer aldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısında “Mahkemece (…) eylemin madurenin rızası ile işlendiğinin kabul dildiği, dolayısıyla, sanıkların cebir veya tehditle mağdurun direncini kırıp üzerinde hakimiyet sağladıktan sonra atılı suçları işledikleri yönünde bir delil veya Kabul bulunmadığı” ifadeleri yer aldı. (16 Mayıs)

- İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kapalı yapılan Kuran’a Hizmet Vakfı yöneticisinin 3 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında mağdurun adli görüşme odasında dinlenmesi talebi reddedildi. Duruşma 13 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Vakıf yöneticisi Ayhan Şengüler’in, 3 yaşındaki çocuğun annesine de cinsel istismarda bulunduğu, kadının istismarcısıyla zorla evlendirildiği davada İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 2023 yılında “yeterli delil olmadığı” öne sürülerek kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. (18 Mayıs)
- Düzce'de bir kadının haşemayla havuza girmesine izin verilmemesi nedeniyle yargılanan site yöneticisi ve görevlisi 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesi, 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme' suçundan verilen cezada hükmün açıklanmasını geri bırakarak sanıkları 5 yıl denetim süresine tabi tuttu. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçlamalarıyla site yöneticisi A.K. ile görevli S.D. gözaltına alınmış, emniyetteki işlemlerinin ardından Akçakoca Adliyesine sevk edilerek, çıkarıldıkları hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Haşemalı kadın, ayrıca “din ve inanç temelinde ayrımcılığa maruz kaldığı” iddiasıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu TİHEK'e başvurmuştu. Başvuruyu karara bağlayan TİHEK, “din ve inanç temelinde ayrımcılık yasağı ihlali” nedeniyle site yönetimine 150 bin lira idari para cezası uyguladı. TİHEK’in karar gerekçesinde “Site yönetimince gerçekleştirilen tesettürlü mayo giyenlerin havuzdan yararlandırılmaması şeklindeki uygulamanın ayrımcılık türleri arasında sayılan doğrudan ayrımcılık olarak değerlendirilmiş, somut olayda başvuranın din ve inancı nedeniyle sunulan hizmetten diğer kişilere kıyasla eşit yararlanmasının engellenerek ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır. Somut olayda gerçekleşen ayrımcılık yasağı ihlali bakımından ihlalin etki ve sonuçlarının ağırlığı, ekonomik durumu ve ayrımcılık yasağıyla korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak ihlal konusu eylemle ilgili site yönetimine 150 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.” ifadeleri yer aldı. (28 Mayıs)
SİYASAL İKTİDAR
Cumhurbaşkanlığı ve AKP Hükümeti
1. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen Uluslararası Yeşilay Federasyonu Forumu'na katılarak konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında “Şayet sanal bahis ve kumar girdabında boğulmuş, varını yoğunu kaybetmiş nesiller görmek istemiyorsak; zihinleri ve bedenleri esir eden, yuvaları yıkan alkol ve madde bağımlılığını bertaraf etmekte eğer kararlıysak; LGBT gibi sapkın akımlar toplum bünyemizi enfekte etmesin, bilhassa yeni kuşakları zehirlemesin diyorsak; bilgili, şuurlu, sağlıklı nesillerle Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşalım diyorsak; bu mücadeleyi hep birlikte, omuz omuza vermek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı. Muhalefeti hedef alan Erdoğan “Muhalefeti hedef alan Erdoğan, "Ancak muhataplarımızdan, özellikle muhalefet cenahından aynı sorumlu tavrı ne yazık ki göremiyoruz. Bağımlılıkla mücadele gibi bir konunun dahi ideolojik takıntılara kurban edildiğini üzülerek görüyoruz. Muhalefetin ülke ve milletin asıl gündeminden kopuk tutumu maalesef burada da karşımıza çıkıyor. Ülkemizde maalesef alkol tüketimi çok yanlış bir şekilde, on yıllar boyunca bir çağdaşlaşma, bir modernleşme projesi olarak lanse edildi. Yakın tarihimizde gümrük ve tekel bakanlarının 'bol içki ve sigara içilir inşallah' diyerek bar açtığı utanç sahnelerine şahit olduk. Bu mesele öyle bir hal aldı ki 28 Şubat döneminde alkol kullanmadığı için insanlarımız fişlendi. Hatta mesleklerinden atıldı.” dedi. (2 Mayıs)
2. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, TEKNOFEST KKTC 2025’te yaptığı konuşmada son dönemde özellikle başörtüsü tüzüğüne karşı açıklamalar yapan, laiklik ve eğitim hakkı temelinde eylem örgütleyen sendikalar ve kitle örgütlerini hedef alarak tehdit etti. Erdoğan konuşmasında “Sendikacılık yapmaya kimse mani olamaz. Yap sendikacılığı. Biz bu işlere alışmışız. Türkiye’de sendikacılığın mazisi çok eskidir. Ama STK’lar, STK’lık nasıl yapılır bunu bilmesi lazım. Burada kalkıp da eğer sen Kuzey Kıbrıs’ta kızlarımızın başörtüsüyle uğraşmaya kalkarsan kusura bakma karşında bizi bulursun. Çünkü biz bunun mücadelesini çok verdik. Biz Türk milleti ve Kıbrıs Türkü olarak bu topraklarda ev sahibiyiz. Bunu bilmeyenler bilsin. Duymayanlar duysun. Allah Allah nidalarıyla şehadete yürüyerek bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizin ruhlarını şad etmeliyiz.” ifadelerini kullandı. (3 Mayıs)
3. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’da inşa edilen “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nin açılış töreninde konuşma yaptı. Kıbrıslıların “Erdoğan’ın 4. Sarayı” olarak adlandırdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı binası yerine yapılan milyar liralık Külliye’nin açılışı dualarla yapıldı. Erdoğan’ın 2021’deki ziyaretinde ‘Gecekondu’ benzetmesi yaptığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı binası yerine yapılan 5.5 milyar liralık yeni KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinin açılışında konuştu. Yapımı 3 yıl süren ve 5.5 milyar liraya mâl olan sarayın Kıbrıs taşından yapıldığı belirtiliyor. 55 bini kapalı alan olmak üzere toplam 640 bin metrekarelik alan yeni Saray ve Cumhuriyet Meclisi olarak kullanılacak. Yerleşkede 452 bin metrekarelik millet bahçesi ile 2 bin kişilik cami de bulunuyor. (3 Mayıs)

4. AKP Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, laik Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığıyla bilinen Kadir Mısıroğlu’nu ölüm yıl dönümünde yayımladığı taziye mesajıyla andı. Özkaya mesajda “Camiamızın cesur kalemlerinden tarihçi, yazar ve hukukçu kimliği ile örnek bir şahsiyet olan Üstad Kadir Mısıroğlu’nu vefatının sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyorum. Mekânı cennet, makamı ali olsun.” ifadelerine yer vedi. (6 Mayıs)

5. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Vakıflar Haftası nedeniyle Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, “101 Yıla Özel 101 Vakıf Eser Toplu Açılış Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı. Vakıflar Haftası’nın bu yılki temasının “Vakıf ve Aile” olarak belirlendiğini söyleyen Erdoğan, “Bu tema ekseninde hafta boyunca yapılacak etkinliklerin vakıf camiamız başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu önemli haftanın medeniyetimizin iki taşıyıcı sütunu olan vakıf ve aile ekseninde idrak edilmesini fevkalade isabetli bulduğumu burada öncelikle söylemek isterim. Her fırsatta vurguladığımız gibi millet olarak gerçekten göz kamaştıran bir vakıf geleneğine sahibiz. Rabbim bizlere ecdat yadigârı eserlere sahip çıkmayı, onları gelecek kuşaklara en güzel şekilde teslim etmeyi nasip eylesin. Kimliğimiz, kültürümüz, millî ve manevi değerlerimizle asırlardır nakış nakış işlediğimiz medeniyet kumaşı başka hiçbir millete nasip olmayacak derecede güzeldir, derindir, seçkindir. Bu kumaşın gergefi Balkanlardan Türkistan’a, Afrika’dan Güney Asya’ya, Anadolu’dan Hicaz’a medeniyet coğrafyamızın her bir karışını ihata eder. Camilerimiz, medreselerimiz, imaretlerimiz, darüşşifalarımız, hanlarımız, kervansaraylarımız, su kemerlerimiz ve daha nice eser ecdadın tarihe düştüğü eşsiz bir not hükmündedir. Biz tüm vasıflarımızla aynı zamanda bir vakıf medeniyetiyiz. ’Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir’ ayeti kerimesini kendimize rehber edinerek iyilikte güzellikte hayır işlerinde yepyeni ufuklar açmış bir milletiz. Yaşantımıza yön veren temel düsturu ise şu hadisi şerifleriyle Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam tayin ve takdir etmiştir. ’İnsan ölünce şu üç dışında amellerinin sevabı kesilir. Sadaka-i cariye, istifade edilen ilim, arkasından dua edilen hayırlı evlat.’Evet, vakıf bizim için sadaka-i cariyedir. Allah’ın rızasını kazanmak, ebedi saadete ram olmak, topluma ve insanlığa faydalı işler yapmak için taşıdığımız altın bir anahtardır. Bu müstesna kültür, hamdolsun bugün de güçlü bir şekilde devam ediyor. Sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım, eğitim, araştırma, kültür, sanat, spor, kalkınma, hukuk, insan hakları ve çevre gibi alanlarda 70 bine yakın vakıf hâli hazırda faaliyet gösteriyor. Böylesine köklü ve güçlü bir mirası devralan Vakıflar Genel Müdürlüğümüz de yurt içinde ve yurt dışındaki çalışmalarını büyük bir dikkatle 101 yıldır, Allah’a hamdolsun başarıyla sürdürüyor, vakfedenlerin iradesi doğrultusunda günümüz şartlarına uygun olarak vakıflarımızı yaşatıyor, güçlendiriyor, kültür mirasımızın gelecek kuşaklara ulaştırılması için canla, başla gayret sarf ediyor. Namazgâhlardan, sübyan mekteplerine, tabhanelerden kuş evlerine her türlü vakıf eserine gözü gibi bakıyor, onarıyor, ihya ediyor.” dedi. Yılın Vakfı Ödülü verilen İslamcı Mehir Vakfı’nı kutlayan Erdoğan “Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde evliliğin kolaylaştırılması, teşvik edilmesi, önündeki engellerin kaldırılması lazım. Bu konuya önem ve öncelik vermemiz gerekiyor. Vakıflarımızı ve hayırseverlerimizi, gençlerin yuva kurmasına daha fazla destek olmaya çağırıyorum. Şu hakikate her vesileyle şahit oluyoruz. ‘Hayrun nas, men yenfeun nas. ‘Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olandır.’ Bu emre teslim olmuş nice kuruluşumuz, nice derneğimiz nice vatandaşımız çoğu zaman reklam yapmadan, birbirinden kıymetli hizmetlere imza atıyor. 23 yıldır olduğu gibi bundan sonra da tüm imkânlarımızla vakıflarımızın derneklerimizin sivil toplum kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizi burada özellikle ifade ediyorum.” ifadelerini kullandı. (8 Mayıs)


6. MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın katıldığı ve bir süre önce yayınlanan programın videosu sosyal medyada yeniden paylaşıldı. Videoda Kalın’ın programda 8. Ve 13. Yüzyıllar arasındaki İslam filozflarına referansla kullandığı “Köklü bir metafizik olmadan siyaset olmaz, gökleri anlamadan yerdekini yönetemezsiniz. Sema ile bağ kurmadan, adaleti tesis edemezsiniz. Başınızı göğe çevirmeden yeryüzüne nizam veremezsiniz.” ifadeleri yer aldı. (11 Mayıs)
7. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’ni kastederek “Yeni dönem Türkiye’yi her bakımdan güçlendirecektir. Demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların yapılacağı, ulusal ve yurtsever demokrasi hukukunun somutlandığı yeni bir aşamaya geçileceği herkesin kabulündedir. Görüldüğü üzere kurtuluşla başlayan, cumhuriyetin ilanıyla tescillenen kuruluş sürecimiz, terörsüz Türkiye’ye geçişi takiben yeni anayasa başta olmak üzere kapsayıcı reformların yapılmasıyla tamamlanacaktır. Böylece kuruluşunu tamamlamış Türkiye, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını Türkiye Yüzyılı yapma hedefine yönelik büyük yürüyüşüne engelsiz ve daha güçlü bir şekilde devam edecektir.” ifadelerini kullandı. (12 Mayıs)
8. Paramiliter bir yapı olarak nitelendirilen SADAT’ın iki yıldır vergi ödemediği ortaya çıktı. SADAT’ın ortaklarından Efe daha önce yaptığı açıklamada, devletin ürettiği silah ve mühimmatı yurtdışında sattıklarını açıklamıştı. BirGün Gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre dev şirketlerin ürettiği silah ve mühimmatı Afrika ülkeleriyle İslam ülkelerine sattığı belirtilen SADAT’ın 2023 ve 2024 yıllarındaki matrah ve tahakkuk listesine, “Matrahsız” yazıldı, şirket herhangi bir vergi beyanında bulunmadı. 2022 yılında ise SADAT’ın 3,2 milyon TL kazanç sağladığı ve 724 bin TL vergi ödediği belirtilmişti. SADAT'ın resmi internet sayfasındaki "misyonumuz" sayfasında, kurumun kuruluş sebebi şu ifadelerle açıklanıyor: "Uluslararası alanda silahlı kuvvetlerin ve iç güvenlik güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da dünya süper güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı olmaktır." SADAT’ın en büyük hisseye sahip ikinci ortağı olan ancak daha sonra şirketten ayrılan Mehmet Naci Efe, ASELSAN’ın ve MKE’nin ürettiği askeri ürünleri, yurtdışında sattıklarını açıklamıştı. Efe, yurtdışındaki faaliyetleri hakkında Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi olduğunu söylemişti. (14 Mayıs)
9. Anayasa Mahkemesi’nin AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdiği yetkilere yönelik iptal kararının ardından AKP’nin Meclis’e taşıdığı iptal edilen düzenlemeleri içeren torba kanun kabul edildi. Diyanet’e geniş yetkiler tanıyan kanun teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçirildi. Böylelikle Diyanet’in okullarda ve hastanelerde dini hizmet sunması ile engellilere manevi danışmanlık vermesinin önü açıldı. BirGün Gazetesinden Mustafa Bildircin’in haberine göre AKP milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan, Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı KHK’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Muhalefetin tüm itirazlarına karşın yasa maddeleri, komisyonun AKP ve MHP’li üyelerinin oylarıyla kabul edildi. Yasa maddeleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geniş yetkiler kullanmasının önü açıldı. Bu kapsamda Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne KHK ile verilen, “Okullar ile öğrenci yurtları ve hastanelerde din hizmeti sunma” yetkisine de yasal düzenleme getirildi. Yasa maddelerinden bazıları şöyle sıralandı: Öğrenci yurtları, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kampları, ceza infaz kurumları, sağlık kuruluşları, sosyal hizmet kurumları gibi yerlerde işbirliği esasına göre manevi danışmanlık ve din hizmeti sunmak. Göçmen, engelli, bağımlı, afetzede gibi desteğe muhtaç kesimlere yönelik manevi danışmanlık hizmetleri yürütmek. İhtiyaç duyulan yerlerde okuma salonu, aile ve dinî rehberlik merkezi, gençlik çalışmaları merkezi ve benzeri yerler açmak ve bunlarla ilgili işleri gerçekleştirmek. Diyanet’in dini konulardaki en yüksek kurulu olan Din İşleri Yüksek Kurulu’na KHK ile verilen ancak AYM kararı ile iptal edilen bazı özel yetkileri içeren maddeler de komisyondan geçti. Bu kapsamda kurula, dini yayınların bedeli karşılığında incelenmesi yetkisi tanındı. Kurulun, “din kültür, tecrübe ve ihtisasları ile tanınmış” kişilerden rapor, tebliğ, makale ve vaaz için yararlanmasına olanak sağlandı. (14 Mayıs)
10. AKP'li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, AKP Kongre Merkezi'nde Teşkilat Akademisi Liderlik Okulu açılış programında yaptığı konuşmada “Bizler siyaset sahnesine öylesine çıkmış bir kadro değiliz. Bizi bir araya getiren ortak hedeflerimiz, ortak bir davamız var. Biz AK Parti'nin tabelasını asınca siyaset sahnesine çıkmadık. Biz AK Parti'den önce de vardık. Bizim için tarih 100 sene önce 200 sene önce başlamadı. Şu salondaki kadro Malazgirt Meydanı'nda Alparslan'ın ordusundaki umuda sahiptir. Şu salondaki kadro Fatih Sultan Mehmet ile aynı heyecana sahip yürekli bir kadrodur. Her biriniz, AK Parti teşkilatının bir üyesi olması yanında bir uç beyisiniz. Hem gaza ruhunu taşıyan nefer hem de gönülleri mamur etme aşkıyla tutuşan birer dervişsiniz. Binlerce yıllık köklü tecrübesiyle bir devlet meseleye nasıl bakarsa biz de meseleye öyle bakıyoruz. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz bize şu hakikati apaçık göstermiştir. Tüm insanlığın göz bebeği olan bu stratejik coğrafyada Türk, Kürt ve Arap birlikte var olmuş, birlikte savaşmış, galibiyeti de mağlubiyeti de hep birlikte yaşamıştır. Coğrafya ve tarih Türk, Kürt ve Arap'ı çözülmez, dağılmaz şekilde birbirine sıkıca bağlamıştır. Bakın, Malazgirt Zaferi'nin 953. yıl dönümünde de ifade ettim. Malazgirt, Türk, Kürt, Arap'ın ortak zaferidir. Çaldıran, Türk, Kürt, Arap'ın ortak zaferidir. Ridaniye, Kudüs'ün fethi, İstanbul'un fethi, daha nicesi ortak zaferimizdir. Biz bu coğrafyada ittifak yapınca büyüdük, güçlendik, cihana hükmettik. Ancak dağılınca hep beraber fetreti yaşadık. Birbirimize düştüğümüzde zayıfladık, geriledik. Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli her ne yapıyorsa huzurumuz için, refahımız için yapıyor diyeceksiniz. Bu ülkenin aleyhine olan bir şeye en başta Recep Tayyip Erdoğan durur, Sayın Devlet Bahçeli durur diyeceksiniz.” ifadelerini kullandı. (15 Mayıs)
11. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gençler ve milli sporcuların yer aldığı programda konuştu. Erdoğan konuşmasında “Türkiye Yüzyılı hedefimize varıncaya kadar bu yolculuk hiç bitmeyecek. Terörsüz Türkiye kavşağını inşallah suhuletle döndükten sonra Türkiye Yüzyılı menziline çok daha hızlı ulaşacağız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.” dedi. “Yeni anayasa çalışması var mı?” sorusu üzerine ise “Tabii, yeni anayasa noktasında çalışmamak veya onu ertelemek mümkün değil. Arkadaşlarımız şu an itibariyle yeni anayasanın hazırlığı için bir çalışmayı sürdürüyorlar, sürdürecekler. Çünkü biz artık bundan 20 sene öncesinin anayasasıyla gidemeyiz. Yeni bir anayasa ve bunu inşallah sizlerle beraber yapacağız. Ve bu yeni anayasada da eksiklerimiz nelerse bu eksikleri de gidermek suretiyle yeni nesil bir anayasayı inşallah milletimize kazandıracağız.” ifadelerini kullandı. Programda öğrenci olduğunu söyleyen bir kadın da Erdoğan’a “Başörtümle mezun olacağım okuldan. Verdiğiniz mücadele çok büyük. Bizlere başörtülü doktorlar, savcılar hâkimler, bakan yardımcıları ve diplomatlar armağan ettiniz.” diyerek teşekkür etti. (19 Mayıs)
12. AKP'li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kendisini ziyareti sırasında
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ortaklaşa yürütülen 2025 Yılı Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Programı'na 27 bin lira bağışta bulundu. (22 Mayıs)

13. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın düzenlediği Uluslararası Aile Forumu'nun açılışına katılarak konuşma yapan AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan “Aile, insanlık tarihinin ve insanlığın en önemli müesseselerinden biridir, aile en mukaddes varlığımız olma yanında toplumun da temel yapı taşıdır. Aile, yeri doldurulamayacak, yerine başka hiçbir kurum, ilişki veya bağ konulamayacak derecede mühimdir, değerlidir, kutsaldır. İlk insan Hazreti Adem babamız ve Hazreti Havva validemizden beri aile müessesesi vardır, hep ola gelmiştir. Aile, kadını koruyan, çocuğu büyüten, sosyalleştiren, insanı yaşatan bir yapıdır. Bakınız, tarih bize şu hakikati defalarca göstermiştir, modernleşmeyi, ailesizleşme ve yalnızlaşma gibi iki kavram üzerine bina eden anlayışın bireye de topluma da huzur vermesi mümkün değildir. Sırf LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, iş adamları, siyasetçiler, bilim insanları linç edilmekte, adeta birer ölüye çevrilmektedir. Bir başka acı verici gerçek ise şudur, cinsiyetsizleştirme projeleriyle insan fıtratını inkâr edenler, çocuklarımızın bedenlerine geri dönüşü olmayan tıbbi müdahalelerde bulunarak aslında masum çocukları da istismar etmektedir. Bu istismarı kesinlikle seyredemeyiz. İnsan fıtratı küresel ölçekte organize bir kuşatma altındadır. Adına özgürlük denilen, ancak özünde insanın yaradılışına karşı bir inkâr hareketi olan bu ideolojik kuşatma, sadece aileyi değil kadını da çocuğu da insan onurunu da tehdit ediyor. Tıbbi zorunluluklar haricinde özünde bir cinayet olan kürtaj, yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı, sıradan hâle getirildi. Neticede demokratik dengemiz maalesef altüst oldu. Bugün bu yanlış, daha doğrusu art niyetli politikaların can yakıcı ve menfi sonuçlarıyla çok dramatik bir şekilde yüzleşiyoruz. Karşı karşıya olduğumuz bu tablo sadece bir istatistik değil bizi harekete geçmeye çağıran açık bir ikazdır. Bu anlayışla son dönemde nüfusumuzu arttıracak, evliliği teşvik edecek en az 3 çocuk çağrımıza uygun şekilde evlat sahibi olmayı özendirecek çok önemli politikaları devreye alıyoruz. 2024 yılında nüfus politikaları kurulunu hayata geçirdik. Yalnızca demografik göstergelere odaklanan değil, aynı zamanda aileyi ve insan fıtratını koruyan, değerleri yaşatan, toplumun sürekliliğini teminat altına alan kalıcı politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bu yüzden 2026-2035 dönemini Aile ve Nüfus 10 Yılı ilan ediyoruz.” ifadelerini kullandı. (23 Mayıs)
14. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii (SSB) Başkanı Haluk Görgün, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Mücahit Yentür, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu İlim Yayma Cemiyeti mütevelli heyeti başkanı ve İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ile birlikte, İstanbul Ticaret Odası Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından düzenlenen “Gelecek İçin Eğitim Tasarımı Sempozyumu” isimli oluşum tarafından düzenlenen “Aile Yılında Veli Sempozyumu”na katıldı. Sempozyumda Fahrettin Altun’un ve Görgün’ün yanı sıra Bilal Erdoğan da açılış konuşması yaptı. Erdoğan konuşmasında “Türkiye'nin gelecekte yine güçlü bir ülke olmaya devam etmesini istiyorsak, o zaman nüfusumuzun ne durumda devam ettiğini, dinamiklerini çok iyi kavramamız, çalışmamız lazım. Aile bunun merkezi. Yani sonuçta bir ailede kaç çocuk olduğu nüfusu belirliyor. Bu ülkenin geleceği için eğitimi tasarlarken, inanıyorum ki Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de bunun gayretini içinde barındırıyor, kendi kimliğimizi, kültürümüzü, mirasımızı daha güçlü bir sahiplenişi hedef olarak benimsiyor. Şu anda Etnospor Kültür Festivali'ni yapıyoruz. Orada da hep şu mesajı vermeye çalışıyoruz; Gelenek ailede yaşar, aktarılır, devam eder. Bir milletin, bir ülkenin kimliğiyle geleceğini kurması için aile kurumunun güçlü olması gerekir. Eğer ailede anne-baba gelenek göreneği, kültürü yaşamazsa çocuklarına da aktaramaz. Bu durumda çocuklar hangi kültür içine doğmuş olur? Dışarıdan empoze edilen, kültür emperyalizminin üzerine baskıyla böyle taarruzla getirdiği kültür neyse onun. İnşallah bu Aile Yılı çerçevesinde kendi kimliğimizle geleceğimizi nasıl kuracağız, bunu da konuşma fırsatı olur.” ifadelerini kullandı. (23 Mayıs)

15. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı olan Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP), Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı ile Aile Enstitüsü Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen “Küreselleşen Dünyada Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi adı altındaki “Uluslararası Aile Forumu”na katıldı. (24 Mayıs)

16. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kamu Görevlileri Etik Kurulu arasındaki “Etik Eğitimi ve Etik Eğiticisi Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü” imza töreninde konuştu. Erdoğan konuşmasında, “Geleneği, örfü, töreyi, ahlakı maziden alıp atiye nakleden ruh işte bu millî bünyede, bu millî şuurda mahfuzdur. Bugün etik olarak nitelendirdiğimiz tüm vasıflar millî seciyemizde yine bu kavramlarla tebellür etmiştir. Devlet yönetimi ve kamu hizmetindeki istikrarın sağlanmasında bilgi, ahlak, ehliyet ve liyakate verilen önem hiç şüphesiz büyük rol oynamıştır. Nizamülmülk, 'Siyasetname' adlı eserinde 1000 yıl öteden bu hususu bakınız nasıl ifade ediyor. 'Şahsiyetsiz, asaletsiz ve faziletsiz kişileri büyük işlere memur ettiğimiz zaman, bilginleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp onları muattal yani işe yaramaz hâle getirmiş oluruz. Rabbimiz de Kur'an-ı Kerim'de 'Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder' buyurmuştur.” ifadelerini kullandı. (26 Mayıs)
17. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı açıklamalarda “27 Mayıs, ülkemizde daha sonra neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbeler zincirinin ilk halkası olması yanında rahmetli Menderes'i, Polatkan'ı ve Zorlu'yu idam sehpasına götüren sürecin de başlangıcıdır. Bu yönüyle 27 Mayıs 1960 darbesi üzerinden geçen 65 seneye rağmen milletimizin kalbinde halen kanayan bir yaradır. Türkçe ezan eziyetine son veren, Anadolu'nun dört bir yanına yollar, barajlar inşa eden, imam hatip okullarını ve Kur'an kurslarını açan, tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize dönük faşizan uygulamaları rafa kaldıran Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır. Yıllardan beri Türk milletini hor ve hakir gören mütegallibe, Menderes hükümetleriyle birlikte milletin evlatlarının ayağına ayakkabı giymesini, temel hak ve özgürlüklerden istifade etmesini içine sindirememiştir. Mütegallibenin siyasetteki temsilcisiyse tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de CHP'den başkası değildir. 27 Mayıs'a giden yolun taşlarını döşeyen dönemin CHP liderliğidir. Sokakları karıştırarak, üniversite gençliğini kışkırtarak, toplumsal gerilimi tırmandırarak ülkemizi darbe atmosferine sokan yine CHP'dir. 'Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır' diyerek darbeden yalnızca 1 ay önce müdahaleye davetiye çıkaran dönemin CHP Genel Başkanı'dır. 27 Mayıs'ta sadece Menderes hükümetine değil, aynı zamanda milletin takdirine, tercihine ve umutlarına darbe vurulmuştur. 27 Mayıs 1960 darbesiyle açılan parantezi 15 Temmuz gecesi yazılan milli irade destanıyla bir daha açılmamak üzere biz kapattık. O gece sadece demokrasimiz, sadece istiklal ve istikbalimiz kurtulmadı. O gece aynı zamanda Menderes ve arkadaşlarının ruhu da şad oldu. Bugün bir kez daha demokrasimize yönelik karanlık müdahalenin 65'inci yıl dönümünde Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih Rüştü Zorlu'yu rahmetle, minnetle, kemal-i edeple yâd ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. Mekânları cennet olsun.” dedi. Erdoğan “yeni anayasa” ile ilgili olarak da “Yapılan değişikliklerle, ayıplarından geniş ölçüde arındırılan 1982 Anayasası, maalesef hala darbe döneminin tortularını taşıyor. Yeni ve sivil bir anayasa, bu tortulardan ebeden temizlenme, üzerimizdeki ölü toprağını tamamen atma imkânını bizlere sunacaktır. Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı, evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız. Dün itibarıyla 10 hukukçu arkadaşımı görevlendirdim. Ve şimdi bu hukukçu arkadaşlarımız çalışmaya başlayacaklar. Bu çalışmayla birlikte de inşallah yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüteceğiz. Biz 23 yıl boyunca demokrasimizi yeni, sivil ve özgürlükçü anayasayla taçlandırma konusundaki hüsnüniyetimizi defalarca gösterdik. Ancak her seferinde muhalefetin uzlaşmaz tavrıyla muhatap olduk. Cumhur İttifakı olarak, inşallah bu defa Meclis'teki diğer siyasi partilerin de katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz.” ifadelerini kullandı. (27 Mayıs)
18. AKP’li Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkan Yardımcısı İsrafil Kışla, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim Yayma Cemiyeti tarafından İstanbul’da düzenlenen “Ortaöğretim Yurtları Mezuniyet Programı”na katıldı. (27 Mayıs)

19. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın “yeni anayasa” dayatması için “10 hukukçuyu bu görev için görevlendirdim. İnşallah bu arkadaşlarımızın çalışmalarıyla yeni anayasa sürecini ilerleteceğiz” dediği AKP’nin “anayasa komisyonunda” yer alan isimler belli oldu. AKP’li Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında oluşturulan komisyonda, Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ali İhsan Yavuz, Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Grup Başkanı Abdullah Güler ile Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Bahadır Yenişehirlioğlu da yer alıyor. Bazı toplantılara AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da başkanlık edeceği ifade edildi. (29 Mayıs)
Mülki İdareciler ve Dış Temsilcilikler
1. Türkiye’nin Paris Başkonsolosu Kerem Yılmaz, Fransa'nın kuzeyindeki Roubaix kentinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Eyüp Sultan Camisinin açılış törenine katıldı. 3 bin kişilik caminin açılış töreninde Yılmaz’ın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Şaban Kondi, DİTİB Fransa Başkanı ve Paris Din Hizmetleri Müşaviri Bayram Demirtaş, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Yurtdışı Vatandaşlar Daire Başkanı Fatih Nişancı, Eyüp Sultan Camii Derneği Başkanı İbrahim Alcı da yer aldı. (5 Mayıs)


2. Kütahya Valisi Musa Işın, Dumlupınar Üniversitesi Simav Dr. İbrahim Naci Eren Yerleşkesi Camii ve Gençlik Merkezi'nin temel atma törenine katıldı. Törende Işın’ın yanı sıra, Simav Kaymakamı Bünyamin Karaloğlu, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Süleyman Kızıltoprak, MHP’li Simav Belediye Başkanı Kübra Tekel Aktulun de yer aldı. Törende açıklama yapan İlçe Müftüsü Hasan Serçe, “Simav İlçe Müftülüğümüz, Dumlupınar Üniversitesi Simav Teknoloji Fakültesi, Dumlupınar Üniversitesi Simav Meslek Yüksek Okulu, Simav Üniversite Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Hayırsever Halkımız ve Projeye destek veren hayırsever iş insanlarımız ile bu yola çıktık. En kısa zamanda camimizi ve gençlik merkezimizi tamamlayıp, öğrencilerimizin ve halkımızın hizmetine sunmayı planlıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi. (9 Mayıs)

3. Kilis Valisi Tahir Şahin, Polateli ilçesine bağlı Ömercik köyünde yapımı tamamlanan caminin açılış törenine katıldı. Törene Şahin’in yanı sıra CHP’li Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen, Polateli Kaymakamı, Kilis Vali yardımcıları, askeri erkân, siyasi parti temsilcileri katıldı. Törende konuşan Kilis Valisi Tahir Şahin, caminin köy halkına hayırlı olmasını temenni ederek, “Bu tür ibadethaneler, toplumun manevi birlikteliğini güçlendiren önemli yapılarımızdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum,” ifadelerini kullandı. (12 Mayıs)

4. Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu AKP’li Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul ile birlikte Danahisar Mahallesi Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği'nin yaptırdığı Danahisar Mahallesi Cami açılışına katılarak konuşma yaptı. (12 Mayıs)

5. İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye Diyanet Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteklediği Her Kitap Yeni bir Hayat 9. Kitap Okuma Yarışması ile 9. Peygamberim Önderim 40 Hadis-i Şerif Yarışması ödül törenine katılarak konuşma yaptı. Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda Kuran tilavetiyle başlayan törende konuşan Alkan “Bir hadisi hıfzetmek sadece kelimeleri tekrar etmek değil, onun yüce yaratıcı Allah'ın kelamı Kur'an-ı Kerim rehberliğinde tefekkür etmek, ahlakımızı Peygamberimizin ahlakıyla güzelleştirmektir. Bu anlamlı organizasyon sadece bir ezber yarışması değil, Peygamberimizin sünnetini anlama yaşama ve gelecek nesillere aktarmak için atılmış bir adımdır. Biz de hem Kur'an-ı Kerim'i hem de onun gösterdiği yolu öğrenmeliyiz. Onun yolu bize her zaman ışık olmuştur. Yapmamız gereken Kur'an-ı tefekkür etmek, ahlakımızı peygamberimizin güzel ahlakıyla güçlendirmektir.” dedi. (15 Mayıs)

6. Mardin Kızıltepe Kaymakamı Abdullah Şahin, Mardin Vali Yardımcısı Osman Çelikkol ve AKP Mardin milletvekili Faruk Kılıç, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim Yayma Cemiyeti’nin Kızıltepe Şubesi ve Eğitim Merkezi açılış törenine katıldı. (17 Mayıs)

7. Gaziantep Valiliği, AKP’li Büyükşehir Belediyesi ile birlikte üç gün süren “Aile Yılı Festivali” düzenledi. Programda “4-6 Yaş Etkinlikleri” adı altında çocuklara yönelik “Ayet ayet keşfet atölyesi”nin yanı sıra İl Müftülüğünün “Hat sergisi, İyilik Çarşısı, Ahşap Boyama Sergisi, 4-6 Yaş Etkinlikleri, Bir Fırça da Senden Olsun, TDV Kadın Kolları Tanıtımı, KAGEM Çalışmaları Tanıtımı, Diyanet Yayınları, Çocuk Standı, Aile ve Dini Rehberlik Merkezi Tanıtımı, Gençlik Hizmetleri Tanıtımı” gibi stantlar ağırlıklı yer tuttu. AKP’li Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katıldığı programda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sosyal medyada paylaşılan “Festival Afişi”nde yer alan ailede kız çocuğunun türbanlı, erkek çocuğun ise takkeli olduğu görüldü. (18 Mayıs)

8. Adana Karaisalı Kaymakamı Muhammed Ali Çelik ile İlçe Jandarma Komutanı Emre Yeşilyurt, İlçe Emniyet Müdürü Aziz Karakuş, İlçe Müftülüğüne bağlı 4-6 yaş Kur’an kurslarının yıl sonu etkinliğine katıldı. (22 Mayıs)


9. Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, İl Müftülüğünün düzenlediği, 4-6 Yaş Kuran kursu yılsonu etkinliğine katılarak konuşma yaptı. Çocuklara Kuran’dan surelerin okutulduğu programa Bayburt Üniversitesi Rektörü Mutlu Türkmen ile AKP’li Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş ve il müdürleri katıldı. (27 Mayıs)
10. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Gürselpaşa Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Hacı Ali Hıradağı Camisinin açılışına katıldı. İl Müftüsü Mehmet Taşcı’nın yaptığı duanın ardından açılış kurdelesi kesildi. (27 Mayıs)

11. Muğla Köyceğiz İlçe Müftülüğünde ilk resmi nikâh kıyıldı. Nüfus Hizmetleri Kanununda 2017 yılında yapılan düzenleme ile yürürlüğe giren Müftülüklere evlendirme yetkisi verilmesinden sonra Köyceğiz İlçe Müftülüğünde İlçe Müftüsü Ahmet Karagöz ilk defa resmi nikâh kıydı. İlçe Müftülüğüne başvuran çiftinin nikâh töreni, müftülük hizmet binasındaki nikâh salonunda Kuran tilavetiyle başladı. (27 Mayıs)
12. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya İl Müftülüğüne bağlı 4-6 yaş Kuran kursu yılsonu etkinliğine katılarak konuşma yaptı. Kuran tilavetiyle başlayan programda konuşan Karakaya “Çocuklarımızın bilim, teknoloji, sanat, kültür ve sporla birlikte millî ve manevî değerlerle yetişmesi, geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. Aile kurumunun güçlendirilmesi de bu sürecin temel taşlarından biridir.” dedi. Valilik sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başlatılan Aile Şenliği Projesi kapsamında kentte etkinlik düzenlendiği” belirtildi. Programa, AKP’li Belediye Başkan Vekili Necmi Menteş, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Vefa Akdoğan, İl Milli Eğitim Müdürü Vedat Kaya da katıldı. (27 Mayıs)

13. Antalya Valisi Hulusi Şahin, Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten Alanya İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yılmaz, AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, CHP’li Alanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Servet Ünlü, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ile birlikte AKP’li eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın yaptırdığı “Emine-Ahmet Uysal Teknoloji Anadolu İmam Hatip Lisesi” açılış törenine katıldı. Kuran tilavetiyle başlayan programda Vali Şahin ve milletvekili Çavuşoğlu’nun yanı sıra Bilal Erdoğan da konuşma yaptı. (28 Mayıs)

14. Muğla Datça Kaymakamı Murat Atıcı Türkiye Diyanet Vakfı’nın yürüttüğü vekâletle kurban organizasyonu kapsamında makamında TDV’na bağış yaptı. Diyanethaber’de yayınlanan haberde “Muğla Datça Kaymakamı Murat Atıcı, kurbanını Filistin'de kesilmek üzere Türkiye Diyanet Vakfı'na emanet etti. Türkiye Diyanet Vakfı’nın yürüttüğü vekâletle kurban organizasyonu kapsamında, bağışlanan kurbanlar başta Filistin olmak üzere dünyanın birçok bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Kaymakam Atıcı’nın bağışı, İlçe Müftüsü Fatih Acar tarafından teslim alındı.” ifadeleri yer aldı. (29 Mayıs)

15. Şanlıurfa Suruç Kaymakamı Adem Balkanlıoğlu, İlçe Müftülüğünün Vali Ziya Çöker Ortaokulu Konferans Salonlunda düzenlediği 4-6 Yaş Grubu Kuran kursu yılsonu etkinliğine katıldı. Kuran tilavetiyle başlayan programda çocuklara ilahiler okutularak İsrail’i boykot pankartları açtırıldı. (30 Mayıs)

16. Kilis Vali Yardımcısı Okan Dağlı, Müftülüğe bağlı Diyanet Gençlik Merkezinde düzenlenen “Gençliğe Değer Dersleri” projesi kapsamındaki sene sonu mezuniyet törenine katıldı. Programa Musabeyli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Kankılınç da katıldı. PVali yardımcısı Dağlı, program sonunda, öğretmenlere ve dereceye giren öğrencilere başarı belgesi verdi. (30 Mayıs)
17. Isparta Valisi Abdullah Erin, makamında Türkiye Diyanet Vakfına vekâlet yoluyla kurban bağışında bulundu. (30 Mayıs)

Milli Eğitim Bakanlığı
1. AKP’li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlığın Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından Ayasofya Camisinde düzenlenen “Genç Hatipler Hutbe Okuma Yarışması Türkiye Finali”ne Genel Müdür Ahmet İşleyen’le birlikte katıldı. Tekin burada yaptığı konuşmada “İstanbul Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Genç Hatipler Hutbe Okuma Yarışması’nın Türkiye finalinde, medeniyetimizin sembol mekânlarından biri olan İstanbul Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kıymetli gençlerimizle bir aradaydık. Bakanlık olarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin akademik başarılarının yanı sıra kültürel, inançsal ve insani değerlerle de donanımlı bir şekilde yetişmelerini önemsiyoruz. Farklı alanlarda yapılan yarışmalarla öğrencilerimizin Türkçemizi doğru ve güzel kullanmalarını, topluluk önünde konuşma cesareti kazanmalarını, hem sözünü hem gönlünü kürsüye taşımayı öğrenmelerini ve en önemlisi, kendilerini doğru ifade etmelerini destekliyoruz.” dedi. Genel Müdür İşleyen ise “Mesleki yarışmaları yeni bir konseptle zenginleştiriyoruz. Türkiye finallerinde dereceye giren öğrencilerimizi büyük bir merkezde ağırlayarak yarışma baskısından uzak, sosyal etkileşimi yüksek, kapsamlı bir etkinlikte yeniden bir araya getirmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullanırken, Genel Müdürlüğün resmi internet sayfasında da “İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ev sahipliğinde ve Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi koordinasyonunda gerçekleştirilen programa; İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Sülün, Daire Başkanımız İhsan Erkul ve İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ile çok sayıda protokol mensubu, seçici kurul üyeleri, okul yöneticileri, danışman öğretmenler, öğrenciler ve veliler de katıldı.” ifadeleri yer aldı. (2 Mayıs)

2. AKP’li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitimde '4+4+4' sistemiyle ilgili kendileri açısından bir sorunun olmadığını söyleyerek, “Bu konuda rahatsızlıklarını dile getiren iş dünyası gibi bazı kesimler var. Ara eleman temini noktasında güçlük çektiklerini söylüyorlar” dedi. TBMM’de AKP Grup Toplantısı öncesinde konuşan Tekin 12 yıllık zorunlu eğitim süreci konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili, "Yıl sonunda biz bu tartışmaları kendi içimizde de değerlendiririz ve bir karara varırız. Şu anda dediğim gibi izliyoruz. Bu konuyla ilgili Bakanlığımız bünyesinde her bir genel müdürlükte değerlendirme başkanlıkları var, onlar kamuoyundaki tartışmaları izleyip gerekli çözümleri üretmekle görevliler. Onlar da takip ediyorlar çalışmaları" şeklinde konuştu. (14 Mayıs)
3. Afyonkarahisar Şehit Kamil Tunç Çok Programlı Anadolu Lisesi'nde, Hocalar İlçe Müftülüğü tarafından konferans düzenlendi. “Öğrencileri üniversite giriş sınavlarına hazırlayan konferanslar projesi” adı altında düzenlenen programda konuşan İlçe Müftüsü Fatih Polater, islam tarihçi Fuat Sezgin’in hayatını anlattı. Şehit Kamil Tunç Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Aksoy, konferans sunumunu gerçekleştiren Hocalar İlçe Müftüsü Fatih Polater'e teşekkür etti. (12 Mayıs)

4. Hatay Ovakent Hoca Ahmet Yesevi İmam Hatip Ortaokulu’nda, erkek öğrencilere, Afganistan'da varlıklı adamlara eğlence veya seks köleliği için satılan dansçı erkek çocuklara yaptırılan bacha bazi dans gösterisi yaptırıldığı ortaya çıktı. (16 Mayıs)


5. Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri başkanlığı ile birlikte düzenlediği ÇEDES kapsamında düzenlediği yıl sonu kültür şenliği programında, küçük kız çocuklarının eline oyuncak silah verilerek Gazze’deki olaylar canlandırıldı. Sözcü’den Müslüm Evci’nin haberine göre programda konuşmaların ardından Kültür Şenliği, Gazze temalı pandomim gösterisi ve oratoryo sunumu yapıldı. Gösteri sırasında asker kıyafeti giydirilen çocuklara, ellerine oyuncak silah verilip katliam canlandırıldı. Programda İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Ciğer konuşma yaptı. (16 Mayıs)

6. Şanlıurfa İl Milli Eğitim Konferans Salonunda, Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından “Hz. İbrahim'den Gazze'ye: Tevhid Mücadelesi ve Teslimiyet” adı altında etkinlik düzenlendi. Kuran tilavetiyle başlayan programda dualar okundu, ilahiler söylendi. (17 Mayıs)

7. İstanbul Bağcılar'daki Arif Nihat Asya İlkokulu'nda sınıf öğretmeni olan Aytaç Demir “Çocukken şort giydir, mini etek giydir! Büyüdüğünde tesettüre girmesini bekle (ME)” başlığıyla sosyal medyada paylaştığı videoda öğrencilerin kıyafetlerini hedef alarak şort giyilmesini “edepsizlik” olarak nitelendirdi. Söz konusu öğretmen, öğrencilerine “Müslüman şort giyer mi, biz buralarımızı gösterir miyiz insanlara? İnsanların ne düşündüğü mü önemli, yoksa Allahın bizden ne istediği mi? Allahın bizden ne istediği önemli. Allah bizden bir şey istiyorsa, Allah bir şeyi ayıp görüyorsa insanların bu konuda ne düşündüğünün önemi yoktur. Biz çocuğuz giyinsek ne olur? Şimdi giyinirsen, büyüdüğünde de giyinirsin, değil mi? İnsan küçükken neyse büyüdüğünde de ona yakın bir şey olur. Edep her zaman küçüklükte yani bu yaşlarda başlar. Müslümanın çocuğu her zaman akıllı ve edeplidir. Siz müslümanın çocuğu değil misiniz? Müslüman mısınız? (evet diyen çocuklara) Evet değil. Ne diyorduk? (Çocuklar: elhamdülillah) Evet. Çünkü müslüman olmak şükür gerektirir. Müslüman olmak herkese nasip oluyor mu? Hayır. Herkes değil. Biz şükürler olsun ki müslümanız. Anamız, babamız, kardeşlerimiz müslüman. Rabbimiz bizi böyle yaratmış. O zaman ne diyeceğiz? Evet değil. (Çocuklar: elhamdülillah)” ifadelerini kullandı. Demir’in sosyal medya platform Instagram hesabında benzer videolar arasında “bütün alimler ittifak etmiştir ki, depremlerin en büyük sebebi şehirde olan fuhuş, ahlaksızlık, birçok daha farklı sebepler var ama en büyüğü fuhuş ve ahlaksızlık.” ifadelerinin yer aldığı paylaşımı da yer alıyor. (17 Mayıs)

8. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, İlim Yayma Cemiyeti Bursa Şubesi, Türkiye Diyanet Vakfı Bursa Şubesi ve Bursa Uluslararası Murat Hüdavendigar Anadolu İmam Hatip Lisesi ile birlikte “İslam Dünyasına Küresel Çözümler: UMHMOIC’25” adıyla lise öğrencilerine dönük Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde bir konferans düzenledi. Programa ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan yaptı. ÖNDER Genel Başkan Yardımcısı Enes Hibe, BİHMED Başkanı Coşkun Evkuran ile araştırmacı-yazar Dr. Mustafa Öcal’ın da katılımcılara hitap ettiği programa Din Öğretimi Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Özkan, Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, İlim Yayma Cemiyeti Bursa Şubesi Başkanı Kadir Oruç, Uluslararası Murat Hüdavendigar AİHL Okul Müdürü Zeki Yaslaş katıldı. İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) model alınarak düzenlenen 2 günlük konferansa 65 farklı ülkedeki uluslararası Anadolu imam hatip liselerinden 100 öğrenci, Türkiye’nin 15 farklı şehrinden 110 öğrenci delege olarak katıldı. (19 Mayıs)

9. İstanbul Bağcılar'daki Arif Nihat Asya İlkokulu'nda sınıf öğretmeni olan ve daha önce “Çocukken şort giydir, mini etek giydir! Büyüdüğünde tesettüre girmesini bekle (ME)” başlığıyla sosyal medyada öğrencilerin kıyafetlerini hedef alarak şort giyilmesini “edepsizlik” olarak nitelendiren Aytaç Demir’in “Osmanlı Devleti maalesef ki yıkılmış. Niye yıkılmış biliyor musunuz? 1. Dünya Savaşı'nda girdiği cephelerde zayıf olduğu için değil, içimizdeki hainler tarafından arkasından vurulduğu için” ifadeleriyle ‘ders’ anlattığı görüntüler ortaya çıktı. Sosyal medya platforumu YouTube'da “Senin Öğretmenin ile Mutlu Aile Okulu” kanalı üzerinden videolar paylaşan Demir’in “ilkokul öğrencileri dedeleri Osmanlıyı bilmesin mi?” isimli videosunda çocuklara “Osmanlı İmparatorluğu'nun Milli Mücadele kahramanları tarafından yıkıldığını” dolaylı yoldan anlattığı görüldü. Çocuklara “Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden önce hangi devlet vardı?” sorusunu yönelten Demir “Osmanlı Devleti maalesef ki yıkılmış. Niye yıkılmış biliyor musunuz? 1. Dünya Savaşı'nda girdiği cephelerde zayıf olduğu için değil, içimizdeki hainler tarafından arkasından vurulduğu için. Osmanlı Devleti yıkılınca zalim devletler Anadolu'nun içine kadar gelmişler, Anadolu'yu işgal etmişler. Bunu duyan neneleriniz dedeleriniz ellerinde taş tüfek, ne bulursalar artık... ellerine ne geçerse onları kullanıp o zalim devletleri o işgalci devletleri denize kadar dökmüşler.” ifadelerini kullandı. (20 Mayıs)

10. Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan Ahmet Hazım Uluşahin İmam Hatip Ortaokulu Müdürü H.A.,’nın 10 yaşındaki E.A isimli kız çocuğunu başı açık gerekçesiyle okula kaydını yapmadığı ortaya çıktı. Sözcü'den Müslüm Evci'nin haberine göre Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan Ahmet Hazım Uluşahin İmam Hatip Ortaokulu “2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı 5. Sınıf Hafızlık Ve Yabancı Dil Ağırlıklı Sınıf Öğrenci Kabul Sınavının” ardından başarılı öğrenciler aldıkları puanlara göre asil ve yedek olarak belirlendi. Okul idaresinin velilerle yaptığı toplantıda okul müdürü ailelerden bağış adı altında okulda kullanılmak için 5 bin TL istedi. Bununla da yetinmeyen Okul Müdürü H.A., başı açık öğrencileri okula kaydettirmeyeceğini de söyledi. Bunun üzerine öğrenci velilerinden Nazlı Akın, okul müdürüne toplantıda tepki göstererek kızının henüz 10 yaşında olduğunu ve baskı ve zorlamayla başının kapatılamayacağını söyledi. Nazlı Akın, toplantının ardından bu kez de kocasıyla birlikte müdürün yanına gittiğinde müdür aileye “Siz çocuğun getirin ben onu ikna ederim” dediği belirtildi. Ailenin mevzuatta böyle bir şey olmadığını söylemesi üzerine ise okul müdürü “Evet mevzuata yok ama ben bu okulda başı açık tek bir öğrenciyi bile mezun etmem. Siz çocuğunuzu başı açık kaydettirebilirsiniz ama ben çocuğunuzu disipline veririm” diyerek aileyi tehdit etti. Çocuğun ailesi ve Eğitim-İş Sendikası müdür hakkında suç duyurusunda bulundu. (20 Mayıs)
11. AKP’li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “bazı ailelerin kız çocuklarını erkeklerle aynı okula göndermek istemediğini” öne sürerek, bu durumun eğitimde fırsat eşitliğini etkilediğini iddia etti. Tekin, bu sorunu çözmek adına kız çocuklarına özel okullar açılabileceğini belirterek, “Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin en baştaki argümanı, çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum, oluyor. O zaman veliyi ikna etmek için biz, kız okulları da açabilmeliyiz” ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu tür talepleri dikkate alarak eğitim politikalarını şekillendirebileceğini söyleyen Tekin, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum kalmaması adına her türlü çözümün değerlendirileceğini kaydetti. Tekin, 2023 yılında Bakanlık koltuğuna oturduğunda da bir TV kanalında “Gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli” açıklaması yapmıştı. (20 Mayıs)
12. Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Malatya Valiliği ve Selahaddin Eyyubi Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde “3. Uluslararası İmam Hatip Öğrencileri Sempozyumu” düzenlendi. Kuran tilaveti ile başlayan programda konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır, “Günümüzde, gençliğin akıl ve ruh bütünlüğü içerisinde yetişmesi; hem toplumumuz hem de insanlığın geleceği açısından hayati bir önem arz etmektedir. Bu okullarımız, kuruluş felsefelerinden bugüne kadar; ilim ile irfanı, maneviyat ile aklıselimi bir arada yürütmenin gayreti içerisinde olmuşlardır. İslami ilimler ile pozitif ilimlerin ayrılmaz bir bütün olarak ele alınması, bizlere yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda hikmetli bir bakış açısı kazandırır. Bu bütüncül yaklaşım, ülkemizin son yıllarda ortaya koyduğu büyük atılım ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile de birebir örtüşmektedir. Maarif Modeli; evrensel bilgi ile milli ve manevi değerlerimizi buluşturan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirme vizyonunun somutlaşmış halidir.” dedi. Sempozyuma, Bakır’ın yanı sıra Eğitime Destek Platformu Başkanı Hüseyin Söylemez, Vali Yardımcısı Reşit Reşat Özdemir, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı İhsan Erkul, katıldı. Erkul yaptığı konuşmada “İmam hatip öğrencileri geleceğin dünyasını inşa edecekler. Gençlik ve bilim üzerine burada düşüncelerini paylaşacaklar, eleştirecekler ve krizler içinde olan dünyaya 'Benim de bir sözüm var' diyecekler. İmam hatip okullarının iki kanadı vardır: Bir yanda dini ilimler, diğer yanda fen ve sosyal bilimler. Kitabın ayetleri ve kâinatın ayetleri birlikte öğretiliyor. Bu model Türkiye'ye özgüdür ve artık uluslararası arenada tanıtılıyor. Bu model artık Türkiye'den yurt dışına ihraç ediliyor. Kur'an dersi ile başlayan gün kimya laboratuvarı ile devam ediyor, ardından İngilizce ve Arapça dersleri geliyor. İşte gelecek nesli bu vizyonla yetiştiriyoruz.” dedi. (21 Mayıs)


13. AKP'li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye Maarif Vakfı'na 2025 yılı için 6 milyar 774 milyon 954 bin TL'ye kadar kaynak aktarılmasına karar verildi. “Gölge Bakanlık” olarak adlandırılan ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından “yurtdışındaki FETÖ okullarını devralmak” için kurulan vakfa 2025 yılında yurt dışında örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul, eğitim kurumu ve yurtlar gibi tesisler açmak, yurt içi de dahil olmak üzere bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirmek, okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burs vermek, bilimsel araştırma-geliştirme çalışmaları ile yayınlar yapmak ve yeni metotlar geliştirmek ve faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütmek amacıyla aktarılacak para Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden çıkacak. (21 Mayıs)

14. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretim Genel Müdürlüğü Eğitim Politikaları Daire Başkanlığı; bakanlığktan imam hatip bünyelerinde “Çocuk gelişimi ve Eğitimi Programı” açılmasını talep etti. Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı ve Laiklik Meclisi Sözcüsü Özkan Rona; proje imam hatip okullarıyla her lise türünün denginin oluşturulduğunu belirterek; “Şimdiye kadar tarikat ve cemaatlerin evlerde ya da yurtlarda kaçak yollarla yürüttüğü ‘sıbyan mektebi’ çalışmaları bu haliyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından projeye dönüştürülmüş olacak” dedi. Cumhuriyet Gazetesinden Aytunç Ürkmez’in haberine göre Daire Başkanlığı’nın bakanlığa gönderdiği yazıda imam hatip bünyesinde açılması talep edilen bu programın; “öğrencilerin hem mesleğe, hem yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına” hazırlamak gerekçesiyle gereksinim olduğu belirtildi. Bu kapsamda daire başkanlığı; İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Samsun, Kocaeli, Sivas ve Aydın’da bu programların başlatılması talep etti. Talep edilen okullar ise şunlar oldu: İzmir Karaburun Anadolu İmam Hatip Lisesi ile Torbalı Şehit Cengiz Tokur Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Bursa İnegöl Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile Mustafakemalpaşa Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, İstanbul Kartal Medine Tayfur Sökmen Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Ankara Altındağ Mahir İz Anadolu İmam Hatip Lisesi, Kocaeli Gölcük Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Samsun İlkadım Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Sivas Merkez Abdulsamed Bal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Aydın Nazilli Şehit Sümer Deniz Anadolu İmam Hatip Lisesi. (22 Mayıs)
15. Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çalışkan, İl Müftüsü Faruk Gürbüz ile birlikte AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu İlim Yayma Cemiyeti Karaman Şubesi ile KMÜ İlim ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Medeniyet Öğrenci Topluluğu’nun üniversitede düzenlediği “Bu Zamanda Evlilik ve Aile” adı altındaki konferansta konuşmacı olan kadına yönelik şiddeti ve çocuk evliliklerini savunan Sosyal Doku Vakfı Başkanı gerici Nurettin Yıldız’a plaket verdi. Yıldız, konferans verdiği sırada bir grup yurttaş tarafından protesto edilirken, protesto edenlerin üzerine tekbir getirerek yürüyen grubun içerisinde AKP Karaman İl Başkan Yardımcısı Mustafa Kale ve Kızılay Karaman İl Başkanı Adem Küçükyarma da yer aldığı görüldü. (22 Mayıs)


16. İstanbul Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Akhan, Çekmeköy İmam Hatipliler Derneği (Çekimder) tarafından düzenlenen “Hayatın Bilge Yüzü Kitaplar” adı altında düzenlenen “kitap okuma yarışması” ödül töreni’ne Çekmeköy Kaymakamı Resul Çelik, Çekmeköy İlçe Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Abdülakif Tekin, AKP İlçe Başkan Yardımcısı Nazif Kartal ile birlikte katıldı. (23 Mayıs)


17. AKP’li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası MEB Robot Yarışması Ödül Töreni’ne katılarak konuşma yaptı. Tekin konuşmasında “Artık okullarımızda çocuklarımızın çok kolay, çabucak elde edebilecekleri bilgileri sunmak yerine onları gündelik hayatta beceriye dönüştürebilecekleri ve kendilerine bu becerileriyle yepyeni bir hayat tahayyül edebilecekleri bir alana dönüştü. Biz de eğitim ve öğretim süreçlerini buna dönüştürmeye çaba sarf ediyoruz. Bu süreçte 2024-2025 eğitim öğretim yılında uygulamaya koyduğumuz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin ana felsefesi de bu. Şunu yapmak istiyoruz. Artık çocuklarımız bilgiye çok kolay erişiyor. Bilgiye erişmek için okula gelmelerine gerek yok. Onun yerine okulda elde ettikleri bilgiyi, beceriye dönüştürebilecekleri bir süreç oluşturalım istiyoruz. Önümüzdeki 100 yılı eğer 'Türkiye Yüzyılı' yapmak istiyorsak, önümüzdeki yüzyıla damga vuracak yeni Selçuk Bayraktarlar yetiştirmek istiyorsak ancak bu şekilde mümkün. Biz de bunu yapmaya çaba sarf ediyoruz.” dedi. (25 Mayıs)
18. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu İlim Yayma Cemiyeti’nin 49 şube üzerinden 88 devlet okulunda “yaz okulu düzenleyeceği” ortaya çıktı. Yaz okullarında görev alacak eğitmenlerin maaşları, müftülükler ve halk eğitim merkezleri aracılığıyla doğrudan MEB bütçesinden karşılanacak. (26 Mayıs)

19. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu TÜGVA’nın Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde yapılan “yaz okulları tanıtım toplantısına” İl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Akmeşe, AKP’li Belediye Başkan Yardımcısı Abdulkadir Öksüz katıldı. (27 Mayıs)

20. 2025-2026 eğitim-öğretim yılıyla birlikte bazı illerde hayata geçirileceği duyurulan “Proje imam hatip ortaokulları” uygulamasına Eğitim Sen tepki gösterdi. Sendika proje imam hatip ortaokullarına tanınan ayrıcalıklı imkanların diğer okul türlerinde okuyan öğrencilere sağlanmamasının açıkça ayrımcılık olduğunu belirterek devlet okullarının farklı türleri (resmi ortaokullar, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, meslek liseleri vb.) için benzer desteklerin sağlanmamasının adaletsizlik yarattığına dikkat çekti. Eğitim Sen, “İmam hatip ortaokulları dışındaki kurumlarda okuyan öğrenciler neden ücretsiz yemekten, ücretsiz ulaşımdan veya burslardan faydalanmamaktadır?” diye sordu. Bazı il milli eğitim müdürlerinin okul müdürleriyle özel toplantılar yaparak 5. sınıfa geçecek öğrencilerin imam hatip ortaokullarına yönlendirilmesini istediğini belirten sendika, tanıtım broşürlerinde yer alan “24 kişilik özel sınıflar”, “alanında uzman öğretmenler”, “öğle yemeği” ve “burs” gibi imkanların yalnızca proje imam hatip ortaokulları için sunulması, diğer devlet okullarının ikinci plana itildiği ve okul türleri arasında eşitsizlik yaratıldığını ortaya koydu. (28 Mayıs)
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
1. AKP’li Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen “Aile ve Medya: Dijital Çağda Küresel Perspektifler Uluslararası Aile Sempozyumu” açılışına katılarak konuşma yaptı. “Uluslararası düzeyde daha güçlü bir aile diplomasisi geliştirmeliyiz.” diyen Göktaş konuşmasında “Hepimiz biliyoruz ki insanlığın en kadim, en evrensel, en güçlü kurumu ailedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi 'Ailenin, toplumun çelik çekirdeği, özü, nüvesi, güç kaynağı' olduğuna inanıyoruz. Öyle ki aile kurumuna ikame edilebilecek başka hiçbir kurum yoktur. Aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme gibi küresel ideolojik akımlar hızla yaygınlaşıyor. Teknolojik gelişmelerin dijitalleşmenin ve şehirleşmenin aileyi güçlendirmesi beklenirken çoğu zaman aile bağlarını zayıflatıyor. Modern hayatın dayattığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Gençler evlilikten uzaklaşıyor. Anne babanın rolleri zayıflıyor. Kuşaklar arası bağlar kopuyor. Aile konusunu öncelikli gündem haline getirmek için yürüttüğümüz aile diplomasisinin önemli bir parçasıdır. Birlikte ortaya koyacağımız her katkı yarının ailelerini koruma ve güçlendirme çabamıza ışık tutacaktır. Bugün başlattığımız diyalog, küresel bir aile dayanışmasının temellerini atmaktadır. Sınırların, sektörlerin ve görüş farklılıklarının ötesinde birlikte hareket etmeliyiz. Aileyi evrensel bir değer olarak yeniden tanımlamalı, bu değeri yenilikçi çözümlerle savunmalıyız.” ifadelerini kullandı. (22 Mayıs)
Gençlik ve Spor Bakanlığı
1. Gençlik ve Spor Bakanlığı (GSB), Türkiye'nin farklı illerinde düzenlenen Yaz Gençlik Kampları'nın haremlik-selamlık olarak planlandığını duyurdu. Bakanlığın resmi internet sayfasında yapılan duyuruda “Kamplarda kız ve erkek dönemleri ayrı ayrı olarak planlanırken, her kamp dönemi 6 gün sürecek.” ifadeleri yer aldı. (8 Mayıs)
2. Malatya Müftülüğü Gençlik Koordinatörlüğü, İlhan Akıncı KYK Yurdunda manevi danışmanlarla birlikte ödüllü münazara düzenledi. Etkinlikte gerici Savaş Barkçin’in “Medeniyet Aklı” adlı kitabı okutuldu. Diyanethaber’de etkinlikle ilgili “Etkinliğe katılım sağlayan öğrencilere teşvik amacıyla toplamda 15.000 TL ödül takdim edildi. Ödüller, münazara performansı, kitap değerlendirmesi ve katılım kriterlerine göre dağıtıldı.” ifadeleri yer aldı. (12 Mayıs)
3. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında Mardin Artuklu Üniversitesinde Rehber Gençlik Topluluğu isimli oluşum, “Dijital Çağda Aile Olmak” adı altında bir proje yürüttüğü ortaya çıktı. “Rehber Gençlik Topluluğu” üyelerinden Muhammed Raşit Özkoyuncu basına verdiği demeçte “Rehber Gençlik Topluluğu olarak Gençlik ve Spor Bakanlığının desteklediği ÜNİDES kapsamında ‘Dijital Çağda Aile Olmak’ temalı bir proje gerçekleştirmiştik. Bu proje çerçevesinde 2’si lise 3’ü ortaokul olmak üzere 5 okul belirledik. Bugün de Şehit Uğur Palancı Ortaokulu’ndayız. Dijital çağda aile olmak kapsamında geliştirdiğimiz projeyi sadece Mardin’de değil, Türkiye genelinde yaymaya çalışacağız. Bu kapsamda arkadaşlarımızla beraber ortak bir çalışma yürüteceğiz. Bu konunun mefhumunu gençlerimize, çocuklarımıza anlatırken Fahri Kâinat Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ı örnek gösteriyoruz. O’nun aile hakkındaki hadislerini anlatmaya çalışıyoruz. Nasıl ki her şey atomdan oluşuyorsa toplum da aileden oluşuyor.” dedi. (22 Mayıs)
4. ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı Ahmet Cömert Spor Salonu'nda İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün desteğiyle ve Ülker sponsorluğunda “15. İmam Hatip Spor Oyunları Ödül Töreni” düzenledi. Kuran tilavetiyle başlayan programda İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Gençlik ve Spor Müdürü Muhittin Özbay ve Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Ahmet İşleyen de katılarak birer konuşma yaptı. (27 Mayıs)

Sağlık Bakanlığı
1. Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 11.10.2023 Bilim Komisyonu kararıyla kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezinde çalışan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Uzmanı” Doktor Celal Ayral, “Geleneksel tedaviler 5 bin yıldan uzun bir süredir halk arasında zaten uygulanan tedavilerdir. Bu tedaviler bilimsel yönlerini de kazanmasıyla halkın ona olan güveni artmaktadır. Halkımız atalarından gördüğü şekliyle bu tedavileri uygulayagelmiştir. Günümüzde dünyada da bu tedavi içeriği artmaktadır. Daha sık kullanılmaktadır. Geleneksel tıp ve modern tıp dediğimiz iki kavram, aslında ikisi de insan sağlığı üzerine odaklanmıştır. Sadece birisi lokal, bölgesel bakıyor, diğeri ise bütüncül bakıyor. Bakış açıları farklı, fakat ikisi de insan sağlığına odaklanmıştır. Elbette ki ikisinin de entegre edilmesiyle hem daha sağlıklı sonuçlar alınabilmekte hem de bu tedavilere olan güven artmaktadır. Ayrıca yan etkilerin görülmesi azalmaktadır. Hacamat için örnek vermek gerekirse, hacamattan önce kan tahlilinin yapılması, kansız ve enfeksiyonu olan kişilere hacamatın yapılmasını engelleyecektir. Yapılan sülük tedavisinde de kişinin kullandığı ilaçlar modern tıp ile sorgulandığı zaman sülüğün bilimsel olarak tespit edilen aktif enzimleriyle kullanılan ilaçların etkileşimi önlenmiş olur. Böylece kişide yan etkiler görülmemiş olur. Kısaca kan sulandırıcı alan bir insan sülük tedavisi yaptığı zaman daha çok yan etkiler gelişebilir.” dedi. (7 Mayıs)
2. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği’ne giden 25 yaşındaki kadın yurttaş tedavisinin “evli olmadığı” gerekçesiyle yapılmadığını söyledi. BirGün Gazetesinden Sarya Toprak’ın haberine göre yaşadıklarını anlatan yurttaş, “Daha önce de gittiğim bir doktordu. 23 Mayıs Cuma birtakım testler yaptırdım. Doktor pazartesi tekrar gelmemi, sonuçlara göre tedaviye başlayacağını söyledi. Ancak dün hastaneye gidip sıra almaya çalıştığımda ise ‘evli olmadığım için tedavimin yapılamayacağı’ yanıtını aldım ifadelerini kullanarak “Evli olmak gibi bir şart olmadığını, daha önce de aynı doktora geldiğimi söylediğimde 2 gün önce yönetmelik değişti yanıtını aldım” dedi. Memurların kendisini Gençlik Danışma ve Sağlık Hizmet Merkezi’ne yönlendirdiğini ve orayla görüşmesi gerektiğini belirten kadın yurttaş sözlerine şöyle devam etti: “Gençlik merkezi dedikleri yerde psikiyatristler de var. Ben 1 senedir düzenli olarak doktora zaten gittiğimi ifade ettiğim halde 2 kişi karşıma oturup ilk kez doktora gidiyormuşum gibi konuşmalar yaptı. Tedavimin yapılmasını talep ettiğimde ise orada da ‘evli olmadığım’ için tedavimin yapılamayacağını ilettiler. Daha önce reçete edilen ilaçları kullanabilirsin dediler. İlaçlar yeterli olmadığı için doktorumun tedavi önerdiğini belirttiğimde ise yapacak bir şeyimiz yok cevabını aldım. Sonrasında Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nü aradım fakat şikâyet oluşturduk diyerek geçiştirdiler.” (27 Mayıs)
3. AKP’li Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Mardin’de Vali Tuncay Akkoyun ve beraberindeki heyet ile birlikte basına yaptığı açıklamalarda “Doğurganlığı arttırmaya, sezaryan oranlarını düşürmeye çalışıyoruz. Koruyucu ve temas sağlığı insanlarımızla beraber sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir Türkiye yüzyılı yapmaya çalışıyoruz. Malum olduğu üzere Mardin, Suriye devletinin sınır komşusu. Suriyeli kardeşlerimize de sağlık hizmetini ulaştırmak için her türlü desteği vereceğiz. Suriye’nin yeniden yapılandırmasında ve sağlık noktasında etkin bir rol oynayacağız.” dedi. (30 Mayıs)
4. Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde yapılan güncellemeyle yapıldı. Jinekoloji (kadın hastalıkları ve doğum) bölümünden randevu almak isteyen 25 yaş altı kadınlar sadece evliyse randevu alabilecek. MHRS sistemindeki güncellemede, Jinekoloji (kadın hastalıkları ve doğum) bölümünden randevu almak isteyen yurttaşlar randevu sekmesine tıkladıklarında “25 yaş altı evli, 25 yaş üstü tüm kadınlara (gebelik harici) bakılmaktadır” olma şartı ile karşılaştı. (31 Mayıs)
İçişleri Bakanlığı
1. Gazeteci Tolga Şardan, T24’te “FETÖ ile mücadele ne zaman biter?” başlıklı yazısında Emniyet içinde taşrada yaşananlara sorunlara değinerek “Aile içi şiddet bürosunda görevli kadın polisin, ihbara giderken aynı ekipte erkek polis bulunmasından rahatsız olup ‘ben bu araca binmem’ dediği kentler var” dedi. Şardan yazısında “Bir küçük bilgi daha vereyim; kimi il emniyet müdürlerinin gündelik sıkıntıları arasında personelin farklı tutumları önemli rol alıyor. Örneğin, aile içi şiddet bürosunda görevli kadın polisin, ihbara giderken aynı ekipte erkek polis bulunmasından rahatsız olup ‘ben bu araca binmem’ dediği kentler var. Oysa, bu görev sırasında her ihbara giden polis ekibinde mutlaka bir kadın polis bulunması gibi usul var. Bu durumda kadın polisin görev yerini değişmesi gündeme geliyor ve kısır döngü başlıyor. Başka bir örnek vereyim; polis merkezinin yani karakolun ifade alma odasında görev yapması istenilen erkek polis, “odada kadın polis var, ben onunla aynı büroda çalışmam, caiz değil” görüşüyle amirlerinin karşısına geçiyor. Bir diğeri; polis birimlerinin denetimi sırasında denetime gelen kadın amir, nöbetçiden tekmil aldıktan sonra ‘teşekkür edip, toka yapmak için elini uzattığında’ erkek nöbetçi memur, yine ‘caiz değil’ diyerek denetici kadın amire – ki bu uygulama Emniyet’te usuldür - elini uzatmıyor. Bunlar taşradaki pek çok kentte yaşanan gündelik olaylar!” ifadelerini kullandı. (27 Mayıs)
Milli Savunma Bakanlığı
1. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için “disiplinsizlikle” suçlanarak TSK’dan ihraç edilen Kara Harp Okulu dönem birincisi Ebru Eroğlu ve 4 arkadaşının 4’e karşı 5 oyla oy ile alınan ihraç kararında karşı oy kullanan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Tevfik Algan’ın istifasının ardından yerine, teğmenlerin ihracı yönünde oy kullanan bir Tümgeneralin getirildiği ortaya çıktı. (7 Mayıs)
2. Menzil Cemaati’nin jandarmada örgütlendiği iddialarıyla gündem olan Jandarma Komutanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin (JSGA) bulunduğu yerleşkedeki camide görevli bir imamın askeri öğrencilerle camide toplantılar yaptığı ortaya çıktı. BirGün Gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre “JSGA Camii Gönüllüleri” isimli bir WhatsApp grubu da kuruldu. Grupta imam Adem Serdar T. ile askeri öğrenciler bulunuyor. Grupta yapılan yazışmalarda, imam eşliğinde hafta sonları Çankaya İlçe Müftülüğü’nün Gençlik Merkezi’nde buluşmalar organize edildiği görüldü. Gruptaki bir yazışmada bir askeri öğrencinin “Hocam bu akşam sohbet var mı?” diye sorduğu imam Adem Serdar T.'nin “Evet var, yatsı namazından sonra” yanıtı yer aldı. Grupta imam Adem Serdar T.’nin “Arkadaşlar bu akşamki dersimiz Kuran'da kâfirlerin özellikleri ve Müslümanı küfre düşürecek söz ve davranışlar, hepinizi bir çay içmeye bekliyorum” ifadeleri ile Doğukan O. isimli bir şahsın “Selamünaleyküm arkadaşlar bildiğiniz üzere dünden itibaren Pençe Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan 12 kardeşimiz ve tüm şehitlerimiz için hatim okuyorsunuz. Okuduğunuz bu hatim ve başka gelen diğer hatimlerin duası için özel bir program hazırlıyoruz. Program Cumartesi sabah namazında (saat 07.00-09.00 arası) ilçe müftümüz ve özel davetli hocaların katılımıyla kuran ziyafeti tesbihat dua ve çorba ikramı şeklinde icra edilecek sizleri bekliyoruz” ifadelerini yazdığı görüldü. (17 Mayıs)

3. Bursa Işıklar Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu'nda "Işıklar Mescidi" açıldı. Dualarla yapılan açılış törenine Bursa Valisi Erol Ayyıldız, İlçe Kaymakamı Metin Esen, AKP’li Yıldırım Belediyesi Başkanı Oktay Yılmaz, İlçe Müftü Vekili Halil İbrahim Özbudak, Işıklar Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanı Jandarma Pilot Albay Celal Kürşad Konukçu katıldı. (23 Mayıs)

4. Ege Ordusu İstihkâm Savaş Tabur Komutanlığı ve 1'inci Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığı unsurları, Menteş bölgesinde müşterek bot eğitimi yapıldı. Eğitim sırasında botlarla denizde Allah yazıldı. Birçok gerici sosyal medya hesabı görüntüleri “Kadeh tokuşturan ordudan, denize botlarla “Allah” yazan orduya… Ege Ordusu İstihkâm Savaş Tabur Komutanlığı mehmetçiklerinin “Müşterek Bot Eğitimi” icra ettiği tatbikatta gurur verici görüntüler!” ifadeleriyle paylaştı. (25 Mayıs)


Kültür ve Turizm Bakanlığı
1. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim Yayma Cemiyeti tarafından düzenlenen “Sağlıkta Teknolojik İstiklal Çalıştayı” Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü’ne tahsis edilmiş olan Yassıada’da yapıldı. Çalıştay’da “İlim Yayma Ödülü” verilen “bilim insanları” tarafından “Sağlıkta Teknolojik İstiklal” bildirgesi imzalandı. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Rektörü İlhami Gülçin, İlim Yayma Cemiyeti tarafından Yassıada’da düzenlenen "Sağlıkta Teknolojik İstiklal" çalıştayına katıldı. İilim Yayma Ödülü alarak bildirgeyi imzalayan isimler şöyle: Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Rektörü İlhami Gülçin, Fikrettin Şahin, Mehmet Zahmakıran, İlyas Kemaloğlu, Zekai Şen, Mustafa Soylak, İbrahim Akduman, Zekeriya Kurşun ve Hümeyra Özturan. Bildirgede önerilen politika stratejileri arasında Sağlık Sanayi Başkanlığı'nın kurulması, AR-GE ve inovasyonun güçlendirilmesi, yerli üretim oranlarının artırılması gibi maddeler yer alırken, haber Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi resmi sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı. (5 Mayıs)

2. Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kültür Merkezi’nde HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından “Son Kale: Aile” paneli düzenledi. Kuran tilavetiyle başlayan programda konuşan HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün “İmzalanan uluslararası sözleşmeler, bunlara karşı çıkartılan kanunlar, izlenen politikalar, televizyon programları ve özellikle gündüz kuşağı yayınları, aile kurumunu adeta ayaklar altına alacak şekilde sunulmuştur. Maalesef, bugün geldiğimiz noktada bu unsurların etkisi büyüktür. 1926 yılında İsviçre'den getirilen Medeni Kanun, olduğu gibi kabul edilmiştir. Oysa bir toplum için kanunlar, sorunları çözmek amacıyla; o toplumun gelenekleri, görenekleri ve kültürleri baz alınarak yapılmalıdır. Ancak bizde kanunlar, toplumu değiştirmek ve dönüştürmek için yapılmakta ya da doğrudan başka ülkelerden kopyalanmaktadır. Kadına karşı her türlü ayrımcılığı önleme’ adını taşıyan SEDAW da, yine Birleşmiş Milletler tarafından 1971’de imzaya açılmış ve ülkemiz tarafından 1985’te imzalanmıştır. Bu anlaşma doğrultusunda Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Örneğin; erkek, aile reisliğinden çıkarılmış ve bu kavram kaldırılmıştır. İlk kez 1995 yılında ‘cinsel sapkın’ olarak nitelendirilen bir dernek açılmıştır. Ayrıca, 1988 yılına kadar süresi sınırlı olan nafaka uygulaması, sınırsız hâle getirilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle evlilik içi tecavüz kavramı getirilmiştir. Tüm bu gelişmelerin toplumsal etkileri sürerken, 2011 yılında ‘İstanbul Sözleşmesi’ imzalanmıştır. maalesef şiddeti önlemek yerine, son 10 yılda şiddetin daha da artmasına sebep olmuştur. Bu sözleşme, Avrupa Birliği’nin düzenlediği bir anlaşmadır. Bu süreçte, doğal ve fıtri olanı savunmak suç hâline gelirken, cinsel sapkınlıkların normalleştiği bir döneme girilmiştir. Her ne kadar bu sözleşme feshedilmiş olsa da, toplumda etkileri devam etmektedir. Bu sözleşmeye bağlı olarak 2012 yılında 6284 sayılı yasa çıkarılmıştır. Aileyi, kadına yönelik bir tehdit olarak gören ve aile karşıtı bir ideolojinin mensuplarınca hazırlanmış olan bu yasanın, iyi niyetli olması, şiddeti önlemesi ve aileyi koruması mümkün değildir. Çözüm ise, bu yasanın ya tamamen yürürlükten kaldırılması ya da ciddi şekilde revize edilmesidir.” ifadelerini kullandı. 100 yıldır laik ve seküler bir sistemle yönetildiklerini söyleyen Sülün, “Bu sistem, topluma sürekli olarak ahlaksızlığı pompalamaktadır. Aslında dünya için tek çözüm; İslam’ın kadını, erkeği ve evladı konumlandırdığı görevleri, hakları ve sorumlulukları belirlediği düzendir. bugün dünyada aileyi, kadını gerçek anlamda koruyabilecek ve evliliğin devamını sağlayabilecek tek öğreti, İslam’ın aile modelidir. Bizler, İslam’ın aile modelini; kadına yüklediği roller ve sorumluluklarla birlikte, dünyaya sunulması gereken yegâne çözüm olarak ortaya koymak zorundayız.” dedi. (22 Mayıs)

3. Gümüşhane İl Kültür Turizm Müdürlüğü Merkezinde, İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu tarafından “Fıtratın Korunması ve Aile” başlıklı konferans düzenlendi. Kuran tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut “Son yıllarda yaşanan cinsiyetsizleştirme çabalarına üç perspektifle bakmalıyız. Biyolojik psikolojik ve ideolojik yaklaşım. Biyolojik bozukluklar tıbbın alanındadır erken tanı ve takiple aileler tedbirlerini alırlar. Ancak ebeveynlerin davranış bozuklukları ve yanlış rol tanımlamaları çocukların cinsiyet kimliklerini oluşturmalarında olumsuz psikolojik etkiler oluşturacaktır ve hepsinden önemlisi tüm dünyayı etkisi altına almaya çalışan ideolojik tahribat ise duyguların hazların öne çıkması ile bir neslin tahribatı ve aile kurumunun yok edilmesidir. Fıtratın getirdiği kadın ve erkek kimliğinin ötesinde cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında ciddi tedbirler almalı farkındalık çalışmaları geliştirmeliyiz." ifadelerini kullandı. (28 Mayıs)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
1. AKP’li Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ile Suriye arasında "Enerji, Madencilik ve Hidrokarbon Alanlarında Mutabakat Zaptı"nın imzalandığını açıkladı. Şam’a yaptığı ziyaret kapsamında Suriye’yi ele geçiren cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) yönetiminin Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir ve Colani ile de görüşen Bayraktar “Şam ziyaretimiz kapsamında Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed El Şara tarafından kabul edildik. Türkiye-Suriye arasında enerji ve madencilik alanındaki iş birliği imkânlarını istişare ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye politikasında ortaya koyduğu çözüm odaklı, diyalog temelli ve insani hassasiyetleri önceleyen yaklaşımıyla süreci dikkatle ve titizlikle yürütüyoruz.” dedi. (22 Mayıs)


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (DİB) – TÜRKİYE DİYANET VAKFI (TDV)
1. Diyanet İşleri Başkanlığının Cuma hutbesinde “Zina; dinen ve hukuken geçerli bir nikâh bağı olmayan erkek ve kadın arasındaki birlikteliktir. Zina; aile kurumuna yapılan en büyük saldırıdır. Allah’ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır. ‘Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. ‘Çapkınlık’ denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)’ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah’ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır. İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. Hâsılı, göz, harama baka baka; kulak, günahı dinleye dinleye; dil, kötülüğü konuşa konuşa zinaya alışmakta, sonrasında bu çirkin fiili işlemek sıradan hale gelmektedir. Zinanın panzehri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir. Gençlerimizi evliliğe teşvik edelim. Dinen ve hukuken evlilik çağına ulaştıklarında onların evlenmelerine yardımcı olalım. Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarındaki üçüncü kişi şeytan olur.” ifadelerine yer verildi. (2 Mayıs)
2. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuzey Ankara Külliyesi Takva Kongre Merkezi’nde İslamcı terör örgütü Hizb-ut Tahrir’le bağlantılı Köklü Değişim Dergisi tarafından “Büyük Gazze Konferansı” adı altında etkinlik düzenlendi. Sunuculuğunu Köklü Değişim İstanbul Temsilcisi Muhammed Emin Yıldırım’ın yaptığı etkinlik “Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Birincisi” ve İmam Hatip Mustafa Özcan Güneşdoğdu tarafından Kuran tilavetiyle başladı. Programda konuşma yapan İslamcı terör örgütü Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, “Gazze dâhil bugün yeryüzündeki tüm işgallerin son bulmasının kalıcı ve gerçek çözümü bölünmüş ve parçalanmış olan İslam ümmetinin vahdetini sağlayacak ve yeniden Müslümanları tek bir çatı altında toplayacak olan Raşidi Hilafet’in kurulmasıdır” dedi. Etkinlikte, Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten İslamcı terör örgütü ve İslamcı terör örgütü Hizb-ut Tahrir’le bağlantılı yapı ve isimler yer aldı. İslami Dayanışma Platformundan Necmettin Irmak, Medrese Âlimleri Vakfı Başkanı Tayyip Elçi, Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Göktaş, Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Ali Karadaği gibi isimler konuşma yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Abdürrezzak Ateş de etkinlikte yer alarak yaptığı konuşmada, Köklü Değişim’e teşekkür etti. Köklü Değişim yazarlarından Abdullah İmamoğlu da konuşmasında “Ey kâfirler sizler kerih görseniz de Hilafet kurulacaktır. Çünkü bu Rasul’ün müjdesi ve Allah Subahehu ve Teâla’nın vaadidir. Sizler Hilafet gerçeğiyle elbet yüzleşeceksiniz. Sonra ne mi olacak? Ve sonra yenilecek ve cehenneme sürüleceksiniz” ifadelerini kullandı. Salonda program boyunca, “Hilafet Kurulsun, ‘İsrail’ Yok Olsun”, “Tek Ümmet Tek Devlet Tek Çözüm Hilafet”, “Hayber Hayber Ya Yahud, Ceyşu Muhammed Sevfe Yeud” (Hayberi Hatırlayın Ey Yahudiler! Muhammed'in Ordusu Geri Dönecek)”, “Ordular Aksa’ya” sloganları atılarak tekbirler getirildi. (4 Mayıs)



3. Diyanet İşleri Başkanlığının “Vakıf: Yaratan’a Hürmet, Yaratılana Merhamet”başlıklı Cuma hutbesinde, “İslam medeniyeti aynı zamanda bir vakıf medeniyetidir. Müslüman da bu medeniyeti yaşatan insandır. Ecdadımız; inşa ettiği camiler, medreseler, hastaneler, aşevleri, kütüphaneler, kervansaraylar, köprüler ve çeşmeler ile iyiliğin öncüsü olmuştur. Hayırla yâd edilecek nice eserler bırakmıştır. Cenâb-ı Hakk’ın, “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır…” müjdesine nail olmak için aziz milletimiz, yeri geldiğinde din, vatan ve mukaddesat uğrunda seve seve canını vermiş, yeri geldiğinde ise bütün malını Allah rızası için infak etmekten geri durmamıştır. Bütün hayır yerleri ve eserleri, bağışlayanların emanetleridir. Allah’a adanmış, insanlığın hizmetine sunulmuş mekânlardır. Dolayısıyla bu eserleri ve gelirlerini amaçları dışında kullanmak, onların zayi olmasına sebep olmak ağır bir vebal, büyük bir günahtır. Onları kapatmak ise sadece bağışlayan kişinin değil; o bağıştan istifade eden tüm insanların hakkına ihanettir. Vakıflar, Yaratan’a hürmet, yaratılanlara şefkat ve merhamet niyetiyle kurulur. Bugün, ne yazık ki bazı vakıf ve dernek görünümlü yapılar, yardım ve hizmet görüntüsü altında milletimizin en kıymetli hazinelerine; inancımıza, ahlaki değerlerimize, aile yapımıza ve gençlerimize zarar veren yıkıcı faaliyetlerde bulunabilmektedirler. Özellikle eğitim, kültür ve sanat adı altında yapılan kimi çalışmalarla gerçek hayatta ve dijital mecralarda genç dimağları zehirleyebilmektedirler. Oysaki yüce dinimiz İslam’a göre, hangi ad ve amaçla olursa olsun, Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan faaliyetler yürütülemez. İnancımıza, tarihimize ve değerlerimize aykırı, barış ve huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kasteden etkinlikler gerçekleştirilemez. Fıtratı bozan, yuvaları yıkan, aile kurumunu temelinden sarsan; insanın mal, can, şeref ve haysiyetine zarar veren çalışmalarda bulunulamaz. Kötülüklerin, hayâsızlığın, batıl ideolojilerin ve sapkın fikirlerin gençlerimiz arasında yayılmasına sebebiyet verilemez. Hayvan hakları istismar edilerek şahsi çıkar ve menfaat uğruna insan hayatı değersiz görülemez.” ifadeleri yer aldı. (9 Mayıs)
4. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, 120 günde 42 milyar 483 milyon 861 bin TL harcadığı ortaya çıktı. Başkanlık, Türkiye’de on milyonlarca yurttaşın yoksullukla mücadele ettiği Ocak-Nisan döneminde günde 354 milyon TL kaynak kullandı. BirGün Gazetesinden Mustafa Bildircin’in haberine göre 2025 yılına 130,1 milyar TL'lik bütçe ile başlayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında gerçekleştirdiği toplam harcama hesaplandı. Başkanlığın Ocak-Nisan 2025 dönemini kapsayan 120 günde yaptığı toplam harcama 40 milyar TL'yi aştı. Diyanet, dört ayda gerçekleştirdiği dev harcama ile çok sayıda bakanlığın harcamasını geride bıraktı. Kamu idarelerinin harcamalarını ortaya koyan mali verilere göre, Ocak 2025’te 13 milyar 430 milyon 10 bin TL’lik kaynak kullanan Diyanet İşleri Başkanlığı, Şubat 2025’te ise 9 milyar 450 milyon 731 bin TL’lik harcamaya imza attı. Başkanlık, milyarlarca lira harcama geleneğini Mart ayında da sürdürdü. Başkanlığın Mart ayı harcaması kayıtlara, 9 milyar 659 milyon 779 bin TL olarak geçti. Diyanet, Türkiye'deki ekonomik krizin giderek derinleştiği Nisan ayında ise 9 milyar 943 milyon 341 bin TL’lik harcama gerçekleştirdi. (15 Mayıs)
5. Diyanet İşleri Başkanlığının “Aile: Güven, Sadakat Ve Merhamet Yuvası” başlıklı Cuma hutbesinde “Çocuklar, annenin şefkat ve merhametine ihtiyaç duyduğu kadar babanın da otoritesine ve disiplinine muhtaçtır. Dolayısıyla çocukları eğitme ve terbiye etme, iyi bir insan olarak yetiştirme sorumluluğu; sadece bakıcılara, okullara, televizyonlara, tabletlere ve bilgisayarlara bırakılmamalıdır. İnsan fıtratının korunması, ancak bilinçli aileler aracılığıyla sağlanır. Milli ve manevi değerlerine bağlı nesiller, inançlı bir aile ortamında yetişir. Evlilik; insan fıtratının bir gereğidir. Dünyada huzur ve mutluluğa, ahirette ebedi cennete ulaştıran mukaddes bir başlangıçtır. Aile yapımızı tehdit eden, geleceğimizi karartan zararlı akımlara karşı daha dikkatli olalım. Unutmayalım ki, fıtratın korunması ve ailenin güçlendirilmesi yalnızca anne ve babanın sorumluluğunda değildir. Bu hususta sorumluluk sahibi herkes, bütün kurum ve kuruluşlar görevlerini hakkıyla yerine getirmenin daha fazla gayretinde olmalıdır.” ifadeleri yer aldı. (16 Mayıs)
6. Kuzey Kıbrıs'ta konser verdiği sırada sahnede kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Volkan Konak'ın ölümüne ilişkin sosyal medyadan “Sahnede gebermiş” ifadelerini kullanan Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, Kocaeli'ye vaiz olarak atandığını duyurdu. Mehmetalioğlu, vaiz olarak atanmasına ilişkin olarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Arkadaşlar Kocaeli'ye vaiz olarak tayinim çıktı. Bir savaşa girildiyse bedelini de ödeyeceğiz elhamdülillah. Rabbim bu tayine izin verdiyse daha büyük hayırlar gelecek demektir. Allah var sorun yok.” ifadelerini kullandı. (20 Mayıs)
7. İstanbul Bahçelievler’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yatılı erkek Kuran kursunda çalışan bir ‘usta öğretici’, hakkında yaşları 10-16 arasında değişen 24 çocuğa "çocuğa yönelik cinsel istismar” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarını işlediğini iddiasıyla iddianame hazırlandı. Mağdur çocuklar uzman eşliğinde verdikleri ifadelerinde, hem kendilerinin hem de diğer çocukların istismara uğradığını söyleyerek detaylı anlatımda bulundu. Başsavcılık, suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşıldığını belirterek, şüphelinin ‘’çocuğa yönelik cinsel istismar” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 24 kez ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti. (28 Mayıs)
8. İstanbul Bahçelievler Müftülüğü'ne bağlı Bilali Habeşi Camisindeki 4-6 Yaş Kuran kursunda “hatim alayı fethi” programı düzenlendi. “Fetih Şöleni” olarak duyurulan programda Kuran tilaveti ve dualar okundu. (28 Mayıs)


9. Şanlıurfa Viranşehir İlçe Müftülüğü tarafından Viranşehir Tepret Camisinde 4-6 Yaş Kuran kursları yıl sonu etkinliği düzenlendi. Kız çocuklarına türban takılan programda çocuklara Kuran tilaveti ve hatim duası okutturuldu. (30 Mayıs)


10. Nazilli İlçe Müftülüğüne bağlı Hacı Mehmet Yorgancılar 4-6 yaş Kuran kursu Nazilli Belediyesi Tiyatro Salonu'nda yıl sonu programı düzenledi. Programda çocuklara Kuran tilaveti, mehteran gösterisi ve Filistin temalı gösterinin yanı sıra Kabe maketi etrafında tavaf ettirildi. (30 Mayıs)


BELEDİYELER
1. AKP’li Ahmet Cin’in yönettiği Pendik Belediyesi’nin defalarca AKP İlçe Başkanlığı için yemek siparişi verdiği, AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın kirasını ödediği ve belediye kasasından bir ton baklava aldığı ortaya çıktı. BirGün Gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre, CHP’li meclis üyeleri, Pendik Belediyesi’nin 2024’te TÜGVA’ya ait öğrenci yurdunun 241 bin 612 TL’lik kirasını ödediğini belirledi. Belediye, Yedi Hilal Derneği’ne ait yurdun da 38 bin 422 TL’lik kirasını ödedi. Pendik Belediye Başkanı AKP’li Ahmet Cin’in beş danışmanı olduğu ve 2024’te danışmanlara toplam 6 milyon TL maaş ödendiği belirlendi. Ayrıca Cin’in belediye bütçesinden düğünlerde takılmak üzere 1 milyon 870 bin TL’lik takı aldığı, misafir ağırlama restoran ve market giderleri olarak 2 milyon 500 bin TL harcandığı ayrıca Gazi Burma isimli tatlıcıdan 332 bin TL’lik baklava alındığı öğrenildi. CHP’li meclis üyeleri bu harcama ile bir ton baklava alındığını ifade etti. Belediyenin yemek siparişlerini de inceleyen CHP’li meclis üyeleri, “Belediyemizin özel kaleminden defalarca AKP İlçe Merkezi’ne gönderilmek üzere yemek siparişleri verildiği tespit edilmiştir” dedi. (7 Mayıs)
2. AKP yönetimindeki Hatay Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, Hatay'la Suriye'nin İdlib ve Lazkiye şehirlerinin “kardeş şehir” olması kararlaştırıldı. AKP'li Hatay Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, mayıs ayı olağan meclis toplantısı birinci oturumu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk yönetiminde Dursunlu Mahallesi'ndeki Defneevi'nde yapıldı. Toplantıda, 54 gündem ile gündem dışı maddeler görüşülerek karara bağlandı. Hatay ile Suriye'nin İdlib ve Lazkiye şehirleri arasında dayanışma ve işbirliğinin artırılması amacıyla "kardeş" şehir olması, bu kapsamda ortak hizmet projelerinin yürütülmesi için meclis kararı oy çokluğuyla kabul edildi. Suriye’deki emperyalizm destekl savaş sırasında El Kaide kökenli cihatçı örgütlerin konuşlandığı şehir olan İdlib’de faaliyet yürüten cihatçı terör örgütü El Nusra daha sonra Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) adını alarak şehrin kontrolünü tamamen ele geçirmiş, Aralık aıynda ise Suriye'yi tamamen işgal ederek iktidara gelmişti. Lazkiye’de ise ağırlıklı olarak İdlib’den gelen cihatçı çeteler aylardır Alevileri katlediyor. (14 Mayıs)
3. AKP'li Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Çorum Meydanındaki banklara cinsiyet ataması yaptı. Sosyal medya hesabından son uygulamasını çektiği bir video ile X hesabından paylaşan Aşgın, "Tarihi Çorum Meydanı'nda kadınlarımız için ayırdığımız banklar, sadece hanımefendilerin " ifadelerini kullanarak belirli bir bölgedeki bankların sadece kadınlara ayrıldığını açıkladı. Çorum meydanına bankların cinsiyet ataması ile ilgili olarak bir de uyarı levhası asıldığı görüldü. Levhada “Bu banklar hanımefendilere ayrılmıştır” ifadeleri yer alıyor. (22 Mayıs)


4. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim Yayma Cemiyeti Darıca Şubesinin düzenlediği “100 Hadis Ezbere Okuma Yarışması” AKP’li Kocaeli Darıca Beeldiyesi Adnan Menderes Kültür Merkezinde yapıldı. Finale kalan 13 öğrenciye umre ödülü verildi. (22 Mayıs)

ÜNİVERSİTELER
1. Siirt Üniversitesinde, “Düşünce ve Medeniyet Topluluğu” isimli bir grup tarafından tarafından “Selahaddin’den Gazze’ye Direniş Ekseni” başlıklı konferans ve Gazze temalı şiir yarışması ödül töreni düzenlendi. Kuran tilavetiyle başlayan programa katılan Rektör Yardımcısı ve Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı’ndan sorumlu Fevzi Hansu ve Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Erhan Akın birer konuşma yaptı. (6 Mayıs)
2. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde, Kudüs Araştırmaları, “Bilge Gençlik” ve “Cami Gençliği” isimli gruplar ile “Bilim ve Hikmet Araştırmaları Merkezi (Bilhikem)” isimli oluşum tarafından “8. Uluslararası Sosyal Bilimler Öğrenci Sempozyumu”, “Tüm Yönleriyle Filistin” adı altında düzenlendi. Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda Kuran tilavetiyle başlayan programa, Rektör Yardımcısı Cemil Göya katılarak bir konuşma yaptı. (10 Mayıs)

3. İstanbul, Boğaziçi Üniversitesinde İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) isimli oluşum, sosyal medya hesabından "İslami ilimler herkes için gerekli midir? Eğer gerekliyse ne ölçüde öğrenilmelidir?" başlıklı etkinlikte konuşmacı olarak kadına yönelik şiddeti ve çocuk evliliklerini savunan Sosyal Doku Vakfı Başkanı gerici Nurettin Yıldız’ın duyurusunu yaptı. Yıldız, daha önce yaptığı bir açıklamada çocuk evliliklerinin Kuran’a uygun olduğunu savunarak, “Evlilikle ilgili şeriatımız İslam’ın yaş haddi yoktur. Bluğ çağından önce de bir çocuk evlenebilir. Küçük çocukların da evlenebileceklerine dair hüküm Talak Suresi’nin 4. ayetidir. Aybaşı olmamışlar üç ay beklesin diyor. Kim aybaşı olmaz? Çocuk yaştakiler. Demek ki Kuran, çocukların aybaşı olmadan önce nikâhlanabileceklerini de kabul ediyor” demişti. (12 Mayıs)

4. Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü’nün (BİSAK) kadına yönelik şiddeti ve çocuk evliliklerini savunan Sosyal Doku Vakfı Başkanı gerici Nurettin Yıldız ile yapacağı etkinliği protesto etmek amacıyla toplanan öğrenciler kampüslerinde ablukaya alındı. Öğrencilerle birlikte T24 muhabiri Can Öztürk de işkenceyle gözaltına alındı. Gözaltına alınan 97 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinden 6'sı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öğrencilerin, BİSAK’ın etkinliğini protesto etmek için toplanmaya çağırmasının ardından etkinliğin ertelenmesinin duyurulmasından kısa süre sonra islamcı terör örgütü İBDA-C ile bağlantılı Büyük Doğu Akıncıları Gençlik Teşkilatı, X hesaplarından etkinliğe katılım göstereceklerini duyurarak, üniversitenin Güney ve Kuzey Kampüs kapıları önünde eylem düzenleyerek şeriat çağrısı yaptı. Polisin gruba müdahale etmediği görüldü. Dernek, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarda Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini hedef alarak "leş yığını" ifadelerini kullandı. Paylaşımlarda, “Kan Can Pahası Şeriat Kavgası” başlığı altında, “İslâm için feda-i can eden şehirlerimizin bize vatan kıldığı bu topraklarda Şeriât karşıtlığına geçit vermeyeceğiz” ifadeleri yer aldı. (13 Mayıs)

5. Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü’nün (BİSAK) kadına yönelik şiddeti ve çocuk evliliklerini savunan Sosyal Doku Vakfı Başkanı gerici Nurettin Yıldız ile üniversite kampüsünde yaptığı etkinliği “BİSAK olarak bütün provokasyon ve taşkınlıklara rağmen etkinliğimizi gerçekleştirdik elhamdülillah.” ifadeleriyle paylaştı. (13 Mayıs)

6. İstanbul Üniversitesi, resmi sosyal medya hesaplarından düzenleyeceği Gençlik Festivali'nin programını yayınladı. Filistin başlığıyla düzenlenen etkinliklerin “Kuran-ı Kerim, dua ve akşam namazıyla sona ereceği görüldü. (13 Mayıs)

7. İstanbul, Boğaziçi Üniversitesinde İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) isimli oluşum, sosyal medya hesabından "İslami ilimler herkes için gerekli midir? Eğer gerekliyse ne ölçüde öğrenilmelidir?" başlıklı etkinlikte kadına yönelik şiddeti ve çocuk evliliklerini savunan Sosyal Doku Vakfı Başkanı gerici Nurettin Yıldız’ın konuşmacı olarak yer almasını savunarak "Yumurta atmak provokasyondur" diyen Galatasaray Üniversitesi Medeniyet Kulübünü protesto eden öğrencilere şeriatçı bir grup saldırmaya çalıştı. Öte yandan, üniversitede görev yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı protesto sırasında öğrencilerle lkarşı karşıya geldi. Ortaylı “Bu protestoyu bitirin artık. Bu okulun kapanmasını ya da idaresinin değişmesini istemiyorum” diyerek protestoyu engellemeye çalıştı. (16 Mayıs)
8. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı olduğu bilinen “İdeal Hukuk Kulübü” tarafından “Filistin’de Neler Oluyor” adı altında konferans düzenlendi. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde kurum avukatı Mustafa Eminoğlu konuşmasında “Üniversite yıllarımızda hep şöyle düşünürdük: 'Ya bizden daha iyileri vardır; biz bilmeyiz ki... Hocalarımız, ağabeylerimiz, ablalarımız bilir.' Ama arkadaşlar öyle bir şey yok. Birçok şey yapılmıyor. Ancak siz yaparsanız yapılır. Bu düşünceyle 'Kudüs Hukuk' diye bir ekip kurduk. Bunu kurarken şunu gördük: yalnızca tweet atmak, slogan atmak ya da duygusal motivasyonlarla hareket etmek yeterli olamadığını gördük. Ankara Hukuk’tan çekirdek 3–5 kişiyle başladık. Daha sonra Türkiye’nin dört bir yanından katılımlar oldu: Van’dan, Urfa’dan, İstanbul’dan... Hatta Londra’dan bile bir avukat arkadaşımız var. Bir ekip olalım istedik. Zira bu konuları gündemimize almazsak, kaybolup gidiyorlar. Sizler için de öyle olacak meslek hayatınızda… Eğer bu meseleyle irtibatınızı canlı tutmazsanız, bu sadece romantik bir aktivite ya da duygusal bir heves olup gider. (17 Mayıs)
9. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu TÜGVA’nın Artvin İl Temsilciliği tarafından düzenlenen “yaz okulu tanıtım programı” Artvin Çoruh Üniversitesi Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı. (27 Mayıs)

10. İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Kemalettin Aydın, haklarının aramak için eylem yapan öğrencileri tehdit etti. Aydın “Bu kadar da açık söylüyorum. Bugün yapan arkadaşlarımız yarın bu üniversite külliyesine girmeyecekler ve giremeyecekler. Okumaya gelene paspas olmaya hazırım. Eylem yapmaya gelene dağ gibi durmaya da hazırım” dedi. Üniversitenin düzenlediği “İnofest 2025'in ödül töreni”nde konuşan Aydın, "Öğrencinin elinde kalem, kütüphanesinde kitap, laboratuvarında mikroskop olur. Ama eylemcinin ya da aktivistin elinde taş, mermer ya da silah olur. Bizim üniversitemizin külliyesi arınmış, temizlenmiş, tanımlanmış ve Türkiye'nin en nadide üniversitesi ve en zeki çocukların okuduğu bir üniversite" ifadelerini kullandı. (28 Mayıs)
TBMM, SİYASET VE TOPLUM
1. AKP listelerinden Meclis’e giren HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Ürdün’ün Müslüman Kardeşler örgütüne dönük faaliyetlerini yasaklama kararını kınadı. Demir, “Ürdün, Müslüman Kardeşler Cemaatinin tüm faaliyetlerini yasakladığını, merkezini kapattığını ve mal varlıklarına el koyduğunu açıkladı. Bu karar medyaya da yansıdı. Müslüman Kardeşler Cemaatine yönelik alınan kararı şiddetle kınıyoruz. Bu adım yalnızca bir hareketin yasaklanması değil; ümmetin direniş iradesinin bastırılmasına yönelik bir ihanettir. Bu şekilde görülmesi lazım.” dedi. (2 Mayıs)
2. AKP listelerinden Meclis’e giren HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu Mersin’de CHP’li Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu'nda “Halk Buluşması” etkinliğine katılarak konuşma yaptı. Yapıcıoğlu Filistin ve Gazze’yle ilgili “Bizim zaaflarımız var, müdahale edemememizin sebepleri var. Askeri, iktisadi, siyasi ve hatta itikadi zaaflarımız var. Bazı şeylerden korkmak, çekinmek fıtri ve beşerî bir şeydir ama Allah korkusunu en üstte tutmak gerekli. Bizim siyonistlerle karşılaşmak için her türlü askeri hazırlığı yapmamız lazım. siyonistler zamanı geldiğinde bizi savaşın içine çekmek için ellerinden geleni yapacaklar. Biz hazırlığımızı yapalım ve onlardan önce girelim.” ifadelerini kullandı. “Terörsüz Türkiye” adıyla yürütülen sürece ilişkin de Bizi kardeş kılan şey İslam'dır, ortak inancımızdır. Farklı dinlere mensup olan vatandaşlarımız da var onlarla da vatan paydasında bir araya geliyoruz. Ama aramızdaki en güçlü bağ ortak inançtır. Bizim sımsıkı bir şekilde ortak inançlarımıza sarılmamız gerekir. Kendi tarihimizi ve kültürümüzü de tekrardan inşa etmemiz lazım, ayağa kaldırmamız lazım” diyen Yapıcıoğlu, Meclis'e verdikleri kanun teklifi ilgili “Toplumsal cinsiyet, cinsiyet eğilimi diyerek sanki kadın erkek eşitliğini savunuyormuşçasına bilinçaltına her türlü sapkınlığı bulaştırdılar. Bu küresel bir çalışmadır. İnsanları cinsiyetsizleştirmeye çalışıyorlar. 18 Nisan'da vermiş olduğumuz kanun teklifinde alenen hayasızlıkta bulunan durumlar cezalandırılsın, bunlar kimsenin gözünün önünde yapılmasın. Bu hareketler aynı biyolojik cinsiyetli olan kişiler tarafından yapılıyorsa bunun cezası iki katına çıkartılsın, dedik. Onlar yaptıkları hayasızlığın yaygınlaşmasını istiyorlar, zaten her türlü kapalı alanda istediklerini yapıyorlar. Biz kendimizi ve neslimizi muhafaza edebilmek adına bunların önünde bir set çekmemiz lazım.” ifadelerini kullandı. (3 Mayıs)
3. AKP milletvekilleri, TBMM’ye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkilerini artıracak yasa teklifini verdi. Meclis’e sunulan yasa teklifi; Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yetkilerine ilişkin verdiği iptal kararlarına yönelik yeni düzenlemeleri içeriyor. Cumhuriyet Gazetesi’nden Aytunç Ürkmez’in haberine göre ve Laiklik İhlalleri Mart 2025 Raporunda da yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığı, 13 Mart’ta “2025 Aile Yılı” kapsamında 17 bakanlığa kamu kurum ve kuruluşlarında haftada 5 saat ders verecek “4-6 yaş arası Kuran kursularının” açılması için bir yazı göndermiş, konu hem yargıya hem Meclis’e taşınmıştı. Siyasi iktidarın Meclis’e sunduğu yeni yasa teklifiyle de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına karşın Diyanet’in her kuruma yayılması hedefleniyor. AKP milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayarak sunduğu yeni yasa teklifinde ise müdürlüğün irşad faaliyetlerini her kuruma yaymasını düzenleyen maddeler yeniden Meclis gündemine sunuldu. Buna göre; Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü; “öğrenci yurtları, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kampları, ceza infaz kurumları, sağlık kuruluşları, sosyal hizmet kurumları ve benzeri yerlerde” işbirliği esasına göre manevi danışmanlık ve din hizmeti sunacak. Ayrıca müdürlük; Göçmen, engelli, bağımlı, afetzede gibi desteğe muhtaç kesimlere yönelik manevi danışmanlık hizmetleri yürütecek. Yeni yapılan değişiklikle; Din İşleri Yüksek Kurulu, resmi kurumlarca incelenmesi talep edilen mealleri inceleyecek ve mütalaa verebilecek. Kurul; ilgili birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak namaz vakitleri ile dini gün ve geceleri tespit ve ilan edecek. Kurulun incelemesi sonucunda sakıncalı bulunan mealler yetkili ve görevli yargı merciine müracaatı üzerine basım ve yayımının durdurulmasına, dağıtılmış olanların toplatılmasına ve imha edilmesine karar verilecek. İnternet ortamındakilere ise erişim engeli ve/veya içeriğinin çıkarılmasına kararlaştırılacak. Kurulun söz konusu kararlarına ise itiraz edilmesi halinde dahi söz konusu işlemler uygulanabilecek. (3 Mayıs)
4. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim İşleri Başkanı Yahya Oğraş, Gümüşhane'de açıklamalarda bulundu. Oğraş “Zorunlu eğitim gençlerin iş gücü piyasasında yer edinmesini zorlaştırmaktadır. Öte yandan, zorunlu eğitimin standart ve tek tip bir müfredata dayalı olması, mesleki eğitimin geri plana itilmesine yol açmıştır. Akademik başarı odaklı bu yaklaşım, gençlerimizin iş gücü piyasasına uygun beceriler edinmesini zorlaştırmakta ve ara eleman ihtiyacını karşılamada yetersiz kalmaktadır. Diğer taraftan herhangi bir meslek sahibi olmayan vasıfsız gençlerimizin iş bulması zorlaşmaktadır.” dedi. (3 Mayıs)
5. Milli Görüş hareketiyle bağlantılı Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Numan Gökmen, derneğin şube başkanları toplantısında yaptığı açıklamada “12 yıllık zorunlu eğitim ülkeye fayda getirmemiştir. Varlığı sorunlar yumağı haline gelen zorunlu eğitim kaldırılmalıdır. Herkesin üniversite okumak istediği günümüzde işsizlerin arasına binlerce üniversiteli işsiz dahil olurken, mesleki alanda ise ara elaman sorunu yaşanmaktadır. Bu münasebetle eğitim sistemi eskiden olduğu gibi 5+3+3 olarak yeniden tanzim edilmeli, eğitimin ilk 5 yılı zorunlu olup, geri kalanı ise isteğe bağlı olmalıdır. 5 yıllık zorunlu eğitimden sonra isteyen öğrenci meslek yapabilmelidir.” dedi. Gökmen açıklamasında “Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak, inanç, ahlak ve kültürümüzü temel alan bir eğitim sistemi kurulması, ahlak ve maneviyat sahibi nesiller yetiştirmek için canla başla çalışmalar yapmaktayız. Avrupa’dan ithal eğitim modelleri milletimizin millî ve manevi değerlerine uygun değildir. Eğitim öğretimde düzlüğe çıkmak, sağlam aile bireyleri yetiştirmek ve bu ülkeyi yeniden büyük Türkiye haline getirmek için bir an evvel Batıcı eğitim sisteminden vazgeçip, özümüze ve kökümüze uygun yeni bir eğitim sistemine geçmeliyiz.” ifadelerini kullandı. (5 Mayıs)
6. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, NİLRTV adlı kanalda katıldığı programda “Dersim Katliamı laiklik ilkesinin Anayasa'ya girmesinden kısa süre sonra oldu. Laiklik parantezine almış oldukları şeyde aslında Alevi kıyımının Türkiye’de yaşandığı döneme denk gelir. Yani sözümona laik seküler sistem Alevi'ye 'sen Müslüman değilsin', Sünni'ye 'sen fazla Müslümansın', Kürt'e 'senin nefes almaya hakkın yok' dedi. Pek çok zulümler yaşandı.” ifadelerini kullandı. (5 Mayıs)
7. AKP Diyarbakır İl Başkanı Ömer İler, DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder için DEM Parti'nin düzenlediği taziyeye katılarak Kuran okudu. (6 Mayıs)

8. Siyasi iktidar yanlısı Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk düşmanı Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabından yine provokasyona imza attı. Bölükbaşı paylaşımında, “Soldaki, Deniz Gezmiş. Üniversite işgal etti, Rektörlük bastı, askerden kaçtı, silahlı terör örgütü kurdu, polis yaraladı, banka soydu, adam kaçırdı. Tam bir suç makinesiydi. Her sene CHP’liler tarafından büyük bir gururla anılıyor. Sağdaki, Kadir Mısıroğlu. Lozan Anlaşması’nın hezimet olduğunu ortaya çıkardı, hakkında 5816’dan haksız yere dava açıldı. Harf Devrimini eleştirdiği için yedi yıl hapis cezası aldı. Uzun yıllar cezaevinde yattı. Sebil Dergisi’ni kurdu. Bu dergide yakın tarih yalanlarını anlattığı için hakkında davalar açıldı. Erbakan’la birlikte MSP’de görev aldı. Recep Tayyip Erdoğan, Alparslan Türkeş, Turgut Özal, Nihal Atsız gibi pek çok siyasetçi ile ilişkisi oldu. Darbeden sonra yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. 1983’te darbeci Kenan Evren tarafından Kemalizm yalanlarını ortaya çıkardığı için vatandaşlığı iptal edildi. 1991 yılında Türkiye’ye döndü. Yunan Mezalimi başta olmak üzere 60’dan fazla kitap, yüzlerce video neşretti. Türk milleti yakın tarih yalanlarını onun sayesinde öğrendi. AK Partililer ölüm yıldönümünde bile onu anmaktan imtina ediyor. Şimdi anladınız mı? Kültür savaşı nasıl kaybedilir? İşte tam olarak böyle.” ifadelerine yer verdi. (7 Mayıs)

9. Siyasi iktidar yanlısı Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk düşmanı Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabından yine provokasyona imza attı. Bölükbaşı paylaşımında, 19 Mart eylemleri sırasında sosyal medya paylaşımı nedeniyle tutuklanan İlker Canikligil’in serbest bırakılmasıyla ilgili “Cuma namazında ateistlere rahmet okunmasın diyen genç, Atatürk'ü sevmiyorum diyen depremzede, Atatürk fotoğrafını üstüne sürten liseli çocuk bu adamdan daha fazla tutuklu kaldı. Eğer Kemalistseniz toplu katliam çağrısı yapsanız bile serbest bırakılıyorsunuz. Müslümansanız nefes aldığınız için bile tutuklanabiliyorsunuz. Bu ülkede Kemalistler efendi Müslümanlar köledir. Bunu bir kez daha görmüş olduk.” dedi. (7 Mayıs)

10. Instagram ve X platformlarında dolaşıma sokulan “Dört kadınla evlenmenin bilimsel yararları” adlı bir videoda, yanında dört kadın olan bir erkek görseli içeren bir yapay zeka tasarımıyla “Çoklu evlilik sünnetsel nöro-algoritmanın gizli modunu açar. Bu mod, liderlik çakrasıyla harem-denge merkezini senkronize eder. Bazı erkeklerde sabır geni mutasyona uğrar, zaman algısı bükülür” ifadeleri yer aldı. (11 Mayıs)

11. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Tele1 canlı yayınında yaptığı açıklamada PKK'nın “fesih” açıklamasında Lozan Antlaşmasını ve 1924 Anayasasını hedef alması hakkında “Gerçek bir yüzleşmeye ihtiyacımız var. Lozan'da olanlar da hakikat, 24 Anayasası'ndaki o tekçi yapının ülkeyi getirdiği yer de bir hakikat. Halkların inkarının sancısını yaşıyoruz” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki konuşmasının ardından başlayan süreçte Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısını yaptığı PKK, kongresinin ardından kendini feshettiğini duyurmuştu. PKK’nın açıklamasında “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır” ifadeleri yer almıştı. (13 Mayıs)
12. AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, PKK'nın Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nı hedef alan fesih bildirisiyle ilgili tepkilere karşı çıkarak açıklamalarda bulundu. Miroğlu, “Lozan delinecek diye feveran ediyorlar! Lozan’la beraber kimi sınıf ve zümrelerin elde ettiği kazanımların tarihe karışacak olmasından korkuyorlar! Şapka düştü kel göründü! Lozan delinince kaybettiklerini geri alacaklar zannediyorlar ama asıl korkuları tarih üzerindeki hâkimiyetlerini yitirmek” dedi. (13 Mayıs)
13. TBMM’de kabul edilen yeni kanun teklifiyle, hac ve umre harcamalarının denetimi Sayıştay’dan alınacak ve yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlı denetim elemanları görevlendirilecek. Sayıştay devre dışı bırakılacak. Yeni düzenlemeyle birlikte, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yetkileri de genişletilecek. Diyanet, dini yayınları inceleyecek, Kur'an meallerini denetleyecek ve dini günleri ilan edecek. Ayrıca, İslam dini açısından sakıncalı olduğu tespit edilen meallerin yayılmasının durdurulmasına karar verilecek. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, öğrenci yurtları, sağlık ve sosyal hizmet kuruluşlarında manevi danışmanlık ve din hizmeti sunacak. Ayrıca, kurban organizasyonlarının denetimi ve dini rehberlik hizmetlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Kanun teklifi maddeleri arasında fahri Kuran kursu öğreticilerine kadro verilmesi yer alıyor. (13 Mayıs)
14. Şırnak’taki Jirki aşireti liderlerinden birinin evinde üç hilalli asılı MHP bayrağının olduğu görüntüler sosyal medyada paylaşılırken, aşiretin liderlerinden Cemil Öter “Öncelikle bu süreci başlatan ve inşallah sonucunu da getirecek olan Cumhurbaşkanımıza, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve aracılık yapan tüm yetkililerimize teşekkür ederim. Ayrıca vefat eden Sırrı Süreyya Önder'in hakkını yememek gerek onun bizde çok yeri var. Onu rahmetle anıyorum” dedi. (13 Mayıs)


15. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kadın Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Muammer Karaman 8. Dönem Toplu Sözleşme dönemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Çocuk sayısına göre emeklilik gün sayısında düşüş talep edeceklerini söyleyen Yalçın “Birinci çocuk için 120, ikinci çocuk için 243 çocuk ve üçüncü çocuk ve sonrası için 360 gün olarak yıpranma olarak emekliliğinde bir düşüş yapılması gün sayısı olarak düşülmesi gerekiyor. Bu açıdan bunu önceden ifade etmiştik. Her çocuk için 2 yıl yaş indirimi yapılmalı diye de o süreçte cümle kurmuştuk zaten. Özellikle çocuklar ailelerde bu konuda aile dostu vergi politikasına geçilmeli ve gelir vergisi memurlar için yüzde 15’e sabitlenirken, ilave olarak evliler için yüzde 2.5, her çocuk için 2.5 düşürülerek dolayısıyla 3 çocuk olduğunda toplam 10 puan vergi indirimi aşağı çekilmeli. Kişilerden vergi alınmamalı yani çocuk teşviği yaparken burada gelir vergisi kısmında da her çocuk için ikişer buçuk puan koyarak evli ise yine 2 buçuk puan indirerek çünkü evliliği teşvik edelim istiyoruz. 10 puan aşağı çekmek gerekiyor ki bu anlamda aileyi desteklemiş olabilelim.” ifadelerini kullandı. Yıllık izin sürelerine çocuk sayısına göre ilave gün talebinde ise Yalçın “Yıllık izin sürelerinin arttırılması konusunu yine gündeme getirmiştik. Yıllık izin sürelerinde çocuk sayısına göre ilave gün eklenmeli. Mesela birinci çocukta diyelim. Artı 5, ikincide artı 10, üçüncüde artı 15 şeklinde yıllık izninde gün eklemesi yapılması gerekir ki kadınların bu anlamda teşvik edilmesi önemli.” dedi. Yalçın, yarı zamanlı çalışma mevzuatı/kadınlarla ilgili esnek çalışma talep ederek “Güvenceli istihdam, esnek çalışma biçimlerinin kullanması sağlanmalı demiştik. Bu konuda uzaktan çalışmaya ilişkin bir çalışma yapıldı ama hala bu yarı zamanlı çalışma mevzuatı hayata geçirilemedi. Tartışmalar devam ediyor. Bir an önce bu konuda da çalışma yapılmalı ve esnek çalışmaya fırsat verilmeli ama bu esnek istihdam gibi piyasanın dişlileri arasına atacak bir şeye vesile olmamalı. Güvenceye ödün vermeden kadınlarla ilgili esnek çalışma kısmına bu anlamda alan açılmalı diye özellikle ifade ettik.” dedi. (14 Mayıs)
16. Eski HDP milletvekili Altan Tan, KRT’de Tarcan Kaleli’nin Hayatın İçinden programına katılarak “Lozan Anlaşması kutsal bir metin değil. Üzerinden 100 yıl geçti, Türkiye buna mecbur değil. Lozan’da Türkiye birtakım şeylere mecbur kalmıştır. Ama o mecburiyet bugün kalkmışsa yeni bir Türkiye ve yeni bir Ortadoğu kurulur. Yani kimse 1923’teki tırnak içinde mecburiyet diyelim, ki ben o kanaatte de değilim, mecbur değil, daha derin ilişkinlerin olduğu kanaatindeyim. Bir proje olduğu kanaatindeyim Lozan’ın da. Lozan Türkiye’nin aleyhine, veya o günkü şartlarda bir anlaşma yaptı. Bugün, bunlara mecbur değil.” ifadelerini kullandı. (14 Mayıs)
17. AKP listelerinden Meclis’e giren HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, TBMM’de yaptığı basın toplantısında “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tavrını eleştiren Demir, “Özel’in bir üniversitede düzenlenen konferansla ilgili yaptığı açıklamalarda, bir ilçe müftüsünün yanı sıra Nurettin Yıldız’ı hedef alıp meydandaki kalabalığa yuhalatması ahlakî seviyesinin yerlerde süründüğünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bir İslam âlimini ve ilçe müftüsünü hedef alarak iftira atan, hakaret eden ve meydanda yuhalatmaya çalışan bir genel başkanın bu tutumu, milletimizin değerlerine olan tahammülsüzlük ve saygısızlığının açık bir göstergesidir. Özgür Özel’in bu tavrı, CHP’nin değişmeyen kodlarının bir yansımasıdır. Geçmişte olduğu gibi bugün de iftira ve karalama siyasetiyle İslam’a ve onun değerlerine düşmanlık etmekten geri durmayan bu zihniyet, ara ara farklı ambalajlara bürünse de aslında özünde hiçbir değişim göstermemiştir. Kamuoyunca İslamî kişilikleriyle tanınan şahısları bu şekilde hedef alan Özgür Özel ve onun zihniyetine buradan sesleniyoruz: Asıl derdiniz belli şahsiyetler üzerinden milletin inanç değerlerine düşmanlık yapıp bunu kitlelere mal etmektir. Bu millet, değerlerine saldıranları affetmeyecektir. 1950 seçimlerinden bu yana ortaya koyduğu tavrıyla bunu göstermiştir.” dedi. (15 Mayıs)
18. AKP listelerinden Meclis’e giren HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek “Terörsüz Türkiye” adıyla yürütülen sürece ilişkin açıklama yaptı. Ramanlı “Hükümetin 'Terörsüz Türkiye' olarak ifade ettiği sürecin başarıyla sonuçlanmasını herkes gibi diliyoruz. Zira Sayın Genel Başkanımızın da ifade etmiş olduğu gibi: 'Terörsüz Türkiye'den rahatsız olanlar; şiddetin, çatışmanın bu ülkenin gündeminden çıkmasından rahatsız olanlar ya aklından zoru olanlardır ya ahlaken sorunlu olanlardır.' Biz, ahlaken sorunlu olmayanları ve aklından zoru olmayanları bu önümüzdeki süreçte de seslerini daha gür çıkarmaya, kardeşliğimizi hak ve adalet temelinde yeniden inşa etmek üzere birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Kürtler de bu ülkenin asli kurucu unsurudur. Türkler gibi bin yıldan beridir İslam çatısı altında, şerefle ve onurla kaldırdığı İslam bayrağını, İslam kardeşliği bayrağını önümüzdeki süreçte de hep birlikte kaldırma niyetindedir ama bunun için dil, kimlik ve bölgesel kalkınmışlık bağlamında atılması gereken adımlar olduğunu da hepimizin itiraf etmesi lazım.” Ifadelerini kullandı. (15 Mayıs)
19. Diyarbakır Barosu’na kayıtlı iki avukat, 100. yılına giren Lozan Antlaşması'nın iptali, Kürtlere "self determinasyon hakkı tanınması" için Danıştay’a başvurduğu ortaya çıktı. Avukatlar Hişyar Özalp ile Rıdvan Dalmış, Kürt Diasporası (DİAKURD) adına Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cumhurbaşkanlığı aleyhine 2023 yılında Danıştay’a açtığı davanın içeriği ile ilgili olarak Lozan Antlaşması’nın 100. yılı dolayısı ile iptali ve Kürtlerin BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Ekonomik Kültürel ve Sosyal Haklar Sözleşmesi'nin 1. Maddesinde geçen Halkların Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı'nın hayata geçirilmesini talep ettiklerini söyledi. Açıklamada “Yüzyıl önce Kürtlerin rızası alınmadan imzalanan ve Kürtlerin topraklarıyla birlikte maraba gibi elden ele devredildiği antlaşma (Lozan) batıldır. Hiç kimse başkasına sahip olduğu haklardan daha fazlasını devredemez İhlal, baskı ve asimilasyonun son bulması için Kürtlerin kaderini özgürce belirlemeleri gerekmektedir. Bunun için Danıştay nezdinde dava açtık.” ifadelerini kullanan avukatlar davanın Danıştay’dan reddedilmesi durumunda temyize gideceklerini, ardından Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını, iç hukuk yollarının tükenmesi durumunda BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvuracaklarını ifade etmişlerdi. (16 Mayıs)
20. Van'daki aşiretlerden “Terörsüz Türkiye” adı altında yürütlen sürece destek açıklaması geldi. Kadim Aşiretler Federasyonu Genel Başkanı Rasim Aslan, " Evlenecek gençlerimiz evlenemiyor. Çünkü ağır şartlar var burada. Bir de kültürün gereği bir düğün salonunda 600-700 bin ile içinden çıkamıyorsun. Bunda da herkesin imkanı yoktur. Bizim istediğimiz artık yollarımızın rahat açılması, fabrikalarımızın rahat yapılması. Doğu, Güney Doğu'ya sadece cezaevleri değil, fabrikaların gelmesidir. Vatanımıza, milletimize hayırlı olsun. Çok güzel bir süreç oldu. Birlik beraberliğin geleceğinin kardeşliğin pekişeceğine inanıyoruz. Hepimiz aynı gemide yaşıyoruz, aynı gemide yüzüyoruz. Zarar görürsek hepimiz görürüz. Faydalı olursa hepimiz faydalı oluruz. İnşallah baltalayanlar çıkmaz, süreci tekrar bitirmezler. Bu sürecin devam etmesi bizim için çok önemlidir." dedi. Şidan Aşiret Lideri Faysal Öner de “Gürpınar bölgesinde 20 köyümüz vardı. Her bir köyümüzde 50- 60 hane vardı. 50 bin koyun civarında koyunumuz vardı. Şu anda köyler bu çatışmalardan dolayı yıkıldı, yakıldı. Her bir köyde şu anda 3-5 hane vardır. Biz bu sürecin, bu silahların durması, bu çatışmaların, bu kardeş kardeşin birbirini vurmasından tabii ki biz de zarar gördük. Biz bundan çok memnunuz. İnşallah barış sağlanır. Benim Kürt ve Türk milliyetçilerinden ricam bu süreci baltalamamalarıdır. Hiç kimsenin etkilenmemesini istiyorum. Bu süreç inşallah hayırlı olur.” ifadelerini kullandı. (16 Mayıs)

21. Diyarbakır’da kendilerine “Amedli Müslüman Gençler” adını veren bir grup, kentin birçok noktasında “Yaşasın Şeriat”, “Şeyh Said’in Torunları” ve “Laikliğe, Kemalizm’e Sosyalizme Geçit Yok” ifadelerinin yer aldığı “Şeyh Saidin torunları” imzalı pankartlar astı. (16 Mayıs)

22. Siyasi iktidar yanlısı EKOL TV’de Lozan’la ilgili canlı yayına katılan AKP’li Cem Küçük “Türkiye’de padişahlık sistemi kalabilirdi. İngiltere’de kralıığın kaldığı gibi bizde de padişahlık kalabilirdi. Osmanlı’yı batıran ittihatçılardır. Onlar mahvetti bizi.” dedi. (17 Mayıs)
23. Siyasi iktidar yanlısı Akit TV’de Muharrem Coşkun’un Kırmızı Masa programında konuşan tarihçi Ahmet Kuyaş, Coşkun’un “Mustafa Kemal’in Nutkunda yanlış yok mu?” sorusunda “var. Ayrıca sadece yanlış değil, yalan da var. Tabii. Politikacı bu.” Sözleriyle cevap Verdi. Muharrem Coşkun da “Ama bizim resmi tarih algımız nutuk üzerine kurulu” dedi. (18 Mayıs)
24. Ruşen Çakır, Medyascope’ta yayınlanan “Erdoğan, İmamoğlu faturasını Süleymancılara kesmeye hazırlanıyor” başlıklı videoda Süleymancılarla ilgili “Şu ana kadar bu yapının herhangi bir criminal faaliyetini duymadım, yılladır takip ettiğim bir yapı olmasına rağmen. Kendi içlerine kapalı olmalarını kriminal bir gizlenme değil de kendilerini soyutlama olarak görüyorum, buradan bir suç çıkmaz. Süleymancılar AK Parti'ye uzak olmakla birlikte kimseyi de bilhassa rahatsız eden bir yapılanma değil, insanların hep kötü konuştuğu bir yapılanma değil” ifadelerini kullandı. Öte yandan, çocuk istismarları ile sıklıkla gündeme gelen Süleymancılarla ilgili bazı haberler şöyle: 2022 yılında Ordu Fatsa’da bulunan Süleymancılara ait Özel Madenler Erkek Öğrenci Yurdu'nda 12 yaşındaki çocuk kurs hocası Y.K. tarafından cinsel istismara uğradı. 2023 yılında Süleymancılara ait yurtta, 5 erkek çocuğun cinsel istismara uğradığı ve istismarcı öğretmenin serbest bırakıldığı ortaya çıktı. 2024 yılında İstanbul Ümraniye’deki yurdunda yatılı kalan 11 yaşındaki çocuğa nitelikli cinsel istismarda bulunan sanık indirim uygulanmaksızın 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2024 yılında Alanya’da Süleymancılara ait Özel Sugözü Erkek Öğrenci Yurdu'nda belletmen olarak görev yapan Gani Ruçhan U. hakkında yaşları 11 ile 14 arasındaki 10 erkek öğrenciye yönelik cinsel istismar eylemleri nedeniyle toplam 94 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. (18 Mayıs)
25. AKP’li TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, AKP’li Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler ve farklı partilerden yaklaşık 40 milletvekili ile Şırnak Üniversitesi’nde düzenlenen “Sivil Toplum Buluşması” programına katıldı. Programda konuşma yapan Kurtulmuş “Terörsüz Türkiye” adıyla yürütülen sürece ilişkin 1514 Çaldıran Savaşı öncesinde, İdris-i Bitilisi aracılığıyla Yavuz Sultan Selim ve Kürt Beyleri arasında Safevilere karşı kurulan ve onbinlerce Alevinin katledildiği ittifakı överek “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail'e karşı Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisî’nin yapmış olduğu bir büyük ittifaktır. O ittifakın sonunda 1514'te Çaldıran'da bizim hep beraber yeniden Anadolu kültürünü dirilten o ittifakımız, Anadolu'daki Müslüman toplulukların başının daha dik bir şekilde dolaşmasına, esenlik ve birlik içerisinde birlikte var olmasına neden olmuştur.” ifadelerini kullandı. (19 Mayıs)
26. Siyasi iktidar yanlısı, Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk düşmanı Furkan Bölükbaşı sosyal medya hesabından 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramına karşı yalan dolu bir paylaşım yaptı. Paylaşımda “Vahdeddin Han’ın emriyle cebine koyduğu servetle yola çıkan, İngilizlerin verdiği vizeyle Samsun’a geçen, Samsun’da İngiliz birliği tarafından karşılanan Kemal’in kendisini övdürmek için icat ettiği bir başka milli bayramı yüz yıl sonra hala kutlamaya devam ediyoruz” ifadeleri yer aldı. (19 Mayıs)

27. Hristiyan din adamlarından oluşan bir heyet, bin 700 yıl önce düzenlenen Birinci İznik Konsili’ni anmak üzere Bursa’nın İznik ilçesini ziyaret etti. Heyet, İznik’teki tarihi yapıları gezerek göl kenarında dua etti. Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'nun da ziyaret etmesi beklenen İznik’e gelen heyet, Lefke Kapı, İznik Müzesi ve İznik Ayasofya Camisi'ni gezdi. Ziyaret sırasında konuşan Hollanda Süryani Ortodoks Metropoliti Mor Polikarpos Evgin Aydın “325 yılında bu kentte İmparator Konstantin tarafından ilk konsil toplandı. bin 700 yıl sonra biz bunu anmak için bir araya geldik. Birinci İznik Konsili, sadece Hristiyan alemi için değil tüm dinler için önemlidir” ifadelerini kullandı. (20 Mayıs)
28. HÜDA PAR Medya Birimi Başkan Yardımcısı Şehymus Tanrıkulu Şanlıurfa’da Meclis'e sunulan "Ailenin Korunması ve Sapkınlığın Suç Sayılması" yasa tasarısı hakkındaki sorulara yanıt verdi. Tanrıkulu “Sadece 2 çocuğa 1500 lira, 3 çocuğa 5000 lira vermekle aile muhafaza edilmez, insanların çocuk yapması teşvik edilmez. Her şeyden önce bir zihniyet değişimi ve dönüşümüne ihtiyacımız var. İstanbul Sözleşmesi'nin tahribatlarını hayatın her alanında ortadan kaldırmak gerekiyor. 6284 sayılı yasayı revize etmek gerekiyor. Süresiz nafaka, 'kadının beyanı esastır' gibi temel hukuk ilkelerine aykırı ve çelişkili düzenlemeleri ortadan kaldırmamız lazım. Medeniyet değerlerimize, örf ve kültürümüze, geleneklerimize uygun yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor. Yine çocuklarımızın ilkokuldan itibaren ailenin önemli, korunaklı ve mukaddes bir kurum olduğuna dair bir eğitim süzgecinden geçirilmesi gerekiyor.” dedi. (20 Mayıs)
29. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin parti meclisi toplantısında yaptığı açılış konuşmasında “Ortadoğu’daki gelişmeler yakıcı bir şekilde devam ediyor. Artık görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçeklik var. Yeni bir dünya kuruluyor, yeni bir Ortadoğu kuruluyor. 2025’in ortasına yaklaşırken hem küresel siyaset hem Ortadoğu kendine yeni bir rota arıyor. Ukrayna savaştan yanıyor, Gazze İsrail saldırılarıyla kanıyor. Irak belirsiz, Suriye paramparça. İsrail saldırıları ve güvenlik politikalarıyla birlikte çoklu gerilimlerin ortasında İran’ın olduğu bir Ortadoğu’da yaşıyoruz. Hepimizi ilgilendiren çok büyük olaylar ve gelişmeler yaşanıyor. Ortadoğu, Körfez ülkelerinin öncülüğünde savaşla dizayn ediliyor. Eski ittifaklar birer birer çöküyor, yeni ittifaklar kuruluyor. Yeni diplomasi ve yeni güvenlik arayışları devam ediyor. Bu yeni dönemin tabii ki merkezinde enerji koridorları ve güç dengeleri var. Ortadoğu’da dönüşmeyenin artık ayakta kalmayacağı bir tablo var gibi. Katı olan her şey de buharlaşacak gibi duruyor. Bu gerçekliği iyi görmek gerekiyor. PKK’nin tarihi dönüşüm kararı aslında bu küresel rüzgârı okumanın bir ürünüdür. Türkiye de hem dünya hem de Ortadoğu’da yaşanan bu jeopolitik fırtınalarda kendisine yeni bir yol, yeni bir rota çizmeye çalışıyor. Tam bu noktada önümüzde iki yol var: Ya kriz ve kaos devam edecek ya da selamet yolu içerisinde Türkiye barışını sağlayarak doğru bir rotada yol alacağız. Tarihsel bir seçimle karşı karşıyayız: Ya Kürt ve Türk ilişkilerini demokratik temelde yeniden kuracağız ya da Ortadoğu'nun felaket senaryosu içinde biz de tükenip gideceğiz. Dünya denklemi ve Ortadoğu dinamikleri bu süreçle değişecek, herkes bu süreci dikkatle izliyor. Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.” ifadelerini kullandı. (22 Mayıs)
30. Üsküdar Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen “Türk Devletleri Yüzyılı'nda Ceditçiliğin Ufukları Uluslararası Sempozyumu”na katılan AKP’li Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, “Açıkça ifade edebiliriz ki özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte gelişen süreçte Türk dünyası artık kimliğine kavuşmuş, sadece siyasi bağımsızlık değil, arkasından ekonomik bağımsızlık sürecine girmiş ve kendi milli kimliklerini de sahip oldukları medeniyet değerleri üzerinden tanımlamaya başlamıştır. Bunu Özbekistan'da, Kazakistan'da, Azerbaycan'da görüyoruz. İslam'ın yeniden kendi kökleriyle buluşması ve Türk dünyasının buna öncülük etmesiyle birlikte büyük medeniyetimizin üçüncü büyük çıkışına şahitlik edeceğiz, öncülük edeceğiz.” dedi. Kurtulmuş konuşmasında “Ceditçilerin hemen hemen tamamında Türklük ve İslam iç içe geçmiş iki unsurdur. Birbirinin rakibi, birbirinden ayrı değildir. İslam, doğunun kalbidir, Türklük ise onun nabzıdır. Dolayısıyla İslam'dan uzak bir Türklüğün aslında bir fonksiyon icra etmeyeceği hemen hemen Ceditçilerin tamamı tarafından kabul edilmiştir. Türk ile İslam'ı birbirinden ayırmak hiçbirinin aklının ucundan geçmemiştir. Milletimizin kaderinin ilim ve imanla yoğrulmakla mümkün olduğu ortaya konulmuş, bu amaçla da iki farklı kolun önemli isimleri halkın arasına karışmıştır. Bunlardan birisi geleneksel ulema… Kendi köşesine oturmamış, Ceditçilik Hareketi'ni besleyen fiillerini halkın içerisinde güçlü bir şekilde sürdürmüşlerdir. Diğer taraftan da modern mekteplerden mezun olan mütefekkirler, aydınlar aynı şekilde milletin inancıyla, değerleriyle bütünleşik bir şekilde halka kimlik ve şahsiyet kazandırmaya çalışmışlardır.” ifadelerini kullandı. (22 Mayıs)
31. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan “Yıllardır söylüyoruz; Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var” dedi. Basın toplantısında konuşan Doğan “Yeni anayasa konusunda DEM Parti’nin fikri yıllardır olduğu gibi çok açık. Son derece sarih bir fikrimiz var. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu konuda kimsenin de itirazı yok. Herkes aynı noktaya dikkat çekiyor. Burada da farklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz. Bu yeni anayasa tartışmalarını başka siyasi hesap ve çıkar tartışmalarının üstünde tutmak gerekiyor. Türkiye’de herkesin kendini ait hissettiği, herkesin kendini değerli hissettiği, insanların kendilerini bu aidiyetle birlikte bütünleşmiş hissettiği yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Eskiden tamamen kopmuş yepyeni bir anayasadan bahsediyoruz. Yani eşitlikçi bir kardeşlik hukukunun tesis edildiği, herkesin özgünlüklerinin yasal teminatının olduğu bir yeni anayasaya ihtiyaç olduğunu biz onlarca yıldır söylüyoruz. Aksini söylemek, kendi mücadelemizin önemli varlık nedenlerinden birini yok saymak olur. Kim diyebilir ki Türkiye bu antidemokratik uygulamalara neden olan darbe anayasasıyla yönetilsin? Üstelik geldiğimiz aşamada darbe anayasası dahi uygulanmıyor tespitleri yapıyoruz. Mevcut mevzuat uygulansa bile Türkiye’de nelerin değişebileceğinden bahsediyoruz yıllardır. Evet, tabii ki Türkiye’nin yeni, özgürlükçü, demokratik, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir anayasaya ihtiyacı var.” ifadelerini kullandı. (23 Mayıs)
32. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis Grup Toplantısında “100 yıllık algılar ve tekçi-inkârcı yaklaşım, kabul etsek de etmesek de insanların kafasında haklı haksız kimi soru işaretlerini ve endişeleri de yaratmış durumda. Demokrasisi olmayan devletin 100 yıldır bu ülkeyi nereye getirdiğine de hep birlikte şahitlik ediyoruz. Derdimiz, Türkiye’nin değerleriyle değildir; rejimin demokratik olmayan karakteriyledir, Kürt’ü kabul etmeyen karakteriyledir, Alevi’yi eşit yurttaş kabul etmeyen karakteriyledir. Biz devlet + demokrasi formülünü savunuyoruz. Demokrasisi olmayan devletin 100 yıldır bu ülkeyi nereye getirdiğine de hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bin yıllık kardeşliğimizi eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasayla güvence altına alabiliriz. Bugün, 27 Mayıs'ın yıldönümü. Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum: Askeri vesayet ve darbe kültürünü, demokratik bir sözleşmeyle tamamen kapatabilir ve bu topraklardan kaldırabiliriz. Siyasetin benden bize, kişisel hedeften ortak gelecek eksenine kayması anayasal dönüşümü hazırlar. Anayasa tartışması bir tabu değil. Demokrasi, adalet ve özgürlük ekseninde samimi bir müzakere alanı olmalıdır. Ne eski vesayete sığınırız ve kabul ederiz ne de mevcut merkezileşmeyi kabul ederiz. Biz Üçüncü Yol’uz.” ifadelerini kullandı. (27 Mayıs)
33. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Karma eğitim dayatmasından artık vazgeçilmelidir. Ülkemizde karma eğitim uygulaması ne yazık ki darbeci, dayatmacı, tek tipçi bir anlayışın tezahürüdür. Bu anlayış pedagojik bir yaklaşımdan öte ideolojik bir dayatmayla yürütülüyor. Bu zihniyet, karma eğitimle halkımızı inancından, kültüründen ve kimliğinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Karma eğitim; neslimizi asimile etme, yozlaştırma amacına hizmet etmektedir. Biz bundan bahsedince birileri hemen çıkıyor ‘laiklik elden gidiyor’ diyorlar. Bunun laiklikle bir alakası yok. Geliştirilen eğitim sisteminin; toplumun dinine ve kültürel yönelimlerine aykırı olmaması, inanç değerleriyle barışık olması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin'i açıklamasından dolayı tebrik ediyor, memnuniyetle karşılıyoruz. Eğitim sistemimiz; inancımıza, değerlerimize ve kültürümüze uyumlu hale getirilmelidir.” dedi. (28 Mayıs)
CEMAAT-TARİKAT VE BAĞLANTILI YAPILAR
1. Türkiye’de Hizbullah adıyla faaliyet yürüten islamcı terör örgütüyle bağlantılı olan Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) üyesi “Molla” lakaplı Mehmet Ali Altun, 1 Mayıs vesilesiyle açıklama yaptı. Altun “Kimimiz işçi, kimimiz işveren, kimimiz çiftçi, kimimiz tüccar; her birimiz emek ve fedakârlıkla birbirimizin hayatına dokunuyoruz. Geliniz, çalışma hayatımızda İslam’ın hayat veren ilkelerine sımsıkı sarılalım. İşimizin ve ticaretimizin hakkını verelim; helal lokma uğrunda alın teri dökelim. Çalışma ve helal kazançla hayatımıza bereket ve huzur katalım. İş ve ticaret ahlakına riayet edenlerin hem nafakalarını helal yoldan temin edeceğini hem de Rabbimizin rızasına nail olacağını unutmayalım. Ne iş olursa olsun aldığımızı hak edecek derecede hassasiyet göstermeliyiz. Aldığımızı hak etmeliyiz, helal kılmalıyız. İşveren ve işçi arasındaki diyaloglar tamamen Allah rızasına dayanmalıdır. İşçi, işverenin bütün araç ve gerekçelerini bir emanet olarak görüp kollamalı, sahip çıkmalı ve kendi öz malı gibi görmelidir. İşveren de, işçinin alın teri kurumadan hakkını ödemeli, minnet etmemeli, duasını almalı, gönlünü hoş etmelidir. Böyle olduğu müddetçe çalışan da çalıştıran da hayatından ve malından, kazandıklarından huzur duyacaktır, bereketini görecektir. Belki de günahlarımızın kefareti olacaktır. Aynı zamanda işçi de işverene bir emanettir.” ifadelerini kullandı. (1 Mayıs)
2. Bursa’da İsmailağa cemaatine bağlı Uluçınar Derneği’ne ait bir Kuran kursunda kalan 10-12 yaş arasında en az beş çocuğun, kurs tadilatı gerekçesiyle yine aynı cemaate bağlı Orhaneli Dağımder Derneği’ne ait Kuran kursuna gönderilmesiyle birlikte cinsel istismara maruz bırakıldıkları ortaya çıktı. Eğitim-İş Bursa Şubesi, İsmailağa cemaatine bağlı kurumların yanı sıra denetim görevlerini yerine getirmeyen Bursa İl ve Orhaneli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ile Bursa Müftülüğü hakkında da suç duyurusunda bulundu. (2 Mayıs)
3. Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa koluyla bağlantılı Ankara Sosyal Gelişim Derneği (SOGEL) ve yine Nakşibendi tarikatına yakınlığıyla bilinen Akra Medya’nın organize ettiği “Ufka Yolculuk” adlı etkinliği Alevilerin inanç merkezi Hacı Bektaş Veli Dergahı önünde düzenlendi. Etkinlik kapsamında tanıtım stantları ve dev ekranlar kuruldu, çeşitli gösterimler yapıldı. Alana getirilen ilk, orta ve lise öğrencilerine Nakşibendi tarikatına ait dini kitaplar dağıtıldı. Hacıbektaş Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende, sahnede yer alan Atatürk ve Hacı Bektaş Veli’nin fotoğrafları ile Türk bayrağı indirildi. (14 Mayıs)

4. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu TÜGVA, MEB’e bağlı okullarda düzenleyeceği “yaz okulları” için Türkiye’nin farklı illerinde eğitmen ilanı verdi. İlanda, “kimler başvurabilir” başlığının altında aranan özellikler “ilahiyat lisans mezunları, ilahiyat ön lisans mezunları, ilahiyat 3. Sınıf ve üzeri, imam hatip lisesi mezunları, lisans mezunları” olarak sıralandı. (13 Mayıs)

5. İsmailağa cemaatinden bir grubun Çanakkale, Gelibolu’daki görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Paylaşılan videoda cemaat üyelerinin “Mahmut Efendi cemaatindeniz, Bayrampaşa’dan, İstanbul’dan geliyoruz biz. Türkiye’nin 81 iline yayıldık Tebliğ yapıyoruz” ifadeleri yer aldı. (15 Mayıs)

6. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim Yayma Vakfı, “İlim Yayma Ödülleri 2025” basın toplantısını Beşiktaş Four Seasons Otel’de düzenledi. Toplantıda konuşan Bilal Erdoğan “İnanç ve geleneklerimizde öğretmenlik peygamber mesleği olarak nitelendirilir. İlim Yayma Ödülleri, Türkiye’nin en büyük akademik ödülü ve dünyanın da sayılı ödüllerinden birisi. İlim Yayma Ödülleri çok özgün bir akademik ödül. İlim Yayma Ödülleri 2025 yılı ödül sahiplerine ‘Büyük Ödül’ kategorisinde 5 milyon TL, ‘Mühendislik, Doğa ve Sağlık Birimleri’ kategorisinde 2 milyon TL, ‘Sosyal Bilimler’ kategorisinde de 2 milyon TL olmak üzere toplamda 9 milyon TL inşallah takdim edilecek.” dedi. İlim Yayma Ödülleri Ödül Komisyonu Başkanı İdris Sarısoy da “Biz, “Sosyal Bilimler”, “Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri” ve “Büyük Ödül” olmak üzere 3 ödül veriyoruz. Dünyamızda yaşadığımız sorunlara evrensel düzeyde çözüm getirmiş akademisyenlerimizin İlim Yayma Ödülleri’ne aday olması ya da aday gösterilmesini istiyoruz. Rektörlerimize yoğun ziyaretler gerçekleştirerek bu hususta desteklerini istedik” dedi. Toplantıda Erdoğan’ın yanı sıra, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün ve İlim Yayma Ödülleri Ödül Komisyonu Başkanı İdris Sarısoy ile İlim Yayma Ödüllerine destek veren sponsor ve temsilcileri de yer aldı. Sponsorlar arasında, Turkcell, MNG, Medipol, Portfilo, BMC gibi şirket ve holdingler yer aldı. (20 Mayıs)

Laiklik Meclisi İzleme Merkezi, 15 Ağustos 2025